Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

İnsan beyninde 'arcuate fasciculus' adı ile bilinen bölgenin dil için önemi tartışmasız kabul görmektedir. Daha açık bir biçimde ifade etmek gerekirse, beyinde dil gelişimi, dil ile bağıntılı olan ve kompleks dil kullanımını ortaya çıkartan beyin devrelerinin düzenlenmesinde, özellikle de posterior temporal bölgeler ile inferior frontal alanları birbirine bağlamak sureti ile, ‘arcuate fasciculus’ çok önemki bir görev üstlenmektedir.

Bu ehemmiyetin kabul görmesine karşın, bölgenin maymunlarda bir homoloğunun olup olmadığı ve bu bölgenin gelişimsel süreçte insana-özgü özelleşmesinin ardındaki tabiat henüz net olarak bilinmiyordu. Nature Neuroscience’da yayımlanan makale ile bilim insanları, maymunlar, apeler ve insanların işitsel fonksiyonlarda görevli alanlarını ve MRI görüntüsü verilerini kullanarak işitsel kortekste kökenlenen bir homoloji tanılamayı başardı. Bu önemli keşifle birlikte, arcuate fasciculusun işitsel fonksiyonlanmasının primat filogenetiği içerisinde bilinenden çok daha eski bir noktada ortaya çıktığı ve bu aradaki geçişlerde gerçekleşmiş hatırı sayılır değişimin doğası gün yüzüne çıkarıldı.

Çalışmanın ezberbozan sonuçları ortaya çıkmadan önce beyindeki dil yolaklarının ortaya çıkışını 5 milyon yıl öncesi olarak kabul ediyorduk. Mevcut keşif ile beyinde dil fonksiyonunun gerçekleşmesini sağlayan yolakların öncüllerinin evrimsel kökenini en az 20 milyon yıl daha geriye ötelendi.

Evrimsel tarih içinde bu özelliğin gelişimine dair köken ve değişim sürecini daha iyi anlamamızı sağlayacak fosilleri bulmanın çok zor olduğunu tahmin edebiliriz. Elbette beyin dokusu kemikler gibi fosilleşmez. Sinirbilimleri açısından bunun zorluğu diğer yumuşak dokulu organ veya yapıların evrimini çalışırken çıkan zorluğa benzer şekilde karşılaştıracak fosilleşmiş kalıntıların olmamasıdır. Bu durumla baş etmek için teknikler geliştiriyor olsak da, sinirbilimciler daha hızlı ve geçerliliği de yüksek bir yol olarak insan beynindeki incelenmek istenen özellik ve devreleri, yaşamakta olan primatlarınki ile karşılaştırma yolunu seçmektedir.

Newcastle University, Faculty of Medical Sciences’den Prof. Chris Petkov’a göre, gelecekte elde ettikleri sonuçlardan daha eski bir köken bulunabilir ancak şimdilik gelebildiğimiz en erken tarih bu. Yayımlanan çalışmada Avrupa ve Amerika’dan bilim insanları, insan beyni, apelerin ve maymun türlerinin beyinleri üzerinden alınan görüntüler ile işitsel bölgeleri, beyin yolaklarını mercek altına aldı.

Bu incelemenin ardından, insan beyin korteksinde yer alan işitsel korteks ile konuşma ve dil yeteneğinde önemli rol oynayan frontal lob bölgelerini birbirine bağlayan bir segmenti -dil yolağının bir parçası olarak- keşfedildi. Konuşabilme ve kompleks dil insanlara özgü olsa da, alınan görüntüleme örneklerine bakılarak işitsel biliş ve vokal iletişimin evrimsel temelinin diğer primatlardaki işitme yolakları ile arasındaki bağa dayanabileceği görüldü.

Artık neredeyse kesin olarak insan dil yeteneğinin evrimsel kökeninin, insansı olmayan primatlarda kökenlenen işitsel sisteme dayandığını biliyoruz. Ancak bu elbette insanlarda ortaya çıkan kompleks dil yeteneğinin gelişimi süresince hatırı sayılır bir transformasyon gerektiriyordu. Bu dönüşüm için gereken süre mevcuttuysa da genetik ve epigenetik değişimlerin tam olarak nasıl bu dönüşüme ön ayak olmuş olabileceğine dair bilgimiz çok sınırlı.

Daha morfolojik ölçekte oldukça anahtar bir farklılık ile bu dönüşüm arka planına dair de bilgiler edindik: Bu işitsel-vokal bilişi ortaya çıkaran yolakların beynin sol yarım küresinde kalan kısmı daha güçlü ve etkili ilen sağ lob bağlantıları beynin işitsel olmayan bölgelerine girişimde bulunmak üzere işitsel prototip veya öncüllerden evrimsel olarak dallanarak gelişmiş durumda.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir