Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
HIV, küresel olarak kadın ve yeni doğan bebeklerin sağlığını tehdit eden temel sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya genelinde yaygın olarak yeni HIV enfeksiyonlarının ortaya çıkması özellikle genç yaştaki kadın nüfusta görülmektedir. Her yıl tutulan medikal rapor kayıtlarına göre, yılda 1.5 milyon HIV enfeksiyonlu kadın hamile kalıyor. Etkili bir tedavi uygulanmadan bu nüfusun yaklaşık %45'i virüsü -özellikle de emzirme sırasında- çocuklarına geçiriyor.
University of North Carolina araştırmacılarının bu olumsuz duruma engel olmak ve genç kadınlar ile çocuklarına HIV transmisyonunu (geçişini) engellemek üzere yürüttüğü çalışmada anti-HIV etken maddesi EFdA'nın ( 4'-Etinil-2-floro-2'deoksiadenozin) etki gücü hayvan modellerinde denendi. Yapılan araştırmada EFdA'nın HIV vajinal ve oral yolla geçişinin veya bulaşmasının önüne geçebildiği kaydedildi.
Tüm sonuçları ve detayları dün 1 Ağustos'ta Journal of Antimicrobial Chemotherapy'de yayımlanan çalışmanın baş yazarı ve aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü'nde yardımcı doçent olarak görev yapan Martina Kovarova; kadın ve çocukların HIV bulaşmasına açık olduğunu buna karşılık EFdA maddesinin, kadınlara HIV geçişinin bir yolu olan vajinal bulaşmayı engelleyebildiğini bulduklarını açıkladı. Buna ek olarak EDdA'nın oral yolla geçişi de engellemesinin, HIV ile yaşayan annelerden, emzirme sırasında bebeğe virüsün geçişini engellemesi anlamına gelebileceği tespit edildi.
Kovarova ve araştırma ekibi, EFdA'nın verimliliğini canlı fare modellerde HIV'in vajinal ve oral geçişini teste tabi tutarak denedi. Yapılan iki çalışmada da EFdA'nın günlük dozlarının, çoklu olarak yüksek dozlu HIV'e maruz kalan farelerde dahi HIV enfeksiyonunu önleyebildiği gözlemlendi.
Kovarova, yürüttükleri araştırmanın son derece umut ve cesaret verici olduğunu belirtirken bundan sonraki aşamada EFdA'nın ne kadar düşük dozlarda aynı etkinin sağlanabileceğini, medikasyonun sistemde ne süre ile işlev göreceğini böylelikle de ilacın ne sıklıkta ve hangi dozlarla uygulanması gerektiğini tespit edebilmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Kadın ve bebeklerdeki yeni HIV enfeksiyonlarının büyük çoğunlukla, yeterli kaynakları olmayan henüz gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıktığı biliniyor. Bu bağlamda herkes için ulaşılabilir olan ve düşük dozlarda, düşük sıklıklarda kullanılacak bir anti-HIV ilacın veya tedavisinin dünya genelinde önemli olumlu sonuçlar üreteceği de aşikar.
Makale Referans : Martina Kovarova, Uma Shanmugasundaram, Caroline E. Baker, Rae Ann Spagnuolo, Chandrav De, Christopher C. Nixon, Angela Wahl, J. Victor Garcia. HIV pre-exposure prophylaxis for women and infants prevents vaginal and oral HIV transmission in a preclinical model of HIV infection. Journal of Antimicrobial Chemotherapy, 2016; dkw283 DOI: 10.1093/jac/dkw283
University of North Carolina araştırmacılarının bu olumsuz duruma engel olmak ve genç kadınlar ile çocuklarına HIV transmisyonunu (geçişini) engellemek üzere yürüttüğü çalışmada anti-HIV etken maddesi EFdA'nın ( 4'-Etinil-2-floro-2'deoksiadenozin) etki gücü hayvan modellerinde denendi. Yapılan araştırmada EFdA'nın HIV vajinal ve oral yolla geçişinin veya bulaşmasının önüne geçebildiği kaydedildi.
Tüm sonuçları ve detayları dün 1 Ağustos'ta Journal of Antimicrobial Chemotherapy'de yayımlanan çalışmanın baş yazarı ve aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü'nde yardımcı doçent olarak görev yapan Martina Kovarova; kadın ve çocukların HIV bulaşmasına açık olduğunu buna karşılık EFdA maddesinin, kadınlara HIV geçişinin bir yolu olan vajinal bulaşmayı engelleyebildiğini bulduklarını açıkladı. Buna ek olarak EDdA'nın oral yolla geçişi de engellemesinin, HIV ile yaşayan annelerden, emzirme sırasında bebeğe virüsün geçişini engellemesi anlamına gelebileceği tespit edildi.
Kovarova ve araştırma ekibi, EFdA'nın verimliliğini canlı fare modellerde HIV'in vajinal ve oral geçişini teste tabi tutarak denedi. Yapılan iki çalışmada da EFdA'nın günlük dozlarının, çoklu olarak yüksek dozlu HIV'e maruz kalan farelerde dahi HIV enfeksiyonunu önleyebildiği gözlemlendi.
Kovarova, yürüttükleri araştırmanın son derece umut ve cesaret verici olduğunu belirtirken bundan sonraki aşamada EFdA'nın ne kadar düşük dozlarda aynı etkinin sağlanabileceğini, medikasyonun sistemde ne süre ile işlev göreceğini böylelikle de ilacın ne sıklıkta ve hangi dozlarla uygulanması gerektiğini tespit edebilmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Kadın ve bebeklerdeki yeni HIV enfeksiyonlarının büyük çoğunlukla, yeterli kaynakları olmayan henüz gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıktığı biliniyor. Bu bağlamda herkes için ulaşılabilir olan ve düşük dozlarda, düşük sıklıklarda kullanılacak bir anti-HIV ilacın veya tedavisinin dünya genelinde önemli olumlu sonuçlar üreteceği de aşikar.
Makale Referans : Martina Kovarova, Uma Shanmugasundaram, Caroline E. Baker, Rae Ann Spagnuolo, Chandrav De, Christopher C. Nixon, Angela Wahl, J. Victor Garcia. HIV pre-exposure prophylaxis for women and infants prevents vaginal and oral HIV transmission in a preclinical model of HIV infection. Journal of Antimicrobial Chemotherapy, 2016; dkw283 DOI: 10.1093/jac/dkw283
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
07 Aralık 2014
Her Kanser İlacı Kalbe Aynı Zararı mı Veriyor?
16 Kasım 2014
Kanser Tedavisinde Yeni Görüntüleme Tekniği
28 Ekim 2015
Kanser Uçuklatan Virüs
27 Ağustos 2018
Zika Virüsü Kansere Karşı Etkili Bir Silah Olabilir mi?
16 Ağustos 2018
Anti-Psikotik İlaç Değişikliğinin Şizofreni Tedavisine Etkisi
06 Temmuz 2015
Süperşarj kök hücreler ile yeni terapi