Kötü bilim kötü tıbba yol açar. Hatalı istatistiksel uygulamalar ve işlevsiz klinik araştırmalar her türlü yanlış sonuca yol açabilir.

Populasyon düzeyinde görülen farklılıkların önemli olduğunu düşündüren şey, dil ve kültürdür. Ancak bunlar elbette ki biyolojik değildir.

Çalışmanın ezberbozan sonuçları ortaya çıkmadan önce beyindeki dil yolaklarının ortaya çıkışını 5 milyon yıl öncesi olarak kabul ediyorduk.

Koronavirüslerin, beyne zarar verebileceği; 2003'teki SARS salgınından elde edilen veriler sonucunda bilinmektedir.

Dinozor embriyolarının fosiller arasında en nadir bulunan fosiller olduğunu biliyoruz. Ancak her ne kadar nadir de olsalar bu hayvanların paleobiyolojisini de en iyi bu örnekler...

Doğal fenomenlere yapılan dini açıklamalar, doğal olarak bilim tarafından reddedilir. Çünkü bu açıklamalar bir amaç taşır.

SARS-CoV-2’nin hücreye giriş kapısını kapatabildiği tespit edilen APN01 molekülü ile ilgili ilk veriler Cell’de yayımlandı.

Özellikle de çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin bu sohbetlerinden büyük miktarlarda bilgi, yüksek düzeyde stres ve endişeye maruz kalmaktadır.

Sosyal medya ve Whatsapp gruplarında dolaşan "Bir arkadaşımın arkadaşının X hastanesindeki teyzesi" gibi spekülatif haberler, doğru bilgilere kıyasla çok daha hızlı yayılabilmektedir.

Virüsün, canlı hücrelere enfekte olmadan önce hangi yüzeyde ne kadar süre boyunca hayatta kalabildiği, yüzeyin özelliklerine ve virüsün türüne göre değişkenlik gösterir.

Virüse karşı henüz bir aşı geliştirilememiş olmasından kaynaklı virüsün yayılmasını durdurmak için alınacak önlemler de önemli hale geldi.

İnsanlık tarihi hatta tüm yüksek organizmaların evrim tarihi boyunca hastalıklarının ve ölümlerinin en önemli sebeplerinden biri olarak, süreklilik içinde varlıklarını ve hasarl...