Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Olumlu bir duygu olmasa da ve bazen bu duygudan kaçınmaya çalışsak bile, öfke, hepimizin zaman zaman sergilediği haklı bir duygudur. Öfke sergilemek, neden olduğumuz zorluklara, acıya ve  hayal kırıklığına tepki verebilen canlılar olduğumuzun da bir göstergesidir. Duygularımız, bizi biz yapan pek çok şeyden biridir, fakat ne var ki; öfke yalnızca türümüze özgü bir duygu değildir, aynı alemi paylaştığımız pek çok hayvan da bu duyguyu gösterebilir.

Fiziksel düzeyde, aynı nörokimyasalları (serotonin ve testosteron gibi) ve beyin yapılarını (öfke, agresyon ve intikam gibi hislerin sergilenmesinden sorumlu beyin bölgesi hipotalamus gibi) paylaştığımız için pek çok hayvanda da öfke sergileme kapasitesini gözlemleyebiliriz.

Örneğin arılar, öfke gibi belli başlı duygularını ifade etmek için vızıltı tonlarında değişkenlik gösterir, araştırmalara göre, bazı türlerin erkekleri, dişilerin peşinde koşarken tuhaf ve eşsiz bir ses çıkarır.

The Descent of Man" (İnsanın Türeyişi) kitabında, Darwin, hayvanların duyguları olduğuna dair pek çok örnek verir.

Örneğin, Darwin; köpeklerin evcilleştirilmeden ve seçilime dayalı ıslahtan önce modern havlama biçiminde havlamadıklarını, modern havlamanın yeni bir beceri olduğunu söyler. Darwin’e göre, köpekler farklı koşullara bağlı olarak öfkeyi de içeren farklı duygusal ifadeler geliştirmiştir. Evcilleşmiş köpekte, öfke havlaması ya da hırlaması, hapsedildiğinde acı acı havlaması, umutsuzluk iniltisi şeklinde gece ulumaları, sahibiyle gezintiye çıktığında sevinç havlaması ya da bir kapının veya pencerenin açılmasını isterken olduğu gibi apayrı bir dilek ve yalvarı havlaması gözlemleriz.

Öte yandan, kuşlar  ve maymunlar da kendi duygusal hallerini ifade eden sesler çıkarırlar. Kuş sesleri, korku, stres, öfke, övünme ya da mutluluk gibi çeşitli duygularını yansıtan tonlar içerir. Hatta maymunlar da güçlü duygularını farklı ses tonlarıyla ifade eder. Öfke ve tahammülsüzlük, maymunlarda düşük ses tonlarında yansıma bulurken, korku ve acı ise yüksek ses tonlarında kendine ifade bulur. Bir başka örnek olarak, bazı köpekler ve atlar çok daha hırçın ve huysuz olabilirken, bazıları ise oldukça uysaldır ve bu karakteristikleri kalıtsaldır yani nesilden nesile aktarılır. Hemen herkes, hayvanların ne kadar öfkeli olduklarını ve bunu ne kadar açık bir biçimde gösterme hassaslığında olduklarını bilir. Hatta hayvanlar da kendi yöntemleriyle intikam alma davranışı sergiler.

Babunun İntikamı

Çeşitli hayvanların, uzun süre unutmadıkları sanatsal bir intikam alma davranışı gösterdiklerine dair pek çok örnek mevcuttur. Örneğin; uysallaştırılma işkencelerine maruz kalmış Amerika ve Afrika maymunlarının uzun zaman sonra intikam aldıklarını gösteren örnekler sunulmuştur. Benzer şekilde zoolog Andrew Smith kendi tanık olduğu bir durumu şöyle anlatıyor;

“Ümit Burnu’nda bir polis, bir babunu sürekli olarak rahatsız ediyordu. Bir Pazar günü resmi bir geçiş töreninin yaklaştığını gören babun, bir oyuğa hızlıca biraz su döktü ve çamur oluşturdu. Polisin geçişi sırasında da bütün izleyicilerin gözü önünde alabildiği kadar çamuru ona doğru fırlattı. Uzun süre boyunca da babun kurbanını her gördüğünde sevinç çığlıkları attı.”

Bir Karga Asla Unutmaz

İntikam, yalnızca kuzenlerimize özgü bir davranış biçimi değildir. Yapılan araştırmalar, kargaların son derece harika bir hafızaya sahip olduklarını ve sinirlenebildiklerini gösteriyor. Bir kargayı kızdırdığınızda, yüzünüzü yıllarca unutmadığı ve diğer kargaların da yardımıyla sizden intikam almak için doğru zamanı kolladığına dair deliller mevcuttur. (Kargaların Muhteşem Zekâsı)

Öfkenin yanı sıra, kargalar yalnızca doğrudan deneyimleyerek değil, toplulukları içinde yayılan dedikodulardan da öğrenebilirler. Grubun üyeleri, tehditkâr kişi hakkında dolaylı yoldan bilgilendikleri için, bulgular; belirli bir insana ait tek bir karganın kötü bir deneyiminin, bu kişi hakkındaki bilgileri karga topluluklarına yayabildiğini gösteriyor. Öte yandan, kargaların son derece etkileyici hafızaları göz önüne alındığında, bu kuşlara zarar veren insanların yıllarca cezalandırma yaşamaları muhtemeldir.

Koyunlar Sanıldığı Kadar Uysal Değildir

Kısa süre önce sosyal medyada sıkça paylaşılan bir video izledik. Söz konusu videoda, bir koyun sürüsü içerisindeki bir koyunun, çobanın arkasını dönmesiyle ona saldırdığına tanık olduk. Koyunlar, oldukça uysal hayvanlar olarak bilinir. Ancak her canlıda olduğu gibi evrimsel süreçte evcilleştirilmelerinden önceki yaşamlarında vahşi hayvan davranışları sergiledikleri biliniyor. Öfke, evrimsel süreçte canlının hayatta kalması için bir avantajdır. Yaşam biçimi olarak, koyunlar sosyal canlılardır. Sürüler halinde yaşarlar ve bu durumun avantajlarından, sürünün her bireyi tekil düzeyde faydalanır. Sürü yaşamı, koyunların özellikle birbirlerini sevdiklerinden değil, hayatta kalmak için bir koruma sağladığı için tercih edilen yaşam biçimidir ve evcilleştirilmiş olsa dahi, koyunlar bu korunma içgüdüsünü devam ettirir. Evcil koyun sürülerinde, çoban –bize göre- her ne kadar idareci gibi gözükse de sürü için genellikle bir korku ve tehlike figürüdür. Esasında, sürü içindeki koyunlar çobanın idareci becerilerinden dolayı değil, onu bir tehlike olarak gördükleri için bir araya toplanmayı tercih eder. Dolayısıyla, bir koyunun, çobanın boş bir anında ona saldırması; sürünün ve kendisinin güvenliğini sürdürülebilir kılmaya çalışmasındandır.

Nörobiyoloji ve hayvan davranışı alanında yapılan araştırmalar en azından bazı omurgalıların korku, nefret, neşe, kıskançlık, şefkat ve öfke gibi bir dizi duyguyu yaşadıkları konusunda son derece çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyor.

Her ne kadar duyguların detaylı bir biçimde incelenmesi zor olsa da, insan, kendi duygularının gerçek olduğunun farkındadır, çünkü bu duyguları yaşayan kendisidir. Fakat bir başkasının ne tür duygular içerisinde olduğu tam anlamıyla kestirilemez. Yaşadığınız duyguları sözcüklerle betimlemeye çalışabilirsiniz, ancak bazen hiçbir şey söylemeseniz bile beden diliniz ve davranış örgünüze bakılarak duygularınız hakkında bir tahminde bulunulabilir.

Hayvanlarda da benzer durum söz konusudur. Kasların gerginlik ya da gevşekliği, vücudun duruş biçimi, yürüyüş biçimi, yüz ifadeleri, gözler, bakışlar, çıkarılan sesler ve yayılan kokular, onların ne tür duygular içinde oldukları hakkında bizlere ipuçları verir. Bu işaretleri okumak için ille de uzman olmanız gerekmez, hayvanları gözleme konusunda biraz deneyim geliştirenler, gördükleri konusunda genellikle ortak bir noktada birleşirler.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir