Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Kanserin tedavisinin zor olmasının en büyük nedenlerinden birisi, kanserli hücrelerin bağışıklık sisteminin müdahalelerinden kaçmalarını sağlayacak çeşitli ve çok ihtimalli mekanizmalar geliştirmiş olmasıdır. Bu kaçış mekanizmalarından birisi, miyeloid temelli baskılayıcı hücreler olarak bilinen (MDSCs) bağışıklık hücrelerini içermektedir. Roswell Park Cancer Institute'te Onkoloji ve İmmünoloji profesörü olan Sharon Evans önderliğinde yürütülen yeni bir araştırmada, MDSC'lerin tümör hücrelerinin bağışıklık sistemi ataklarından kaçmasına nasıl yardımcı olduğuna dair yeni bulgular elde edildi. Elbette, buradan öğrenilen bilgilerle immünoterapi tekniklerinin daha etkili olmasını sağlayacak iyileştirmelerin yapılmasının da mümkün olduğu düşünülüyor.

Tüm detayları ile eLife'da yayımlanan çalışmaya göre, tümör hücreleri MDSC'lerin ileri derecede artışına sebep oluyor ki bu da birçok kanser türünde hastalığın teşhisini zorlaştıran bir etki yaratıyor. İncelemelerini gerçekleştirmek üzere araştırmacılar, bağışıklık sistemlerimizin cephaneliği ve kanser hücresi katilleri olan T lemfositlerini görüntüledi. MDSC hücrelerinin, T lemfositlerin lenf nodlarına girişini önleyerek kansere karşı gelişmiş olan bir immün reaksiyonuna engel olabileceği tespit edildi. Lenf nodları, işgalci kanser hücrelerine karşı tepkinin tırmanışa geçtiği bölgelerdir. MDSC'ler buna L-selectin adlı T lemfosit hücrelerinin nodlara doğru gerçekleştirdiği hücresel trafiği sağlayan moleküllerin, T lemfositlerin yüzeyinden kaldırılmasına yol açarak neden oluyor. Sonuç olarak da kanser karşıtı immün mücadele zayıflatılmış oluyor.

Hücrelerin kan dolaşımı içindeki hızlı hareketleri hesaba katıldığında araştırmanın en dikkat çekici bulgularından birisi MDSC'lerin hızla akmakta olan kandakş T hücrelerinin yüzeyine direkt olarak müdahale ettiğinin tespiti oldu. MDSC'lerin bu zarar verici etkisi yalnızca T lemfositlerine karşı değil, tümör hücreleri ile savaşımı sağlayacak antikorları üreten B lemfositlerine karşı da olabiliyor. Bu araştırmada da ilk kez, MDSC'lerin kanser mekanizmalarındaki hedeflerinden birinin B lemfositleri olduğu gösterildi.

Metastatik hastalıkların gelişimine ve ilerlemesine karşı vücudun kendine ait mekanizmalarının kullanılmasının temelini oluşturduğu immünoterapi yöntemlerin daha orijinal ve bugüne kadar olanlardan farklı versiyonlarının üretilmesinin önünü açacağı düşünülen araştırma yine T lemfositi-temelli immün terapötiklerinin en verimli versiyonlarının üretimini sağlayacak veriler sağlıyor.

T lemfositlerin tümörlere karşı tepkilerini ve bu tepkilerin başlatılmasını baskılayan immün-baskılayıcı miyeloid hücrelerinin uzak mesafeli ve uzun mesafeden etkili olabildiğinin keşfi, bugüne kadar geliştirilmiş kanser tedavilerinde tam olarak büyük resmin görülmemiş ve tüm parametrelerin hesaba katılamamış olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.




Makale Referans: Amy W Ku, Jason B Muhitch, Colin A Powers, Michael Diehl, Minhyung Kim, Daniel T Fisher, Anand P Sharda, Virginia K Clements, Kieran O'Loughlin, Hans Minderman, Michelle N Messmer, Jing Ma, Joseph J Skitzki, Douglas A Steeber, Bruce Walcheck, Suzanne Ostrand-Rosenberg, Scott I Abrams, Sharon S Evans. Tumor-induced MDSC act via remote control to inhibit L-selectin-dependent adaptive immunity in lymph nodes. eLife, 2016; 5 DOI: 10.7554/eLife.17375




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir