Post Author Avatar
Zeynep Senis
Çevirmen/Yazar

İklim değişikliği veya gerçekçi ismiyle iklim krizi, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. Bu zorluğun üstesinden gelmek için devletler tarafından, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nden Kyoto Protokolü'ne ve devletlerin yasal olarak bağlayıcı olmayan ulusal katkıları taahhüt ettikleri Paris Anlaşması'na kadar bir dizi yönetişim mekanizması deneniyor. Dünyanın dört bir yanında uluslararası örgütleri, sivil toplum gruplarını, firmaları ve şehirleri bir araya getiren uluslararası iklim yönetişimi girişimlerine her geçen gün daha fazla teşvik sağlanıyor.

Bu bariz hiper-aktivizme rağmen, insanlık henüz küresel ısınmayı durdurmayı başaramadı. Paris Anlaşması'nın imzalanmasından dört yıl sonra, uzmanların çoğu tarafından, küresel ısınmanın feci sonuçlarla birlikte küresel olarak kabul edilen eşikleri aşacağı tahmin edildi. Günümüzde ise, dünya bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğu kadar, bir iklim yönetişim kriziyle de karşı karşıya: İklim değişikliğini durdurmak için ne yapılması gerektiğini biliyoruz ama oraya nasıl varacağımızı henüz bilmiyoruz.

https://www.dailysabah.com/life/environment/plastic-pollution-pandemic-seeking-solutions-for-mask-trash-dilemma?gallery_image=undefined#big
AA Photo

Çözümler üretmeye uğraştığımız bu zorlu süreçte, ne yazık ki teknoloji de iklimin her zaman en iyi dostu olmadı. Gezegenle olan ilişkimizi sonsuza dek değiştiren sanayi devriminden, tükettiğimiz enerjiden ve her gün yenilerini inşa ettiğimiz elektronik atık dağlarına bir yenisini ekleyen modern cihazlara kadar; geleceğe atılan her adım, Dünya'mızı daha büyük bir tehlikeye atıyor gibi görünüyor. 

Ancak, içinde bulunduğumuz bu teknolojik inovasyon çağının bu krizi yenmemize yardımcı olabileceği konusunda birçok kişi aynı fikirde. Blockchain, yani blok zinciri teknolojisi de bu hareketin ön saflarında yer alıyor. 

Blok zinciri, esasen kullanıcıları tarafından sürekli olarak güncellenen, bilgiyi ağdaki tüm katılımcılara aynı anda dağıtan ve bir dizi kriptografik olarak bağlantılı blok hâlinde depolayan bir veri yapısıdır. Bir blok zincirinde depolanan bilgiler “kurcalanmaya” karşı dayanıklıdır. Bu, merkezi aracılara ihtiyaç duymadan tek bir hakikat kaynağı oluşturmak için kullanışlıdır. Eklenen her veri bloğu "zincirlenir" ve ağ üyelerinin gözetimi altında büyüyen bir kayıt listesinin parçası hâline gelir. 

Ülkeler, bölgeler, şehirler ve işletmeler Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nı hızla uygulamak için çalışırken, mevcut tüm yenilikçi ve son teknolojileri kullanmaları gerekiyor. Blok zinciri teknolojisi, daha fazla paydaş katılımına, şeffaflığa ve katılıma katkıda bulunabilir ve iklim değişikliğine karşı mücadelede güven ve daha yenilikçi çözümler getirmeye yardımcı olabilir, bu da küresel çapta iklim eylemlerinin yolunu açabilir.

Şeffaf Tedarik Zincirleri

Yeşil" ürünlerin arka planındaki tüm tedarik zincirini takip etmek çoğu zaman imkânsıza yakındır. Ancak Foodtrax gibi blok zinciri tabanlı uygulamalar, tüketicilerin ürünleri kaynaktan mağaza rafına kadar takip etmelerini sağlıyor. Çok uluslu süpermarket zinciri Carrefour, müşterilerin bir ürünün kaynağı ve üretim süreçleri hakkında ayrıntılı bilgi için ambalajı tarayabileceği anlamına gelen benzer bir sistem kullanıyor.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı ise, bir blok-tedarik zinciri izlenebilirlik projesi ile, Pasifik'te yakalanan deniz ürünlerini, gemilerden dünyanın dört bir yanındaki süpermarketlere kadar takip ederek tüketicilerin yasa dışı balıkçılık ve insan hakları ihlalleriyle bağlantılı ürünlerden kaçınmasına yardımcı oluyor.

Günümüzde teknoloji sayesinde karbon ticareti olanakları genişletilebilir, iklim koruma politikasını güçlendirilebilir, emisyonlar hesaplanabilir ve verilerin manipülasyonu önlenerek ülkelerin Paris Anlaşması kapsamındaki hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olunabilir. IBM de bu kapsamda, Çin karbon ticaretinde şeffaflığı artırmak için Pekin merkezli Energy Blockchain Labs kuruluşu ile birlikte çalışıyor

Blockchain teknolojisinin sağlayacağı bir diğer kolaylık ise şüphesiz, karbon ticaretini daha erişilebilir hâle getirmek olacaktır. Singapur merkezli New Era Energy'nin çevre sorumlusu Matthias Gelber’e göre; şu anda, tüm karbon endüstrisi sadece büyük “oyuncular” içindir. Karbon ticareti sürecinde veri toplama ve doğrulamanın maliyeti 40.000 dolara kadar çıkabilir, bu da küçük şirketleri ve bireyleri piyasadan uzaklaştırır. Bu maliyetlerin çoğu, karmaşık izleme ve belgelendirme süreçleriyle ilgilidir. Ancak blok zinciri, bu süreçleri basitleştirebilir ve otomatikleştirebilir; bu da karbon piyasasına çok daha küçük oyuncuların katılabileceği anlamına gelir.

Yeşil Projelerin İzlenebilirliği

Aynı mekanizma, yeşil girişimlerin değerlendirilmesi noktasında da devrim yaratacak güçtedir. Emisyon azaltma projelerini onaylayan ve iklim krizi için blok zincir çözümleri üzerinde çalışan Climate Ledger Initiative'in bir parçası olan Marion Verles, evlere düşük emisyonlu ocaklar sağlamak için kuruluşunun pilot uygulama yaptığı bir proje örneğini veriyor.

“Evlere 100.000 adet soba dağıtılarak, üretim, dağıtım ve ocakların performanslarının iklim üzerindeki etkisini takip etmek aşırı derecede pahalı olurdu. Yılda belki yaklaşık 50.000 ila 80.000 dolara mâl olacak bu yöntem yerine; ocaklara dijital bir bulut veritabanına bağlanan ve bilgileri doğrudan bir blok zinciri platformuna çok daha düşük bir maliyetle gönderen sensörler eklendi.”

Bu noktada teknoloji, fon sağlayıcıların bu tür projelere daha yakından dâhil olmasına da yardımcı olabilir. Diyelim ki düşük emisyonlu ocak projesi gibi bir projeyi çevrimiçi bir kitle fonlama platformu aracılığıyla desteklediniz; paranızın olması gereken yere ulaştığından emin olmak için paranızın izini sürebilir ve projenin etkisini takip edebilirsiniz, yani "bağış yap" düğmesine bastığınızda katılımınız sonlanmaz.

Yeşil Kripto Para Birimleri

Blockchain için, teknolojiyi ünlü yapan Bitcoin modeline daha yakın iklim uygulamaları da bulunuyor. 

Günümüzde, çeşitli girişimler, yenilenebilir enerji ticareti için eşler arası değişimleri (İng: peer-to-peer exchange) kullanıyor. Bu yöntemle, çatısında güneş panelleri olan evler ürettikleri fazla enerjiden kredi kazanabilir, bu da merkezi elektrik şebekelerine olan ihtiyacı azaltır ve enerji sistemini daha verimli hâle getirir.

Plastic Bank adlı bir girişim, Haiti gibi birçok ülkede, yoksul topluluklara yardım etmek için; plastik atıkların toplanmasından kazanılan blok zinciri jetonlarını yeni bir para birimine dönüştürmeye bile çalışıyor. Jetonlar, diğer şeylerin yanı sıra nakit, yemek pişirmek için yakıt veya eğitim kuponlarına dönüştürülebilir. Bu tür mekanizmalar uzmanlar açısından, insanları yeşil yaşam tarzlarını benimsemeye teşvik etmenin anahtarı olarak görülüyor. 

https://www.3dprintingmedia.network/wp-content/uploads/2019/09/balatas-team.jpg
Plastic Bank

Blockchain tabanlı iklim yönetişimi yadsınamaz teorik faydalara sahiptir, ancak bunun gerçekleşmesinin önünde ne yazık ki önemli engeller olacaktır.

İlki, blok zinciri bir kez kaydedilen verilerin kurcalanmaya karşı dayanıklı olmasını sağlar fakat gelen verilerin güvenilirliği konusunda çok az şey yapabilir. İkincisi, bu ekosistemde kilit oyuncuların dışarıda kalmaya karar vermesi durumunda blok zinciri tabanlı bir iklim organizasyonu meyve vermeyebilir. Sektördeki güçlü aktörler, tutulmayan sözleri anında şeffaf hâle getiren ve ceza sürecini otomatikleştiren bir sisteme katılmak konusunda özellikle isteksiz olabilirler. Üçüncüsü ise; “sanal bir varlık” yardımıyla sağlıklı bir iklim yönetişimi uygulanabilmesi, bireylerin algoritmalar tarafından yönetilmeyi kabul etmesini gerektirecektir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir