Dünya'nın ilk karmaşık (kompleks) hayvanları, 580 ilâ 540 milyon yıl önceki Ediakara Dönemi'nde, okyanus sığlıklarında yaşadı. Ediakara canlıları, şimdiki hayvanlardan oldukça farklı olan çok çeşitli görünümlere sahipti. Örneğin en ilginç Ediakara türlerinden biri olan Dikinsonya, geniş ve düz yapısı ile tıpkı bir kilime benziyordu.

Kaliforniya Üniversitesi Riverside Kampüsü'nden Mary Droser liderliğinde bir süre önce tamamlanan bir çalışma sonucunda, Ediakara türleri listesine iki üye daha katıldı: Obamus coronatus ve Attenborites janeae. Keşiflerin her ikisi de, Güney Avustralya'nın Flinders Ranges bölgesinde yapıldı. Obamus coronatus keşfi, 14 Haziran 2018 tarihli Australian Journal of Earth Sciences dergisinde yayımlanan bir makale ile duyuruldu. Attenborites janeae keşfinin ayrıntılarının özetlendiği makale de aynı derginin sonraki sayısı için hazırlandı.

Obamus coronatus, bilim tutkusuyla ünlü olan eski ABD başkanı Barack Obama'nın onuruna adlandırıldı. Disk biçimli bu hayvanın genişliği 0,5 ilâ 2 m arasındaydı ve yüzeyinde sarmallaşan kanallar vardı. Görünüşe bakılırsa, Obamus coronatus etrafta dolaşmak yerine, okyanus tabanındaki kalın orhanik madde katmanına gömülü durumda yaşıyordu.


Attenborites janeae ise hep bilimi savunması ve paleontolojiyi desteklemesi dolayısıyla, İngiliz doğabilimci ve program yapımcısı Sir David Attenborough'nun onuruna adlandırıldı. Bu küçük oval hayvan, bir sanitmetreden daha kısaydı ve kuru üzüme benzemesine neden olan ince çıkıntıları vardı.



Flinders Ranges bölgesindeki Ediakara Tepeleri'nde keşfedilmeleri dolayısıyla böyle adlandırılmış olan Ediakara canlıları, hiyerarşik taksonomik sınıflandırma sisteminde hâlâ familyalara ayrılarak düzenlenemedi. Yaklaşık 50 cins tanımlanmış olmakla birlikte, bunların neredeyse hepsi sadece tek bir tür içeriyor. Ayrıca bu Prekambriyen (Kambriyen öncesi) canlılarının günümüz hayvanları ile aralarındaki akrabalık ilişkileri de henüz anlaşılabilmiş değil.

"Tanımladığımız iki cins, yeni bir beden planı sergiliyor; şimdiye dek tanımlanmış hiçbir şeye benzemiyorlar," diyor Droser. "Uzun süredir bu hayvanlara ilişkin kanıt görüyorduk, ama kendi başlarına birer hayvan olduklarını, başka bir hayvanın parçası olmadıklarını kanıtlamak biraz zamanımızı aldı."