Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Araştırmacılara göre; cinsiyet hormonu progesteronun nasıl çalıştığı ile ilgili yeni bulgular; meme kanserinin belli tiplerinin teşhis ve hatta tedavi yöntemlerini geliştirmek de çok faydalı olacak.
Bu hafta içi Nature'da yayımlanan bulgular, progesteronun östrojen-yakıtlı (östrojenin uyardığı kanser tipleri - ya da östrojen reseptör pozitif - ER+ -) kanser gelişimini durdurabildiğini gösteriyor.
University of Adelaide'den araştırmanın yazarı Profesör Wayne Tilley : "ER+ kanser tiplerine sahip kadınlarda progesteron ve reseptörleri bu hastalığın teşhisini tek başına sağlayabiliyor." açıklamasını yaptı.
Östrojen hormonu, hedef bölgede progesteron reseptörü olup olmadığına bağlı olarak farklı davranış şekillerine sahiptir. Bu durum da bilim insanlarının meme kanseri için prognostik (teşhisi, hastalığın tahmin edilmesi) yöntemlerin güçlendirilmesini sağlayacak bir bilgi olarak konumlanıyor.
Meme kanserine yakalanan kadınların yaklaşık yüzde 70'i, östrojen reseptörleri üzerinde etkili olan östrojen hormonuna bağlı gelişen tümörlere sahip.
Meme kanseri hücrelerinin kontrolsüz çoğalması, çoğunlukla östrojen reseptörünün, tümör hücresinin DNA'sında tümör büyümesine ve metastazına sebep olacak genleri uyaracak şekilde bağlanmasına dayalı olarak gerçekleşmektedir.
ER+ kanser tiplerine sahip olan kadınlara bu sebeple, tamoksifen gibi östrojen engelleyici ilaçlar verilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemleri her zaman etkili olamamaktadır çünkü bazı kanserler sebebi aynı da olsa diğerlerinden daha agresif ve metastaza daha yatkın olabilmektedir.
Mevcut araştırma, progesteron hormonu ve reseptörünün ER+ meme kanserindeki rolü ile ilgili geleneksel fikirleri de sorgulayıp, bir noktada tersine çeviriyor.
Östrojen, kendi reseptörüne bağlandığında, progesteron reseptörü sentezleyen geni uyarır. Geçmiş teorilere göre, tümör hücrelerinde progesteron reseptörlerinin tespit edilmesi, östrojen ve reseptörünün aktivitesine işaret olarak sayılıyordu.
Aktif progesteron reseptörlerinin varlığı, kadınlar için iyi bir teşhis şekli sayılıyor ve hormon tedavisine de cevap verebileceği düşünülüyordu. Şimdi ise araştırmacılar, progesteron reseptörünün yalnızca pasif bir östrojen reseptör aktivitesi okuyucusu olmadığını ortaya koydu.
Progesteron reseptörü bulgulara göre sadece bir işaret değil. Aynı zamanda östrojen reseptörü ile etkileşime girerek, bu reseptörün tümör hücrelerindeki işleyiş şeklini de değiştiriyor.
Araştırmacılar progesteron ve reseptörünün meme kanseri hücrelerindeki etkisini laboratuvar ortamında fareler üzerinde ve insan meme kanseri doku kültüründe deneyerek çözümlemeye çalıştı.
Tümör hücrelerine progesteron eklendiğinde, progesteron reseptörlerinin aktive olduğu ve bunların da östrojen reseptörlerine bağlandığı tespit edildi. Bu bağ ise östrojen reseptörlerinin tümör hücrelerine ait DNA'larına bağlandıkları lokasyonları değiştiriyor.
Eğer progesteron reseptörü mevcut değilse, östrojen reseptörü normalde bağlı olduğu lokasyondaki, tümör büyümesi ve metastaz ile ilgili olan tüm genleri değiştirerek tümör gelişimini hızlandırıyor. Bu durum nispeten daha agresif olan genleri harekete geçirerek hastanın hormon tedavisine olumlu cevap vermesini de imkansız hale getiriyor.
Progesteron reseptörünün varlığı durumunda ise, östrojen reseptörü DNA'nın birçok farklı bölgesinde konumlanmıştır. Ancak yine de bu zararlı genleri aktive etmediğiniz için tedaviye daha uygun ve yenilebilir bir tümör ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
Bulgular, hormon tedavilerine progesteronun doğal formlarının eklenmesinin faydalı olabileceğini gösteriyor. Eğer testler yapıldıktan sonra bireyin tümöründe düşük progesteron veya progesteron reseptörü seviyesi olduğu görülürse, kadın için progesteron tedavisi ile progesteron reseptörleri uyarılmış olacak ve kanser ilerleyişi durdurulabilecek.
Araştırmacılar şu an itibariyle, bu fikirleri test edecek bir klinik araştırma prosedürü üzerinde çalışıyorlar. Bu araştırma ile, hormon tedavisinin mevcut standartları oranında progesteron eklenmesinin, meme kanserine sahip olan kadınlarda tedavinin ilerleme gösterip göstermeyeceğini görmek istiyorlar.
Referans : ABC Science, Hormone rethink may improve breast cancer prognosis, www.abc.net.au/science/articles/2015/07/09/4269874.htm
Bu hafta içi Nature'da yayımlanan bulgular, progesteronun östrojen-yakıtlı (östrojenin uyardığı kanser tipleri - ya da östrojen reseptör pozitif - ER+ -) kanser gelişimini durdurabildiğini gösteriyor.
University of Adelaide'den araştırmanın yazarı Profesör Wayne Tilley : "ER+ kanser tiplerine sahip kadınlarda progesteron ve reseptörleri bu hastalığın teşhisini tek başına sağlayabiliyor." açıklamasını yaptı.
Östrojen hormonu, hedef bölgede progesteron reseptörü olup olmadığına bağlı olarak farklı davranış şekillerine sahiptir. Bu durum da bilim insanlarının meme kanseri için prognostik (teşhisi, hastalığın tahmin edilmesi) yöntemlerin güçlendirilmesini sağlayacak bir bilgi olarak konumlanıyor.
Meme kanserine yakalanan kadınların yaklaşık yüzde 70'i, östrojen reseptörleri üzerinde etkili olan östrojen hormonuna bağlı gelişen tümörlere sahip.
Meme kanseri hücrelerinin kontrolsüz çoğalması, çoğunlukla östrojen reseptörünün, tümör hücresinin DNA'sında tümör büyümesine ve metastazına sebep olacak genleri uyaracak şekilde bağlanmasına dayalı olarak gerçekleşmektedir.
ER+ kanser tiplerine sahip olan kadınlara bu sebeple, tamoksifen gibi östrojen engelleyici ilaçlar verilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemleri her zaman etkili olamamaktadır çünkü bazı kanserler sebebi aynı da olsa diğerlerinden daha agresif ve metastaza daha yatkın olabilmektedir.
Mevcut araştırma, progesteron hormonu ve reseptörünün ER+ meme kanserindeki rolü ile ilgili geleneksel fikirleri de sorgulayıp, bir noktada tersine çeviriyor.
Eski Bilgileri Sorgulamak
Östrojen, kendi reseptörüne bağlandığında, progesteron reseptörü sentezleyen geni uyarır. Geçmiş teorilere göre, tümör hücrelerinde progesteron reseptörlerinin tespit edilmesi, östrojen ve reseptörünün aktivitesine işaret olarak sayılıyordu.
Aktif progesteron reseptörlerinin varlığı, kadınlar için iyi bir teşhis şekli sayılıyor ve hormon tedavisine de cevap verebileceği düşünülüyordu. Şimdi ise araştırmacılar, progesteron reseptörünün yalnızca pasif bir östrojen reseptör aktivitesi okuyucusu olmadığını ortaya koydu.
Progesteron reseptörünün önemli rolü
Progesteron reseptörü bulgulara göre sadece bir işaret değil. Aynı zamanda östrojen reseptörü ile etkileşime girerek, bu reseptörün tümör hücrelerindeki işleyiş şeklini de değiştiriyor.
Araştırmacılar progesteron ve reseptörünün meme kanseri hücrelerindeki etkisini laboratuvar ortamında fareler üzerinde ve insan meme kanseri doku kültüründe deneyerek çözümlemeye çalıştı.
Tümör hücrelerine progesteron eklendiğinde, progesteron reseptörlerinin aktive olduğu ve bunların da östrojen reseptörlerine bağlandığı tespit edildi. Bu bağ ise östrojen reseptörlerinin tümör hücrelerine ait DNA'larına bağlandıkları lokasyonları değiştiriyor.
Eğer progesteron reseptörü mevcut değilse, östrojen reseptörü normalde bağlı olduğu lokasyondaki, tümör büyümesi ve metastaz ile ilgili olan tüm genleri değiştirerek tümör gelişimini hızlandırıyor. Bu durum nispeten daha agresif olan genleri harekete geçirerek hastanın hormon tedavisine olumlu cevap vermesini de imkansız hale getiriyor.
Progesteron reseptörünün varlığı durumunda ise, östrojen reseptörü DNA'nın birçok farklı bölgesinde konumlanmıştır. Ancak yine de bu zararlı genleri aktive etmediğiniz için tedaviye daha uygun ve yenilebilir bir tümör ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
Gelecek tedaviler
Bulgular, hormon tedavilerine progesteronun doğal formlarının eklenmesinin faydalı olabileceğini gösteriyor. Eğer testler yapıldıktan sonra bireyin tümöründe düşük progesteron veya progesteron reseptörü seviyesi olduğu görülürse, kadın için progesteron tedavisi ile progesteron reseptörleri uyarılmış olacak ve kanser ilerleyişi durdurulabilecek.
Araştırmacılar şu an itibariyle, bu fikirleri test edecek bir klinik araştırma prosedürü üzerinde çalışıyorlar. Bu araştırma ile, hormon tedavisinin mevcut standartları oranında progesteron eklenmesinin, meme kanserine sahip olan kadınlarda tedavinin ilerleme gösterip göstermeyeceğini görmek istiyorlar.
Referans : ABC Science, Hormone rethink may improve breast cancer prognosis, www.abc.net.au/science/articles/2015/07/09/4269874.htm
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
23 Şubat 2015
Hızlı Ebola Testi Artık Kullanılabilir
01 Ekim 2015
'Elektronik Burun' Sensörü ile Kanseri Koklamak
01 Haziran 2019
Gözler Beynin Aynasıdır
18 Mart 2017
Otizmin Erken Teşhisini Mümkün Kılan Biyoişaretler
01 Ekim 2015
Meme Kanserinde Gereksiz Kemoterapiyi Engellemek