Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Bilim insanları uzun süredir insan eli ve balık yüzgeci arasında genetik bir ilişkinin olup olmadığını araştırıyorlardı. Ve nihayet, yeni bir çalışma bu yapıların kesinlikle birbiriyle ilişkili olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmacılar fareler ile sıradışı bir tatlı su balığının gen dizilimlerini karşılaştırdılar ve farelerin el ve ayak gelişiminin, balık yüzgecinin gelişimiyle benzer genleri barındırdığı sonucuna ulaştılar. Bulgular günümüz kara hayvanlarının kollarının balıksı ataların yüzgeçlerinden evrimleştiği sonucuna götürüyor.
Chicago Üniversitesi Organizmal Biyoloji bölümünden Neil Shubin, bilek ve parmak fosillerinden elde edilen verilerin bariz bir şekilde sucul yaşamın kökenlerine işaret ettiğini, fakat yüzgeçlerin ve kolların farklı amaçlara sahip olduğunu, dolayısıyla ayrışma sürecinden beri farklı yönlerde evrimleştiğini söylüyor.
2004 yılında, Shubin ve takım arkadaşları yaklaşık 360 milyon yıl önce Devonien dönemin sonlarında yaşamış ön ve arka ayakları olan nesli tükenmiş Tiktaalik roseae isminde bir türün fosillerini buldular. Bilim insanları bu türün balıklar ve amfibiler arasında bir bağ olabileceğini düşündüler. O günden sonra, birçok paleontojist T. roseae gibi antik balıkların yüzgeçlerinin nasıl güçlü ve kemiksi yapıya dönüştüğünü anlama arayışına girdiler.
İlk bakışta yüzgeçler kara hayvanlarının kollarından tamamen farklı görünürler. El ve ayak bilekleri, uzun ve ince kemiklere bağlanan küçük küresel kemikler ( el ve ayak parmakları) barındırıyorlar. Buna karşın günümüz balıklarının yüzgeçleri dairesel kemik olarak tanımlanan küçük yuvarlak uzun kemiklerle son buluyorlar.
Bilim insanları şimdiye kadar yüzgeç ve kol arasında bir bağlantı bulamamışlardı ancak 22 Aralık 2014'te Proceeding of the National Academy of Sciences dergisinde yayınladıkları makalede bugüne kadar yanlış balık üzerinde araştırma yaptıklarını yazdılar. Birçok çalışma teleost balıklar denilen devasa bir balık grubu üzerinde yapılıyordu.
Çalışmada, Shubin ve takım arkadaşları vücut gelişimi için oldukça önemli olan Hox genleri denilen gen diziliminin, günümüz kara hayvanlarındakinin teleost balıklarından çok farklı olduğuna ulaştılar. Öte yandan, bu genler 300 milyon yıldan fazla bir süre önce teleost soyunun tüm genomunun iki katına çıktığı bir olaya maruz kaldığını gösteriyor. Bu "tüm genom ikilenmesi" olayı, evrimsel süreçte birkaç defa meydana gelmiş ve türün geniş yelpazede bir çevre çeşitliliğine adapte olmasına yardımcı olmuştu. (Bkz. Atasal Omurgalı Genomunun Kökenindeki Kromozom Evrimi)
Genom ikilenmesi olmadan önce bazı balıklar teleost türünden ayrıldılar. Bu balıklardan birisi de Kuzey Amerika ilkel sularında yaşayan benekli zarganadır. Araştırmacılar benekli zargananın Hox genleri ile farelerin Hox genlerini karşılaştırdılar ve olağanüstü bir benzerlik olduğunu buldular. Sonrasında, araştırmacılar gelişmekte zargananın yüzgeciyle ilgili olan geni gelişen bir fareye yerleştirdiler ve yerleştirme sonucunda farenin bu genle yine normal bir fare kolları ve bacakları geliştirdiğini gördüler. Bulgular gösteriyor ki, dört ayaklı kara hayvanlarının el ve ayak bilekleri antik balığın yüzgeciyle benzer bir şekilde evrimleşiyor.
Kaynak: University of Chicago
Araştırmacılar fareler ile sıradışı bir tatlı su balığının gen dizilimlerini karşılaştırdılar ve farelerin el ve ayak gelişiminin, balık yüzgecinin gelişimiyle benzer genleri barındırdığı sonucuna ulaştılar. Bulgular günümüz kara hayvanlarının kollarının balıksı ataların yüzgeçlerinden evrimleştiği sonucuna götürüyor.
Chicago Üniversitesi Organizmal Biyoloji bölümünden Neil Shubin, bilek ve parmak fosillerinden elde edilen verilerin bariz bir şekilde sucul yaşamın kökenlerine işaret ettiğini, fakat yüzgeçlerin ve kolların farklı amaçlara sahip olduğunu, dolayısıyla ayrışma sürecinden beri farklı yönlerde evrimleştiğini söylüyor.
El ve Bacak Bağlantısı
2004 yılında, Shubin ve takım arkadaşları yaklaşık 360 milyon yıl önce Devonien dönemin sonlarında yaşamış ön ve arka ayakları olan nesli tükenmiş Tiktaalik roseae isminde bir türün fosillerini buldular. Bilim insanları bu türün balıklar ve amfibiler arasında bir bağ olabileceğini düşündüler. O günden sonra, birçok paleontojist T. roseae gibi antik balıkların yüzgeçlerinin nasıl güçlü ve kemiksi yapıya dönüştüğünü anlama arayışına girdiler.
İlk bakışta yüzgeçler kara hayvanlarının kollarından tamamen farklı görünürler. El ve ayak bilekleri, uzun ve ince kemiklere bağlanan küçük küresel kemikler ( el ve ayak parmakları) barındırıyorlar. Buna karşın günümüz balıklarının yüzgeçleri dairesel kemik olarak tanımlanan küçük yuvarlak uzun kemiklerle son buluyorlar.
Bilim insanları şimdiye kadar yüzgeç ve kol arasında bir bağlantı bulamamışlardı ancak 22 Aralık 2014'te Proceeding of the National Academy of Sciences dergisinde yayınladıkları makalede bugüne kadar yanlış balık üzerinde araştırma yaptıklarını yazdılar. Birçok çalışma teleost balıklar denilen devasa bir balık grubu üzerinde yapılıyordu.
El ve Ayak Bileklerinin Kökeni
Çalışmada, Shubin ve takım arkadaşları vücut gelişimi için oldukça önemli olan Hox genleri denilen gen diziliminin, günümüz kara hayvanlarındakinin teleost balıklarından çok farklı olduğuna ulaştılar. Öte yandan, bu genler 300 milyon yıldan fazla bir süre önce teleost soyunun tüm genomunun iki katına çıktığı bir olaya maruz kaldığını gösteriyor. Bu "tüm genom ikilenmesi" olayı, evrimsel süreçte birkaç defa meydana gelmiş ve türün geniş yelpazede bir çevre çeşitliliğine adapte olmasına yardımcı olmuştu. (Bkz. Atasal Omurgalı Genomunun Kökenindeki Kromozom Evrimi)
Genom ikilenmesi olmadan önce bazı balıklar teleost türünden ayrıldılar. Bu balıklardan birisi de Kuzey Amerika ilkel sularında yaşayan benekli zarganadır. Araştırmacılar benekli zargananın Hox genleri ile farelerin Hox genlerini karşılaştırdılar ve olağanüstü bir benzerlik olduğunu buldular. Sonrasında, araştırmacılar gelişmekte zargananın yüzgeciyle ilgili olan geni gelişen bir fareye yerleştirdiler ve yerleştirme sonucunda farenin bu genle yine normal bir fare kolları ve bacakları geliştirdiğini gördüler. Bulgular gösteriyor ki, dört ayaklı kara hayvanlarının el ve ayak bilekleri antik balığın yüzgeciyle benzer bir şekilde evrimleşiyor.
İnsanlar ve fareler, batrağın sahip olduğu bütün genlerin ekstralarına sahiptir; ortak atadan gelen yolun bir yerinde, genlerin sayısı iki kez ikiye katlanmıştır. Bir grup balık (ışın yüzgeçli balıklar), memelilere giden soydan ayrıldıktan sonra, genlerinde bir kez daha ikiye katlanma gerçekleşmiştir.
– Steve Jones (Neredeyse Bir Balina – ISBN: 9786056732225)
Kaynak: University of Chicago
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
03 Haziran 2016
Köpekler Tek Bir Atadan Gelmiyor Olabilir
20 Aralık 2015
Kuluçka Bakımına Dair En Eski Kanıt
06 Ocak 2016
Dev Ape "Gigantopithecus" Neden Yok Oldu?
11 Mart 2015
Tarihin En Güçlü Isırığı
24 Kasım 2015
Yaşamış En Büyük Sıçan Fosilleri Keşfedildi
04 Nisan 2016
305 Milyon Yaşında Araknid Fosili Keşfedildi
04 Temmuz 2015
Bilinen En Eski Maymunsu, Küçük Ama Karmaşık Beyinliydi