Post Author Avatar
Umut Can Yıldız
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Primat sınıfı hayvanlar içindeki işbirliğinin incelenmesi, belki biz de dahil olduğumuz için, özel olarak ilgi çekicidir. Primatlardaki işbirliğinin akraba seçilimine ve karşılıklamaya dayalı pek çok örneği belgelenmiştir. Büyük ölçüde yerde yaşayan makak ve babunlar doğadaki düşmanları leopar, aslan, kaplan gibi hayvanlara karşı iyi bir örgütlenme ile kendilerini korurlar. Primatlarda sık görülen bir başka dayanışma örneği ise karşılıklamaya dayandığı düşünülen parazit ayıklamadır. Bu vesileyle hem hijyen sağlanır, hem de bireylerin bir araya gelmesi, birbirini tanıması sağlanmış olur.

Primat grupları sürü değillerdir. Örneğin herhangi bir koyun, balık yada kuş sürüsünde bireysel özelliklerinin hiç bir önemi yoktur, birbirlerini tanımaları gerekmez. Bir sürüye katılan üye saldırı altında daha korunaklı olduğu için sürünün içine çekilme, böylelikle sürü yoğunlaşma eğilimindedir. Birlikte hareket etmeleri ortak yanı oluştururken, çoğunluğu avcı olmamasına karşın primatlar avcı örgütlenmesine daha benzer bir yapıda örgütlenirler.(Gözleri de aynı avcılar gibi öne dönüktür ancak bu ağaç  yaşamının bir getirisidir.) Primatlarda ağaç yaşamı, gelişen sinir sistemi ve çok büyük olmayan gruplar  bireylerin birbirini tanıma olgusunu güçlendirmiştir. Bu sosyallik, işlev bölüşümü gibi pek çok avantaja kapı aralar. (Bu yaşa, cins gibi özelliklere bağlı eşitlikçi bir işlev ayrımı ya da hiyerarşi olabilir.) Evrimsel olarak en yakın akraba türümüz olan adi şempanzelerin (Pan panispicus) tehdit altında önde yetişkin erkek ve kadınlar, arkada gençler olmak üzere güvenlik hattı oluşturdukları gözlenmiştir. Bolluk dönemlerinde makaklarla dahi çocuklarının oyunlar oynadığı, yaprak içinde av eti ikram ettiği gözlenen şempanzelerin, kuraklık dönemlerinde hırçınlaştıkları belirtilmiştir. Bu dönemlerde avcılık yeteneği sergilerler ve kurdukları tuzaklarla büyük ve vahşi hayvanlar yakalayabilirler. Hatta makakları dahi avlayabilirler. Ancak en zor kurak günlerinde bile avlarını “yakın dostları” ile paylaştıkları bilinmektedir.

Pek çok primat çocuklarını bizler gibi eğitir, birbirleri ile işaret ve sesler ile iletişim kurarlar, yani sembolleri kullanırlar. Pek çok kez sorunlara çözümler buldukları, bunu nesiller boyu aktardıkları gözlenmiştir. Bu durum canlılığın gelişiminde yeni bir aşama olan, kültürel evrime işaret ederken, aynı zamanda biyolojik anlamda özgeci davranışlardır. Çünkü kültür aktarımı fazladan enerji kullanımı da gerektirir. Alıcının hayatta kalma ihtimalini arttıran ve bu kültür aktarımları bazı kaynaklarda gen-kültür birlikte evrimi (biyokültürel evrim) olarak adlandırılmıştır. Bu biyokültürel evrime dair bir örneğe ve iki ayrı özgecilik örneğine bakalım:


Üstteki videoda bir yavru şempanzenin ilk adımlarını atarken annesinin yardımcı olmasını izleyebilirsiniz. Dişi şempanzeler yavrularını yanlarından çok az ayırırlar, sekiz yaşına kadar büyütürler ve yaşadıkları gruba kazandırırlar. Aynı zamanda kuşlara benzer biçimde ağızdan besleme de bir şekilde şempanzelerde devam etmektedir. Ama artık yiyecek olmadığı zamanlarda da ağız yakınlaşması sevgi belirtisi olarak gözükür. Bir görüşe göre ise insandaki öpüşmenin, Eskimo kabilesi gibi kültürlerde burun sürtüştürmenin kökeninde bu ağızdan beslenme vardır. Ağızla beslemenin yanında ağza alma ancak zarar vermeme büyük bir sevgi gösterisidir.



Jane Goodall, Tanzanya gölü etrafında yaptığı araştırmada Figan adını verdiği şempanzenin susuzluk dönemlerinde ağaç kovuğunda bulunan suyu emmek için gösterdiği çabanın koloniyi nasıl susuzluktan kurtardığını anlatır. Figan önce suyu doğrudan içmeye çalışır, ama içemez. Sonra bir yaprağı alıp ağzında sünger kıvamına gelinceye kadar çiğner ve kovuğa sokar. Yaprak suyu çeker ve Figan yaprağı ağzına alıp emer. Daha sonra diğer topluluk üyeleri de bunu öğrenir ve böylece su temini başlar. Daha sonra bu yöntemin bolluk döneminde, yara ve çamur bulaşmış üyeleri temizlemek için de kullanıldığı gözlenmiştir.

Bir başka örnek ise Pasifik’teki Koshima Adası’ndan. Burada yaşayan maymunların (Japon Makağı) (Macaca fuscata) en temel besini bir tür patatestir. 1953 yılında, 1,5 yaşındaki dişi bir üyelerinin (İmo adı verilmiştir) normalde kumlu yemekten şikayetçi oldukları patatesleri derede yıkadığı gözlenmiştir. Bu davranış çoğu grup üyesi arasında hızla yayılmıştır. 57’ yılında 60 üyeden 15 üye, 62’ yılına gelindiğinde ise 59 üyeden 42’si yıkar hale gelmiştir. Hatta, muhtemelen tuzlu şekilde daha lezzetli olduğu için, denizde yıkamaya başlamışlardır. On yıl sonra ise çevre koloniler dahil adadaki çoğu maymun artık patatesi yıkayarak yemektedir.

Bu örneklerle kısa bir tanıtım yaptığımız bu önemli olguları açıklayan hipotez ve kuramlar, dahası işbirliğinin korunmasını sağlayan mekanizmalar başka bir yazının konusu olacak.




Kaynaklar ve okuma önerileri:

  1. Atasoy, Tuğrul (2012) İnsan beyni ve dilin evrimi. Bilim ve Ütopya, 218

  2. Çamlıtepe, Yılmaz (2012) Fedakarlığın Evrimi. Evrim Sürüyor: 3.Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu. Yazılama

  3. Engels, Freidrich (1979) Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Rolü. Marks-Engels Seçme Yapıtlar Cilt: III s:80-93. Sol Yayınları

  4. Futuyma, D. J. (2000) Evrim. Palme Yayıncılık

  5. Goodenough ve diğerleri. (2009) Perspectives on Animal Behavior, 3rd Edition. Wiley

  6. Gould, Stephen J.(2000) Darwin ve Sonrası. TÜBİTAK

  7. Heinzesend, J. & Walter, B., (2010), “Moribund Ants Leave Their Nests to Die in Social Isolation” Current Biology, Volume 20, Issue 3, 249-252

  8. İlin M. & Segal E. (2001), İnsan Nasıl İnsan Oldu?. Say Yayınları

  9. Kardong, Kenneth V. (2008) An introduction to biological evolution. Boston : McGraw-Hill Higher Education

  10. National Institute for Mathematical and Biological Synthesis (NIMBioS). Altruism or manipulated helping? Altruism may have origins in manipulation. ScienceDaily. www.sciencedaily.com/releases/2013/08/130819090218.htm

  11. Okasha, Samir. (2003) Biological Alturism. http://plato.stanford.edu/entries/altruism-biological/

  12. Sherman, P.W. 1981. Kinship, demography, and Belding’s ground squirrel nepotism. Behavioral Ecology and Sociobiology 8:251–259.

  13. Taşcı, Nirvant (2012) Lynn Margulis ve Evrimin Komünal Yapısı. Bilim ve Gelecek, 105

  14. Teber, Serol (2009) Davranışlarımızın Kökeni. Say Yayınları

  15. Weber, Neal A. (1966) Fungus-Growing Ants – Science, 153, 3736, s. 587-604

  16. Wilkinson, G. (1984) Reciprocal Food Sharing in the Vampire Bat. Nature 308 (5955): 181–184.


Bu yazı ilk defa Bilim ve Gelecek Dergisi‘nin 128’inci sayısında yayınlanan “Canlılarda işbirliği ve evrimi” başlığıyla yayınlanmıştır.



Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu “Kullanım İzinleri”ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir