Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Günümüz şempanzeleri, insan türünün en yakın akrabalarıdır. Bu iki türün, son ortak atasının nerede yaşadığı konusu ise, paleoantropolojide oldukça tartışılan, merkezi konulardan birisidir. Genel kabule göre, şempanze ve insanın son ortak atası, Doğu Afrika'da yaşamıştır. Fakat 22 Mayıs 2017'de Plos One'da yayımlanan iki araştırma ise; kuzenlerimizle evrim ağacındaki dallanmadan önceki son ortak atamızın, Afrika'da değil Doğu Akdeniz'de yaşadığını ileri sürüyor.

Bu cüretkâr iddia, Yunanistan ve Bulgaristan'da bulunan 7.2 milyon yıllık fosiller üzerine yapılan araştırmalardan geliyor ve bütün antik Avrupa apelerinin en esrarengizinin aslında bir insan atası ya da hominin olduğu ileri sürülüyor. Fakat diğer araştırmacılar, çok yeni olan bu iddiayı henüz kabul etmiş değil.

12 milyon yıl ya da daha fazla bir süre önce, Avrupa, neredeyse bir ape cennetiydi. Fakat, yaklaşık 10 milyon yıl önce, çevresel şartlar bozuldu ve Avrupa apeleri yok olmaya başladı. Goriller, şempanzeler ve insanlara ayrılan apeler büyük oranda Afrika ile sınırlandı.

Bilim insanlarının büyük ölçüde uzlaşı sağladığı düşünce bu şekildedir. Fakat, 2012 yılında, Bulgaristan'daki Doğal Tarih Müzesi'nden Nikolai Spassov ve beraberindeki araştırma ekibi, Bulgaristan'da 7 milyon yıl yaşında bir ape dişi keşfettiğini duyurdu. Bu diş, henüz keşfedilmemiş en genç Avrupa apesi fosiliydi.

"Kaynamış" Diş Kökü

Araştırma ekibi, bulunan dişin, kıta üzerinde diğer apelerin yok olmasından çok sonra Doğu Avrupa'da sıkışıp kalmış Graecopithecus isimli bir apeye ait olduğunu ileri sürüyor. Dahası ekibe göre, Graecopithecus sıradan bir ape de değildi, o bir hominindi.

Graecopithecus hakkında sahip olduğumuz tek fosil bilgisi, Bulgaristan'da bulunan diş fosilinin dışında, 1944 yılında Atina civarında bulunan çene kemiği fosiline dayanıyordu. Alman işgali sırasında çıkarılmış olan bu fosilin hikâyesine dair kesin detaylara sahip değiliz.

Son derece az sayıdaki fosil materyali çalışmalarından kaynaklı, Graecopithecus, bütün Avrupa apeleri içerisinde hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz apedir. Ve El Graeco lakaplı Yunan çene kemiğinin, aşırı yıpranmış bir yüzeye sahip olması bu duruma yardımcı olmadı.

Fakat araştırma ekibi, El Graeco'nun çene kemiğini incelemek için mikro-CT taraması kullandı ve küçük azı dişlerinden birinin köklerinin benzersiz bir biçimde "kaynaşmış" olduğu bulgusuna ulaştı. Böylesi bir durumun ise şimdiye kadar yalnızca homininlerde düzenli olarak görüldüğü ve mevcut şempanzelerde son derece nadir olduğu bilinmektedir.

Öte yandan, bir başka ipucu ise, Graecopithecus'un köpek dişlerine dairdir. Graecopithecus, görece küçük köpek dişlerine sahipti ve bu da bir başka hominin özelliğidir. Araştırmacılara göre, bu iki özellik; Graecopithecus'un bir hominin olabileceğine işaret ettiğini ileri sürüyor.

Zamana Dair İşaretler

Tamamlayıcı analizler ile araştırma ekibi, ayrıca, erken hominin evriminde sürükleyici bir faktör olduğu düşünülen kuru savan benzeri bir çevrede yaşayan Graecopithecus'un yaşadığı zamana dair bilgi sahibi olmak adına Yunanistan ve Bulgaristan'ın yerel jeolojisini araştırdı.

Dahası, jeolojik tarihlendirme teknikleri; Graecopithecus'un 7.18 ila 7.25 milyon önce yaşadığına işaret ediyor. Bu da şu anlama geliyor; Graecopithecus, Afrika'daki muhtemel en eski homininden (6 ila 7 milyon yıl önceye ait; Sahelanthropus) daha da geçmişte yaşadı.

Bulmacanın parçaları bir araya getirildiğinde, araştırma ekibi homininlerin, evrimsel süreçte 7.25 milyon önceden biraz daha erken bir zamanda Akdeniz'in doğusunda bir yerlerde şempanzelerden ayrılmış olabileceğini ileri sürüyor. Bir başka deyişle; şempanzelerle son ortak atamız, bir Doğu Avrupalı olabilir.

Yapılan araştırma, Graecopithecus'un Avrupa'da bulunan diğer eski apelerden farklı olduğuna dair ikna edici anatomik deliller sunması açısından da önemlidir, çünkü çene kemiği üzerine bazı belirsizlikler söz konusuydu. Fakat yine de, yalnızca diş köklerinin kendisinin; Graecopithecus'un bir hominin olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığını söylemeliyiz.

Çürük Diş Argümanı Mı?

Araştırmaya dair eleştiriler sunan diğer bilim insanları ise, tek bir karakterin, büyük evrimsel iddialarda bulunmak için yeterince güvenilir olmadığını söylüyor.

Alandaki diğer araştırmacılar ise, çok daha acımasız eleştirilerde bulunuyor. University of Berkeley'den Tim White; söz konusu araştırmanın yürütücülerinden olan David Begun'ın yaklaşık 20 yıldır büyük apelerin Avrupa'dan geldiği iddiasında bulunduğunu, dolayısıyla yeni bir tarama ile uzun süredir son derece bozuk bir haldeki fosilden kendisine argüman çıkarma çabalarında olduğunu iddia ediyor.

Diş benzerlikleri, Sahelanthropus ve Ardipithecus gibi cinslerin hominin olduğunu iddia etmek için kullanılan en önemli özelliklerden bazılarıdır. Dolayısıyla, bir Avrupa apesinde de benzer diş özelliklerinin bulunması, bu özelliklerin sonuçta hominin göstergesi olmayabileceğini düşündürmektedir.

Araştırma sonuçları kutuplaşmalara neden olsa da, aslında bu çalışma bir takım zorunlulukları tekrar önümüze koyuyor. Gerçek şu ki; bizimle çok az özellik paylaşan ilk homininleri tekrar gözden geçirmeliyiz. Belki de gerçek her iki tarafın da ortasında duruyordur; hem Afrika'nın, hem de Avrupa'nın her yerine doğru kesintisiz devam eden ape çeşitliliğinin bir parçası olabileceğini düşünmeliyiz.

Öte yandan, tabii ki; homininlerin ilk önce Avrupa'da evrimleşmiş olması mümkündür - ancak, bu görüşü destekleyen delillerin çok az olduğunu söylemeliyiz. Söz konusu araştırma, Graecopithecus'un bir hominin olabileceğini söylüyor, bu da mümkündür; ancak daha fazla fosile ihtiyaç olduğu kesin.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir