Daedalus ve Icarus'un efsanesinde, herkes Icarus'un uyarıları dikkate almamasına vurgu yapar. Oysa Daedalus'un bilgelik olmayan bir zekâyı temsil ettiğinden söz edilmez.

Aslına bakarsanız; insan çığlığının barındırdığı cephane, milyonlarca yıllık evrim boyunca nüanslarla bilenmiş ve şekillenmiştir.

İnsan geninin başka bir primatın beyninde benzer bir amacı yerine getirdiğini göstermek, insanların nasıl evrimleşmiş olabileceği konusunda yeni bir fikir verir.

Artık davranışsal evrim çalışmalarında her ne kadar farklı maymun türleri ile ortak atalarımızdan farklı davranış tiplerinin miras kaldığını biliyor olsak da, yeni bir çalışmada düşünüş biçimlerimizin genel olarak maymunlarla aynı kalıplara dayandığı gözlemlendi.

Esasında bu yanlış kavrayış, Charles Darwin'den çok daha önce ortaya çıkmıştır.

Populasyon düzeyinde görülen farklılıkların önemli olduğunu düşündüren şey, dil ve kültürdür. Ancak bunlar elbette ki biyolojik değildir.

Çalışmanın ezberbozan sonuçları ortaya çıkmadan önce beyindeki dil yolaklarının ortaya çıkışını 5 milyon yıl öncesi olarak kabul ediyorduk.

Diyelim ki; COVID-19'a yakalandık ve iyileştik. Artık hastalığa karşı bağışıklık geliştirdiğimizi söyleyebilir miyiz, yoksa tekrar yakalanmamız olası mıdır?

Son yıllardaki viral hastalık salgınlarının - SARS, MERS, Ebola, ve muhtemelen yeni korona virüsün de-- yarasalardan kaynaklanması aslında bir tesadüf değildir.

Yapılan analizler, bilişsel kapasitenin belirlenmesinde, tek başına beyin büyüklüğünden ziyade beyine gerçekleşen kan akış hızının daha iyi bir belirteç olduğunu ortaya koydu.

Modern insan bundan yaklaşık 200.000 yıl önce Afrika'da ortaya çıkmış ve 60.000 yıl önce de Dünya'ya yayılmaya başlamış. Peki tüm bu zamanları nasıl ve nereden biliyoruz?

Protein&Cell'de yayımlanan araştırmanın nihai amacı, organ nakli için kullanmak üzere insan organlarının hayvanlarda geliştirilmesini içeriyor.