Post Author Avatar
İdris Kalp
Akdeniz Üniversitesi - Çevirmen
NASA’da görevli bilim insanları, Satürn’ün buzlarla kaplı uydusu Enceladus’un yaşamı destekleyebileceğine dair kanıtlar keşfetti: Yüzeyden fışkıran devasa su gayzerlerindeki hidrojen varlığı.

Bu kimyasal enerji kaynağının keşfi, Enseladüs’ün, uzaylı mikroorganizmaların hayatta kalabilmeleri için uygun koşullarla birlikte, Dünya dışında yaşam için en iyi yer olduğu anlamına geliyor. NASA’nın Bilim Görevi İdaresi’nde yönetici yardımcısı Thomas Zurbuchen “Bu şimdiye kadar, bir yerdeki yaşanılabilir bir ortam için gereken bileşenleri tanımlamak amacıyla vardığımız en yakın nokta” diye açıklıyor.

Bu yeni bulgular için Cassini uzay aracına teşekkür etmemiz gerekiyor; çünkü Cassini, Satürn ve Enceladus çevresinde 2004 yılından beri gözlemler yapmakla meşgul. Cassini’nin 2 yıl önce Enceladus’taki gayzerlerden topladığı örneklerin analizi sonucunda, gayzerlerdeki hidrojen moleküllerinin sırrı açığa çıkmış bulunuyor.

Hidrojenin varlığı, Enceladus’un yüzeyi altındaki okyanuslarda hidrotermal aktivitelerin devam etmekte olduğuna işaret ediyor. Dünya üzerindeki en temel yaşam biçimleri, Cassini’nin üzerinden geçmiş olduğu yer altı su kanalları gibi yerlerden meydana çıktığı için, aynı yaşam biçimlerinin Satürn’ün uydusu üzerinde de var olabileceği düşünülüyor. Fakat bu veriler bize orada hayat olup olmadığını söylemiyor. Sadece okyanus varlığının yaşamı daha kuvvetli destekleyebileceğine dair bir durum ortaya koyuyor.

Sınırları Zorlamak


Uzun zamandır Enceladus’un yüzeyi altındaki suyun ısındığından şüpheleniliyordu; hidrojenin varlığı ise bu şüpheleri doğruluyor: Belirli minerallerin sıcak kayalarla tepkimeye girmesi, Cassini tarafından bulunan büyük miktarlardaki hidrojene dair en olası açıklamayı ortaya koyuyor. Tabi bu arada hidrojenin keşfi, uydu üzerinde metanojenez adındaki bir süreç sonunda karbon dioksitten metan gazının üretiliyor olabileceği anlamına da geliyor.


Uzmanlar hidrojen ve metanojenezin, tıpkı Dünya’da olduğu gibi mikroorganizmalar için besin kaynağı sağlayabileceğini düşünüyor. Diğer bir ifadeyle, Dünya üzerindeki mikroorganizmalar, büyük olasılıkla Enceladus üzerinde de yaşayabilir. Fakat hidrojen varlığı o kadar bol miktarda ki, bu etrafında hidrojeni tüketecek mikroorganizmaların olmadığı anlamına da gelebilir veya mikroorganizmaların var olduğu ama sayılarının çok az olduğu anlamına da gelebilir.

Bunu şimdilik bilemiyoruz, fakat yaşam için gereken bileşenler var. Doğal moleküler hidrojenin keşfi, bildiğimiz kadarıyla yaşam için ‘temel’ gereklilikler adını verdiğimiz bir dizi bileşeni tamamlıyor: sıvı halde su, organik moleküller, mineraller ve erişilebilir serbest enerji kaynağı. Hidrojenin keşfi, Enceladus’a gidip yaşam belirtileri arama işleminin tamamlanmasını sağlıyor.

Aynı sırada Hubble teleskopu ile çalışmalar yürüten araştırmacılar, Jüpiter’in uydusu Europa’nın yüzeyinden su fışkırttığına dair kanıtlar bulduklarını ifade ediyorlar. Bu da bize, yaşamın gelişebileceği bir başka potansiyel nokta veriyor.

Araştırmacılar Europa’nın kendine ait gayzerleri olduğunu daha önce öne sürmüşlerdi, fakat bu son bulgular daha fazla inandırıcılık taşıyor. Şimdilik, Enceladus yaşam aramak için en umut vaat eden yer olarak kalmaya devam ediyor.

Ne yazık ki, Satürn ve uydularını araştırarak yapmış olduğu bütün o araştırmalardan sonra, yakın zamanda Cassini’ye veda etmek durumunda kalacağız. Cassini görevini başarıyla yerine getirmesinin ardından, Eylül ayında Satürn yüzeyine düşecek.

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir