Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
UCLA'den araştırmacılar, insan nörogenezini (nöron oluşumu ve gelişimi) düzenleyen gen haritasını geliştirdi. Nörogenez sırasında, nöral kök hücreler beyin hücrelerine dönüşür ve bu sırada serebral korteksin boyutları gelişir. Mevcut araştırmada da, beynimizin bu yolla gelişmesini yürüten ve bazı koşullar altında bir takım beyin hastalıkları için de zemin hazırlayan faktörler, açık ve kapalı konuma gelen genler tanılandı.
İnsan beyni, fareler ve maymunların beyinlerinden; görece çok daha büyük serebral kortekse (beyin kabuğu) sahip olduğundan farklılık göstermektedir. En üst düzeyde gelişmiş beyin bölgemiz olan korteks, düşünme, algılama, karmaşık ve sofistike iletişim gibi kapsamlı devreler gerektiren aktivitelerden sorumludur. Bilim insanları da, beynimizin bu karmaşıklığa erişen büyümesinin ardındaki moleküler ve hücresel mekanizmaları henüz anlamaya başlıyor ve böylelikle insan bilişinin bu gelişimle ilişkisi de anlaşılmaya başlanıyor.
Beyin gelişimi belli beyin bölgelerindeki ve hücre tiplerindeki genler ile yönlendirilmektedir. Bu genlerin ekspresyonu, yani DNA'ya gelen emirler ile bu parçalardan üretilen anlamlı ürünlerin yani proteinlerin üretilmesi anlamına gelir ve yine bu yolla belli zaman aralıklarında on-off (açık-kapalı) konuma gelen genlerin aktivitesi birçok gelişimsel fenomenin olduğu gibi beyin gelişiminin de ardında yatar. Ancak şimdiye kadar bu aktivitenin sırası, seviyesi, lokasyonu ve zaman aralığı ve de özellikle nörogenez sırasında kromozom üzerindeki bu açık-kapalı faz değişimleri bir harita ile açıklanmamıştı.
ATAC-seq adı verilen bir moleküler biyoloji tekniğinden yararlanan UCLA araştırmacıları nörogenez sırasında aktif olan beyin bölgelerini haritaladı ve bu veriyi, aynı beyin bölgelerindeki gen ekspresyonu verileri ile birleştirdi. Araştırmacılar aynı zamanda daha önce yayımlanmış olan kromozomlardaki katlanma kalıplarını ortaya koyan araştırmaların verilerini de kullandı. Kromozomal katlanıp açılma süreçleri genetik bilginin yazılıp okunmasını birinci dereceden etkilemektedir.
Tüm bu bilgiler bir araya getirilerek nörogenezin ardındaki temel düzenleyici ve yönetici elementler tanılandı. EOMES/Tbr2 geni bunlardan birisi ve kapalı konuma geçtiğinde ileri düzeyde yanlış beyin gelişimine ve yanlış organizasyonel oluşumuna neden oluyor.
Araştırmacılar hedeflenen belirli genlerin rollerini tespit etmek için son yılların en önemli gelişmelerinden biri olan CRISPR teknolojisinden faydalandı. Bu teknik sayesinde de, DNA'nın belirli bölgeleri çıkarılıp, düzenleyici altyapısında yapılan değişiklikler ile o genin ekpresyonu ve dolayısıyla nörogenez üzerindeki etkileri yeniden belirlenebildi.
Araştırmacılar haritalama sayesinde ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan ve gelişen şizofreni, depresyon, ADHD ve nevrotizm gibi psikiyatrik bir takım rahatsızlıkların, fetüsteki beyin gelişimi sırasında yazılabileceğini ve temellerin bu kadar erken gelişimsel fazlarda atılabileceğini ortaya koydu. Hatta bir insanın entelekt potansiyeli ve yeteneklerinin sınırları dahi nörogenez sırasında, bir raddeye kadar belirleniyor.
Araştırmacılar tüm bunlarla birlikte, insan serebral korteksinin diğer primatlara oranla çokdaha büyük olmasının ardındaki mekanizmayı da açığa çıkardı. Bir genom sekansı veya dizisi tanılayan araştırma ekibi, bu dizinin fibroblast büyüme faktörü ekspresyonunu değiştirdiğini böylelikle hücre çoğalması ve bölünmesinin ve hatta hücrelerin belirli görevler almasını düzenlediğini keşfetti. Bu genom sekansı farelerde ve diğer primatlarda bizde olduğundan çok daha az aktivite gösteriyor.
İnsan beyni, fareler ve maymunların beyinlerinden; görece çok daha büyük serebral kortekse (beyin kabuğu) sahip olduğundan farklılık göstermektedir. En üst düzeyde gelişmiş beyin bölgemiz olan korteks, düşünme, algılama, karmaşık ve sofistike iletişim gibi kapsamlı devreler gerektiren aktivitelerden sorumludur. Bilim insanları da, beynimizin bu karmaşıklığa erişen büyümesinin ardındaki moleküler ve hücresel mekanizmaları henüz anlamaya başlıyor ve böylelikle insan bilişinin bu gelişimle ilişkisi de anlaşılmaya başlanıyor.
Beyin gelişimi belli beyin bölgelerindeki ve hücre tiplerindeki genler ile yönlendirilmektedir. Bu genlerin ekspresyonu, yani DNA'ya gelen emirler ile bu parçalardan üretilen anlamlı ürünlerin yani proteinlerin üretilmesi anlamına gelir ve yine bu yolla belli zaman aralıklarında on-off (açık-kapalı) konuma gelen genlerin aktivitesi birçok gelişimsel fenomenin olduğu gibi beyin gelişiminin de ardında yatar. Ancak şimdiye kadar bu aktivitenin sırası, seviyesi, lokasyonu ve zaman aralığı ve de özellikle nörogenez sırasında kromozom üzerindeki bu açık-kapalı faz değişimleri bir harita ile açıklanmamıştı.
ATAC-seq adı verilen bir moleküler biyoloji tekniğinden yararlanan UCLA araştırmacıları nörogenez sırasında aktif olan beyin bölgelerini haritaladı ve bu veriyi, aynı beyin bölgelerindeki gen ekspresyonu verileri ile birleştirdi. Araştırmacılar aynı zamanda daha önce yayımlanmış olan kromozomlardaki katlanma kalıplarını ortaya koyan araştırmaların verilerini de kullandı. Kromozomal katlanıp açılma süreçleri genetik bilginin yazılıp okunmasını birinci dereceden etkilemektedir.
Tüm bu bilgiler bir araya getirilerek nörogenezin ardındaki temel düzenleyici ve yönetici elementler tanılandı. EOMES/Tbr2 geni bunlardan birisi ve kapalı konuma geçtiğinde ileri düzeyde yanlış beyin gelişimine ve yanlış organizasyonel oluşumuna neden oluyor.
Araştırmacılar hedeflenen belirli genlerin rollerini tespit etmek için son yılların en önemli gelişmelerinden biri olan CRISPR teknolojisinden faydalandı. Bu teknik sayesinde de, DNA'nın belirli bölgeleri çıkarılıp, düzenleyici altyapısında yapılan değişiklikler ile o genin ekpresyonu ve dolayısıyla nörogenez üzerindeki etkileri yeniden belirlenebildi.
Araştırmacılar haritalama sayesinde ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan ve gelişen şizofreni, depresyon, ADHD ve nevrotizm gibi psikiyatrik bir takım rahatsızlıkların, fetüsteki beyin gelişimi sırasında yazılabileceğini ve temellerin bu kadar erken gelişimsel fazlarda atılabileceğini ortaya koydu. Hatta bir insanın entelekt potansiyeli ve yeteneklerinin sınırları dahi nörogenez sırasında, bir raddeye kadar belirleniyor.
Araştırmacılar tüm bunlarla birlikte, insan serebral korteksinin diğer primatlara oranla çokdaha büyük olmasının ardındaki mekanizmayı da açığa çıkardı. Bir genom sekansı veya dizisi tanılayan araştırma ekibi, bu dizinin fibroblast büyüme faktörü ekspresyonunu değiştirdiğini böylelikle hücre çoğalması ve bölünmesinin ve hatta hücrelerin belirli görevler almasını düzenlediğini keşfetti. Bu genom sekansı farelerde ve diğer primatlarda bizde olduğundan çok daha az aktivite gösteriyor.
Kaynak ve İleri Okuma
- University of California - Los Angeles. "Genetic 'switches' behind human brain evolution: Process that turns neural stem cells in brain cells also sets stage, in some, for disorders." ScienceDaily. ScienceDaily, 11 January 2018. https://www.sciencedaily.com/releases/2018/01/180111115351.htm
- Luis de la Torre-Ubieta, Jason L. Stein, Hyejung Won, Carli K. Opland, Dan Liang, Daning Lu, Daniel H. Geschwind. The Dynamic Landscape of Open Chromatin during Human Cortical Neurogenesis. Cell, 2018; ";
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
29 Aralık 2014
Eller ve Yüzgeçler Aynı Genetik Kökene Sahip
10 Nisan 2018
Kaş İfadeleri İnsan Evriminde Neden Önemli Olabilir?
08 Ekim 2017
Yağlı Bir Göbeğin Sebebi Neandertaller Olabilir mi?
14 Ekim 2014
Modern İnsan Genomunda Neandertal İzleri Var
29 Ağustos 2017
"Homo naledi"nin Diyet Meselesi, Dişleriyle Çözülüyor