Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Satürn'ün uydusu Titan'ın buz gibi göl kıyıları dünyadakilerden farklı tanıdık olmayan mineraller ile kabuk bağlamış olabilir. Yeni bir araştırmada bilim insanları, laboratuvar ortamında Titan uydusundakine benzer koşulları yeniden yaratarak Dünya'da bulunmayan mineral ve bileşiklerin varlığını tespit etti. Bunların içinde katı asetilen ve bütandan oluşan kokristaller de bulunuyor.
Asetilen ve bütan Dünya'da gaz formunda mevcut ve büyük çoğunlukla kaynak yapmak amacı ile ve kamp ocağı yakıtı olarak kullanılıyor. Titan'da ise uç derecede düşük ortam sıcaklığı nedeni ile asetilen ve bütan katı halde bir araya gelerek bize göre yeni bir tip mineral oluşturuyor.
Titan'daki hidrokarbon göllerinde oluşan halka görüntülerinin temel nedeninin de bu 'uzaylı' mineral olduğu düşünülüyor. Keşfi gerçekleştiren, NASA'ya ait olan ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (California Institute of Technology) bünyesinde bulunan Jet Propulsion Laboratory'den Morgan Cable, bulgularını 2019 Astrobiology Science Conference'ta sundu.
Cassini misyonu sırasında alınan görüntüler ve toplanan verilere göre yürütülen daha önceki araştırmalarda sıvı hidrokarbon dolu olan Titan göllerinden ekvator bölgesine yakın yani görece kurak alanlarında buharlaşma sonrası çökelmiş malzemeler kaldığını ortaya koymuştu. Bu kalıntılarında tıpkı uzun süre beklemiş çay ve kahve bardaklarının diplerindeki halka lekeler gibi bir iz bıraktığı tespit edilmişti.
Titan göllerindeki durumu laboratuvar ortamında tekrar yaratabilmek için araştırmacılar bir soğutma haznesi (kriyostat) tasarladı. Daha sonra kriyostatı sıvı azot ile doldurarak sıcaklığını iyive düşürdükten sonra hazne hafifçe ısıtıldı. Bu esnada gaza dönüşen azot tıpkı Titan'ın atmosferine benzer bir ortam yaratmış oldu. Daha sonra kriyostatın içine metan ve etan başta olmak üzere karbonlu organik bileşiklerden atan araştırmacılar ilk olarka bu hidrokarbon çorbasının içinde benzen kristalleri oluştuğunu gözlemledi.
Altıgen ve kapalı formdaki benzen Titan'dakine benzer koşullar altında, içine etan moleküllerini de alarak kokristaller oluşturdu. Bunu takiben asetilen ve bütan kokristalleri de keşfeden araştırmacılar uydu hakkında bildiğimiz kompozisyonel veriler ile tutarlı olarak maddeyi keşfetmiş oldu.
Araştırmacılara göre Titan'da çok yoğun olduğu düşünülen asetilen-benzen kokristalleri, sıvı hidrokarbonun hızla buharlaşmasının ardından mineral olarak çökerek uydunun göllerinin etrafında (sıvının azaldığı yani aşağı çekildiği kısımlarda) halka benzeri izler bırakıyor.
Gerçekten oraya varıp, bizim için maddesel yapısını inceleyecek bir uzay aracına kadar Titan'ın atmosferinden dolayı bunları tam olarak tespit etmenin mümkün olmadığını da söylemekte yarar var.
Asetilen ve bütan Dünya'da gaz formunda mevcut ve büyük çoğunlukla kaynak yapmak amacı ile ve kamp ocağı yakıtı olarak kullanılıyor. Titan'da ise uç derecede düşük ortam sıcaklığı nedeni ile asetilen ve bütan katı halde bir araya gelerek bize göre yeni bir tip mineral oluşturuyor.
Titan'daki hidrokarbon göllerinde oluşan halka görüntülerinin temel nedeninin de bu 'uzaylı' mineral olduğu düşünülüyor. Keşfi gerçekleştiren, NASA'ya ait olan ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (California Institute of Technology) bünyesinde bulunan Jet Propulsion Laboratory'den Morgan Cable, bulgularını 2019 Astrobiology Science Conference'ta sundu.
Cassini misyonu sırasında alınan görüntüler ve toplanan verilere göre yürütülen daha önceki araştırmalarda sıvı hidrokarbon dolu olan Titan göllerinden ekvator bölgesine yakın yani görece kurak alanlarında buharlaşma sonrası çökelmiş malzemeler kaldığını ortaya koymuştu. Bu kalıntılarında tıpkı uzun süre beklemiş çay ve kahve bardaklarının diplerindeki halka lekeler gibi bir iz bıraktığı tespit edilmişti.
Titan göllerindeki durumu laboratuvar ortamında tekrar yaratabilmek için araştırmacılar bir soğutma haznesi (kriyostat) tasarladı. Daha sonra kriyostatı sıvı azot ile doldurarak sıcaklığını iyive düşürdükten sonra hazne hafifçe ısıtıldı. Bu esnada gaza dönüşen azot tıpkı Titan'ın atmosferine benzer bir ortam yaratmış oldu. Daha sonra kriyostatın içine metan ve etan başta olmak üzere karbonlu organik bileşiklerden atan araştırmacılar ilk olarka bu hidrokarbon çorbasının içinde benzen kristalleri oluştuğunu gözlemledi.
Altıgen ve kapalı formdaki benzen Titan'dakine benzer koşullar altında, içine etan moleküllerini de alarak kokristaller oluşturdu. Bunu takiben asetilen ve bütan kokristalleri de keşfeden araştırmacılar uydu hakkında bildiğimiz kompozisyonel veriler ile tutarlı olarak maddeyi keşfetmiş oldu.
Araştırmacılara göre Titan'da çok yoğun olduğu düşünülen asetilen-benzen kokristalleri, sıvı hidrokarbonun hızla buharlaşmasının ardından mineral olarak çökerek uydunun göllerinin etrafında (sıvının azaldığı yani aşağı çekildiği kısımlarda) halka benzeri izler bırakıyor.
Gerçekten oraya varıp, bizim için maddesel yapısını inceleyecek bir uzay aracına kadar Titan'ın atmosferinden dolayı bunları tam olarak tespit etmenin mümkün olmadığını da söylemekte yarar var.
Kaynak ve İleri Okuma
- Nanci Bompey, Lauren Lipuma, Liza Lester, American Geophysical Union Website, 24 Haziran 2019, “BATHTUB RINGS” AROUND TITAN’S LAKES MIGHT BE MADE OF ALIEN CRYSTALS";s:18
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
22 Haziran 2015
Satürn'ün Uydusu Titan'ın Üzerindeki Gizemli Göller
24 Kasım 2017
Titan'ın Havaküresindeki Beklenmedik Soğumanın Nedeni
19 Ocak 2019
Titan'ın Kuzey Kutbu'ndaki Metan Yağmurları
10 Temmuz 2016
Titan'da Su Bazlı Olmayan Yaşam Olabilir
27 Haziran 2016
Hidrojenin Bilinmeyen Bir Hali Keşfedildi: Karanlık Hidrojen
26 Nisan 2017
Su, Hava, Yeni Uydular: Uzay Sondası "Cassini" Öğretiyor
09 Kasım 2015
Diğer Gezegenlerde Gökten Su Yerine Ne Yağıyor?
02 Eylül 2015
Dünya'nın Ay Yerine Halkası Olsa Nasıl Olurdu?