"Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan geldi" sorusu, hayvanlardaki doğumun evrimi hakkında fikirler veren nispeten kolay bir sorudur. Yumurtanın önce geldiği neredeyse kesin...
Dünya'nın erken oluşum aşamalarında, oksijen seviyeleri oldukça düşüktü ve şimdilik uzak görünse de gelecekte de tekrar aynı seviyeleri düşmesi oldukça muhtemel.
İskeletler, evrensel olarak ölümün sembolleri olarak kabul edilir ancak yeni ölmüş bir hayvanı kemikli bir iskelete dönüştürme süreci aslında bir yaşam patlamasına dayanır.
Son derece ilginç ve hayranlık uyandırıcı özelliklerinin yanı sıra; sahip oldukları küçük, gizli bir sır, onları aniden bir süper kahramandan bir köle sahibine dönüştürüyor.
Gezegenbilimciler, Ay'ın yüksek enlemlerinde oksidize demir minerali olduğunu ve bu hematitlerin oluşumunun Dünya'daki oksijen dolayısıyla gerçekleşme olasılığı bulunduğunu keşfetti.
Yaklaşık 395 milyon yıl önce, ilk tetrapod su yaşamından ayrılarak karaya adım attı. Bu adım karmaşık kalçanın ve omurgayla bağlantının da evrimini mümkün hale getirdi.
Her yıl bu kadar fazla bilimsel araştırmanın yayımlanıyor oluşu da haliyle neyin daha önemli, neyin daha ilginç veya neyin daha az önemli olduğunu ayırt edebilmeyi zorlaştırıyor.
Dünyanın manyetik alanının sürdürülebilirliği, aynı zamanda tüm jeolojik tarihini belirleyen ve dolayısıyla da üzerinde yaşamın oluşmasına izin veren, yaşanabilir bir gezegen olmasını sağlayan şeydir. Peki bu nasıl oluyor?
İnsanların da içinde bulunduğu tüm yüksek yaşam formları Dünya atmosferindeki oksijen seviyelerinin 2.4 milyar yıl önce adeta bir patlama gibi hızla artması sonucu evrilmiştir. Peki bu artışın gerçek sebepleri nelerdir?