Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

9 Ocak'ta (2018) Scientific Reports'da yayımlanan bir araştırmada, vücudumuzu nasıl algıladığımızın, aslında kendimiz ve başkaları tarafından yapılan geçmiş gözlemlerin harmanlanmasıyla yaratılan bir bozulma olduğuna dair deliller elde edildi. Sıralı bağlılık olarak bilinen bu doğal önyargı, beynimizin zamanla topladığı verinin ortalamasını alma etkisidir. Araştırma verilerine göre, vücut büyüklüğüne ilişkin yargılar, daha önceki tecrübelere dayanıyor.

Bir kişinin ağırlığı, ortalamanın üzerine çıktıkça, geçmiş deneyimlerinin daha küçük vücut büyüklüğü içermesi de daha muhtemel hale gelir. Çünkü beynimiz, geçmiş ve güncel deneyimlerimizi birleştirir ve aslında olduğumuzdan daha zayıf göründüğümüze dair bir illüzyon oluşturur. 103 kadın katılımcının yer aldığı çalışmada, katılımcılara; normalin altında, normal, aşırı kilolu ve obez şeklinde değişkenlik gösteren bir dizi kadın vücudu fotoğrafı gösterildi. Araştırmada, katılımcılardan, vücut çizgisi olarak bilinen görsel bir analog ölçek boyunca bir çizgi çizerek algılanan vücut büyüklüğüne dair bir değerlendirmede bulunmaları istendi. Yapılan değerlendirmelerin ardından, algılanan vücut büyüklüğünde sıralı bir önyargıya dair deliller elde edildi. Yani katılımcılar, vücut büyüklüğüne dair yargılarının daha önce gördükleri vücut büyüklüğüyle uyumlu olması eğilimi gösterdiler.

Araştırma, insan gözlemcilerinin, kendi vücut büyüklüğü ve başkalarının vücut büyüklüğüne dair tahminler geliştirmede genellikle zayıf olduğunu ortaya koyuyor. Bir başka ifadeyle, vücut büyüklüğüne ilişkin yargılar, her zaman tutarlılık göstermiyor ve çeşitli faktörlerden etkilenebiliyor. Hatta bazen yanımızdaki insanın vücut büyüklüğüne dair gözlemimizden bile etkilenebiliyor.

Elde edilen bu bulgular, başarılı bir diyet şansını da içeren kilo verme yaklaşımları için önemli işaretler taşıyor. Bu durumu sağlık açısından ilginç kılan şey ise, yanlış algılayan vücut boyutunun yeme bozuklukları veya obezitenin ortak bir semptomu olmasıdır. Araştırma ekibi bu yanılsamaları düzeltmeyi ve böylelikle insanların ağırlıklarını doğru bir şekilde değerlendirebilmelerini, beklentileri yönünde mi yoksa aksi yönde mi bir değişimin gerçekleştiğini tutarlı bir biçimde görebilmelerine yardımcı olmayı hedefliyor.

Obezite oranlarının giderek arttığı bir dünyada, bu bozukluk; kötü sağlık, düşük yaşam kalitesi ve çeşitli büyük hastalıkların başlangıcı ve ciddiyetindeki artış ile bağlantılıdır. Kilo alımının fark edilmemesi, sorunun fark edilmesini geciktirir, böylece bireyler ve toplumlar için sağlık sorunlarının ortaya çıkma olasılığı da artar.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir