Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Henüz çok küçük bir kısmını gözlemleyebildiğimiz ve bu kısım içerisinde çok az sayılabilecek bilgi birikimine sahip olduğumuz evren, bünyesinde çok tuhaf madde ve enerji biçimlerini barındırıyor. Hem bilim dünyasının ilgisini çeken hem de bilimle ve özel olarak uzay-evren bilmecesiyle ilgilenen insanları heyecanlandıran bu sıradışı on cisim, madde ve enerji oluşumlarına bir göz atalım.
Aynı gündüz farklı kişilklere bürünen sinemanın ve çizgi romanların süper kahramanları gibi, normal maddeyi üreten parçacıklar aynı zamanda bu maddelerin zıttını da üretiyor. Bir elektron negatif bir yüke sahiptir ancak onun antimaddesi olan pozitron, pozitif yüklüdür. Bu iki madde çarpışarak birleştiğinde birbirlerini yok ederek Einstein'ın formülasyonu olan E=mc2'ye göre saf enerjiye dönüşür.
Antimadde Nedir? yazısını okumak için tıklayınız.
Eğer radikal ve yeni bir teori olan "braneworld" (zar(membran)-dünya) teorisi doğruysa, Güneş sistemine yayılmış halde, her biri bir atom çekirdeği boyutlarında binlerce minik kara delik var demektir. Kendilerinden çok daha büyük olan kara delik akrabalarından farklı olarak, bu minik kara deliklerin Büyük Patlama'dan miras kalan ilkel kalıntılar olduğu düşünülüyor. Bu bağlamda mini kara delikler beşinci boyut ile yakından ilişkili sayılıyor.
KMA (CMB - Cosmic microwave background) olarak da bilinen, evreni oluşturan Büyük Patlama'nın ilkel radyasyon kalıntılarından biri. Bir radyo gürültüsü olarak 1960'larda tespit edildi ve tüm uzaydan yayıldığı tahmin ediliyor. CMB, teoride bilinen Büyük Patlama için en kaliteli kanıt birimini oluşturuyor. Son dönemde yapılan çalışmalardaki kesin hesaplar kozmik mikrodalga ışınımının sıcaklığının -455 derece Fahrenheit (-270 derece Santigrat) olduğunu gösteriyor.
Bilim insanları karanlık madde'nin, çok hafif nötrinolardan, görülmeyen kara deliklere kadar, evrenin tüm maddesel yapısını oluşturduğunu düşünüyor. Ancak mevcut teknoloji ile direkt olarak tespit edilmiş veya gözlenmiş değil. Bir çok bilimci ise karanlık madde'nin gerçek olup olmadığını dahi sorgularken, gerçek olması durumunda kütleçekimi fenomeninin daha iyi anlaşılması ile birçok gizemin de çözüleceğini kabul ediyor.
1990'ların başında bilinen gezegenler yalnızca bizim güneş sistemimizde bulunan yakından bildiğimiz gezegenlerdi. Kasım 2010'a kadar uzay araştırmacıları 500'den fazla güneş sistemi dışında bulunan gezegen keşfetti. Bu gezegenler arasında kütleleri bir yıldızınkine yakın olan devasa gaz dünyalarından, taşsı kızıl cücelere kadar değişen örnekler bulunuyor. İkinci bir yaşanabilir Dünya arayışı hala sürerken, bilim insanları gelişen teknoloji ile bizimkine yakın özelliklerde yaşanabilir gezegenler bulmayı umut ediyor.
"Yıldızların çevresinde dünya benzeri gezegenler olabilir" yazısını okumak için tıklayınız.
Albert Einstein'ın genel görelilik kuramına göre, uzay-zaman'ın ürettiği sapmalar olan kütleçekim dalgaları, ışık hızında hareket ediyor. Ancak bunlar o kadar zayıf dalgalar ki, gökbilimciler ancak dev kozmik olaylar sırasında oluşan kütleçekim dalgalarının gözlenebileceğini düşünüyor. LIGO ve LISA -bu zayıf dalgaları algılamak için üretilmiş iki aygıt- kütleçekim dalgaları araştırmalarının yürütülmesini sağlıyor.
Nötrinolar elektriksel olarak nötrdür ve hiçbir engele takılmadan kilometrelerce hareket eden neredeyse kütlesiz parçacıklardır. Bir miktar nötrino da siz bu yazıyı okurken vücudunuzdan geçmiştir. Bu hayalet parçacıklar sağlıklı ve içten yanan yıldızlarda veya ölmekte olan yıldızların süpernova patlamaları sırasında üretilir. Yer altına ve denizin dibine gömülen dedektörler ile nötrino-yakalama projesi yıllardır süregelmektedir.
Gözlenebilir evrenin kenar ve köşelerinden parıldayan bu parlak 'fenerler', bilim insanlarına evrenimizin bebeklik dönemindeki kaosu hatırlatıyor. Kuasarlar, yüzlerce galaksinin kombine edilerek üretebileceği enerjiyi salmaktadır. Genel bir kabule göre, kuasarlar uzak galaksilerin merkezindeki isyancı dev kara delikler olarak düşünülüyor. 1979 'da çekilen bir fotoğraf olan görselde, 3C 273 adı verilen kuasar görülebilir.
Kuantum fiziği bize görünüşteki aldatmacayı anlatmaktadır: Boş uzay sandığımız alan 'sanal' atomaltı parçacıkların kol gezdiği, sürekli oluşup-yok olduğu dokudur. Bu geçici parçacıklar, genel göreliliğe göre anti-yerçekimsel bir etki yaratarak uzayı genişletir ve uzayın her santimetrekaresini belli bir enerji ile besler. Ne var ki; evrenin ivmelenerek genişlemesinin altında yatan sebebi henüz kimse bilmiyor.
Evrenin bilinmeyenlerine rağmen, bildiklerimizin içinden çıkan ve algılarımızı, yaşam kavrayışımızı zorlayan bu tuhaflıklara yenilerinin eklenmesini umutla bekliyoruz.
Referans : Space.com, Top 10 Strangest Things in Space, www.space.com/9699-top-10-strangest-space.html
10 - Antimadde
Aynı gündüz farklı kişilklere bürünen sinemanın ve çizgi romanların süper kahramanları gibi, normal maddeyi üreten parçacıklar aynı zamanda bu maddelerin zıttını da üretiyor. Bir elektron negatif bir yüke sahiptir ancak onun antimaddesi olan pozitron, pozitif yüklüdür. Bu iki madde çarpışarak birleştiğinde birbirlerini yok ederek Einstein'ın formülasyonu olan E=mc2'ye göre saf enerjiye dönüşür.
Antimadde Nedir? yazısını okumak için tıklayınız.
9- Mini Kara Delikler
Eğer radikal ve yeni bir teori olan "braneworld" (zar(membran)-dünya) teorisi doğruysa, Güneş sistemine yayılmış halde, her biri bir atom çekirdeği boyutlarında binlerce minik kara delik var demektir. Kendilerinden çok daha büyük olan kara delik akrabalarından farklı olarak, bu minik kara deliklerin Büyük Patlama'dan miras kalan ilkel kalıntılar olduğu düşünülüyor. Bu bağlamda mini kara delikler beşinci boyut ile yakından ilişkili sayılıyor.
8- Kozmik Mikrodalga Arka Alan Işınımı
KMA (CMB - Cosmic microwave background) olarak da bilinen, evreni oluşturan Büyük Patlama'nın ilkel radyasyon kalıntılarından biri. Bir radyo gürültüsü olarak 1960'larda tespit edildi ve tüm uzaydan yayıldığı tahmin ediliyor. CMB, teoride bilinen Büyük Patlama için en kaliteli kanıt birimini oluşturuyor. Son dönemde yapılan çalışmalardaki kesin hesaplar kozmik mikrodalga ışınımının sıcaklığının -455 derece Fahrenheit (-270 derece Santigrat) olduğunu gösteriyor.
7 - Karanlık Madde
Bilim insanları karanlık madde'nin, çok hafif nötrinolardan, görülmeyen kara deliklere kadar, evrenin tüm maddesel yapısını oluşturduğunu düşünüyor. Ancak mevcut teknoloji ile direkt olarak tespit edilmiş veya gözlenmiş değil. Bir çok bilimci ise karanlık madde'nin gerçek olup olmadığını dahi sorgularken, gerçek olması durumunda kütleçekimi fenomeninin daha iyi anlaşılması ile birçok gizemin de çözüleceğini kabul ediyor.
6 - Ötegezegenler
1990'ların başında bilinen gezegenler yalnızca bizim güneş sistemimizde bulunan yakından bildiğimiz gezegenlerdi. Kasım 2010'a kadar uzay araştırmacıları 500'den fazla güneş sistemi dışında bulunan gezegen keşfetti. Bu gezegenler arasında kütleleri bir yıldızınkine yakın olan devasa gaz dünyalarından, taşsı kızıl cücelere kadar değişen örnekler bulunuyor. İkinci bir yaşanabilir Dünya arayışı hala sürerken, bilim insanları gelişen teknoloji ile bizimkine yakın özelliklerde yaşanabilir gezegenler bulmayı umut ediyor.
"Yıldızların çevresinde dünya benzeri gezegenler olabilir" yazısını okumak için tıklayınız.
5 - Kütleçekimsel Dalgalar
Albert Einstein'ın genel görelilik kuramına göre, uzay-zaman'ın ürettiği sapmalar olan kütleçekim dalgaları, ışık hızında hareket ediyor. Ancak bunlar o kadar zayıf dalgalar ki, gökbilimciler ancak dev kozmik olaylar sırasında oluşan kütleçekim dalgalarının gözlenebileceğini düşünüyor. LIGO ve LISA -bu zayıf dalgaları algılamak için üretilmiş iki aygıt- kütleçekim dalgaları araştırmalarının yürütülmesini sağlıyor.
4 - Gökada Yamyamlığı
Dünya'daki yaşamda olduğu gibi, gökadalar da birbirlerini yiyerek zamanla büyüyüp evrimleşebilir. Samanyolu galaksimizin komşusu Andromeda şu an uydularından birini tüketiyor. Eski 'yemek'lerinin kalıntısı olan bir düzine yıldız kümesi de Andromeda'nın içine yayılmış durumda. Görselde ise gökadamız ile Andromeda'nın muhtemel çarpışması dizayn edilmiş. Bu çarpışma yaklaşık gelecek 3 milyar yıl içinde gerçekleşecek.
3 - Nötrinolar
Nötrinolar elektriksel olarak nötrdür ve hiçbir engele takılmadan kilometrelerce hareket eden neredeyse kütlesiz parçacıklardır. Bir miktar nötrino da siz bu yazıyı okurken vücudunuzdan geçmiştir. Bu hayalet parçacıklar sağlıklı ve içten yanan yıldızlarda veya ölmekte olan yıldızların süpernova patlamaları sırasında üretilir. Yer altına ve denizin dibine gömülen dedektörler ile nötrino-yakalama projesi yıllardır süregelmektedir.
2 - Yıldızsılar (Kuasarlar)
Gözlenebilir evrenin kenar ve köşelerinden parıldayan bu parlak 'fenerler', bilim insanlarına evrenimizin bebeklik dönemindeki kaosu hatırlatıyor. Kuasarlar, yüzlerce galaksinin kombine edilerek üretebileceği enerjiyi salmaktadır. Genel bir kabule göre, kuasarlar uzak galaksilerin merkezindeki isyancı dev kara delikler olarak düşünülüyor. 1979 'da çekilen bir fotoğraf olan görselde, 3C 273 adı verilen kuasar görülebilir.
1 - Vakum (Madde İçermeyen Uzay) Enerjisi
Kuantum fiziği bize görünüşteki aldatmacayı anlatmaktadır: Boş uzay sandığımız alan 'sanal' atomaltı parçacıkların kol gezdiği, sürekli oluşup-yok olduğu dokudur. Bu geçici parçacıklar, genel göreliliğe göre anti-yerçekimsel bir etki yaratarak uzayı genişletir ve uzayın her santimetrekaresini belli bir enerji ile besler. Ne var ki; evrenin ivmelenerek genişlemesinin altında yatan sebebi henüz kimse bilmiyor.
Evrenin bilinmeyenlerine rağmen, bildiklerimizin içinden çıkan ve algılarımızı, yaşam kavrayışımızı zorlayan bu tuhaflıklara yenilerinin eklenmesini umutla bekliyoruz.
Referans : Space.com, Top 10 Strangest Things in Space, www.space.com/9699-top-10-strangest-space.html
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
30 Eylül 2019
Gezegen Dokuz, İlkel Bir Kara Delik Olabilir
02 Mart 2016
Gök Cisimleri Neden Farklı Boyutlarda Oluyor?
25 Ağustos 2015
Uzayın Derinlikleri
22 Eylül 2017
Güneş Sistemi İçinde İkili Gezegencik Sistemi Keşfedildi