Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Homofobi, çoğunluğu heteroseksüel insanlar tarafından homoseksüel erkek ve kadınlara karşı tutunulan irrasyonel bir tahammülsüzlük olarak tanımlanmaktadır ve yine çoğunlukla nefret ve ön yargı ile kendini göstermektedir. Ancak yeni bir çalışma, homofobinin psikolojik problemlerle de ilişkili olabileceğini ortaya koyuyor. Journal of Sexual Medicine'da yayımlanan çalışmalarında araştırmacılar, bir takım psikolojik özelliklerin (veya fenotiplerin), maladaptif (uyumsuz) savunma mekanizmaları ile birleşerek, homofobik davranış biçimlerinin geliştirilmesine sebep olabileceğini açıkladı.
İnsanlarla karşılaştığımızda herhangi bir tür ilişki kurduğumuzda; o kişiye karşı psikolojik tepkilerimiz sıklıkla negatif ve pozitif duygular spektrumu üzerinde değişir. Bu genel yargıya örnekleme üzerinden bakacak olursak; farkında olarak veya bazen olmayarak; o insanın veya insanların yanında güvende hissedip hissetmediğimizi, rahat veya utlu olup olmadığımızı sürekli olarak kontrol ederiz. Eğer bu duygular, negatif yönde yoğunlaşırsa ve anksiyete yaratmaya başlarsa; biz de içinde bulunduğumuz durumda daha güvenli hissetmek için bu yeni kurulan ilişkileri savunma mekanizmaları ile birleştirerek tecrübe ederiz.
Italian Society of Andrology and Sexual Medicine başkanı Dr. Emmanuele A. Jannini önderliğindeki bir araştırma ekibi de, bu sosyo-psikolojik teorileri kullanarak savunma mekanizmalarının homofobide nasıl bir rol oynadığını ve bir takım psikolojik rahatsızlıkların ayrımcılığın bu şekli ile nasıl bir ilişkisi olduğunu keşfetmeye koyuldu.
Araştırmacılar hipotezlerini test etmek üzre, Italian University'de eğitim gören ve yaşları 18 ila 30 arasında değişen 560 öğrencinin akıl sağlığı düzeylerini Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5 ; Tr. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) adı verilen istatistiki değerlendirme manüeline göre değerlendirdi. Daha sonra öğrencilere; biri homofobi derecesini ölçen, ikincisi savunma mekanizmaları ve mücadele metotları ile ilgili olan ve sonuncusu psikopatolojik semptomları tespit etmek üzere düzenlenmiş 3 ayrı anket uygulandı. Savunma mekanizmaları ile ilgili olan ikinci anket ile, katılımcıların rahatsız hissedecekleri durumların içine düştüklerinde espriye vurma (mizah - alay etme) veya baskılama gibi olgunlaşmış savunma mekanizmalarını; arıtma ve idealleştirme gibi sinirsel savunma mekanizmalarını veya yalıtma, rol yapma ve yansıtma gibi olgunlaşmamış savunma mekanizmalarını devreye sokup sokmadıkları incelendi.
Katılımcıların anket sonuçlarının değerlendirilmesi ile, ekibin ilk fark ettiği şey; homofobinin erkekler arasında kadınlardakinden daha yaygın bir tutum olduğuydu. Bununla birlikte, homofobik insanların daha yüksek çoğunlukla olgunlaşmamış savunma mekanizmalarını devreye soktukları görüldü. Bu durumun da, rahatsızlık verici sosyal durumlarda ve olaylarda uyumsuz ve problemli yaklaşımlar geliştirdiklerinin bir göstergesi olduğu açıklandı. Son ve belki de en önemli çıkarım olarak araştırmacılar; homofobik bireylerin arasında psikotiklik gibi ekstrem bir takım koşullarda şizofreni ve başka kişilik bozukluklarının ön göstergesi niteliğindeki psikolojik durumların daha yaygın olduğunu ortaya koydu. Daha sıradan formlarında ise, psikotizm; düşmanlık etme veya sinirlilik gibi durumların ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Bir diğer taraftan, katılımcılardan sinirsel savunma mekanizmalarını daha çok kullananların; depresyona da homofobik davranışlar göstermeye de daha az meyilli oldukları görüldü. Jannini ve diğer araştırmacılar; çalışmalarının sonucunda şunu tekrar belirtiyor: sorun aslında homoseksüellik değil; asıl sorun bunu bir sorun zanneden insanlardır. Araştırmacılara göre; yıllarca hastalık mı yoksa değil mi diye tartışılan homoseksüelliktense, homofobinin bir hastalık olmaya daha yakın olduğu böylelikle ortaya çıkmış oluyor.
Kaynak : Kristin Magaldi, Homophobia Linked To Psychological Traits, Suggesting It Could Indicate Mental Health Disorders, 10 Eylül 2015, www.medicaldaily.com/homophobia-linked-psychological-traits-suggesting-it-could-indicate-mental-health-352136
Makale Referans : Ciocca G, Jannini E, Lenzi A, et al. Psychoticism, Immature Defense Mechanisms and a Fearful Attachment Style are Associated with Higher Homophobic Attitude. Journal of Sexual Medicine. 2015.
İnsanlarla karşılaştığımızda herhangi bir tür ilişki kurduğumuzda; o kişiye karşı psikolojik tepkilerimiz sıklıkla negatif ve pozitif duygular spektrumu üzerinde değişir. Bu genel yargıya örnekleme üzerinden bakacak olursak; farkında olarak veya bazen olmayarak; o insanın veya insanların yanında güvende hissedip hissetmediğimizi, rahat veya utlu olup olmadığımızı sürekli olarak kontrol ederiz. Eğer bu duygular, negatif yönde yoğunlaşırsa ve anksiyete yaratmaya başlarsa; biz de içinde bulunduğumuz durumda daha güvenli hissetmek için bu yeni kurulan ilişkileri savunma mekanizmaları ile birleştirerek tecrübe ederiz.
Italian Society of Andrology and Sexual Medicine başkanı Dr. Emmanuele A. Jannini önderliğindeki bir araştırma ekibi de, bu sosyo-psikolojik teorileri kullanarak savunma mekanizmalarının homofobide nasıl bir rol oynadığını ve bir takım psikolojik rahatsızlıkların ayrımcılığın bu şekli ile nasıl bir ilişkisi olduğunu keşfetmeye koyuldu.
Araştırmacılar hipotezlerini test etmek üzre, Italian University'de eğitim gören ve yaşları 18 ila 30 arasında değişen 560 öğrencinin akıl sağlığı düzeylerini Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5 ; Tr. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) adı verilen istatistiki değerlendirme manüeline göre değerlendirdi. Daha sonra öğrencilere; biri homofobi derecesini ölçen, ikincisi savunma mekanizmaları ve mücadele metotları ile ilgili olan ve sonuncusu psikopatolojik semptomları tespit etmek üzere düzenlenmiş 3 ayrı anket uygulandı. Savunma mekanizmaları ile ilgili olan ikinci anket ile, katılımcıların rahatsız hissedecekleri durumların içine düştüklerinde espriye vurma (mizah - alay etme) veya baskılama gibi olgunlaşmış savunma mekanizmalarını; arıtma ve idealleştirme gibi sinirsel savunma mekanizmalarını veya yalıtma, rol yapma ve yansıtma gibi olgunlaşmamış savunma mekanizmalarını devreye sokup sokmadıkları incelendi.
Katılımcıların anket sonuçlarının değerlendirilmesi ile, ekibin ilk fark ettiği şey; homofobinin erkekler arasında kadınlardakinden daha yaygın bir tutum olduğuydu. Bununla birlikte, homofobik insanların daha yüksek çoğunlukla olgunlaşmamış savunma mekanizmalarını devreye soktukları görüldü. Bu durumun da, rahatsızlık verici sosyal durumlarda ve olaylarda uyumsuz ve problemli yaklaşımlar geliştirdiklerinin bir göstergesi olduğu açıklandı. Son ve belki de en önemli çıkarım olarak araştırmacılar; homofobik bireylerin arasında psikotiklik gibi ekstrem bir takım koşullarda şizofreni ve başka kişilik bozukluklarının ön göstergesi niteliğindeki psikolojik durumların daha yaygın olduğunu ortaya koydu. Daha sıradan formlarında ise, psikotizm; düşmanlık etme veya sinirlilik gibi durumların ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Bir diğer taraftan, katılımcılardan sinirsel savunma mekanizmalarını daha çok kullananların; depresyona da homofobik davranışlar göstermeye de daha az meyilli oldukları görüldü. Jannini ve diğer araştırmacılar; çalışmalarının sonucunda şunu tekrar belirtiyor: sorun aslında homoseksüellik değil; asıl sorun bunu bir sorun zanneden insanlardır. Araştırmacılara göre; yıllarca hastalık mı yoksa değil mi diye tartışılan homoseksüelliktense, homofobinin bir hastalık olmaya daha yakın olduğu böylelikle ortaya çıkmış oluyor.
Kaynak : Kristin Magaldi, Homophobia Linked To Psychological Traits, Suggesting It Could Indicate Mental Health Disorders, 10 Eylül 2015, www.medicaldaily.com/homophobia-linked-psychological-traits-suggesting-it-could-indicate-mental-health-352136
Makale Referans : Ciocca G, Jannini E, Lenzi A, et al. Psychoticism, Immature Defense Mechanisms and a Fearful Attachment Style are Associated with Higher Homophobic Attitude. Journal of Sexual Medicine. 2015.
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
02 Mart 2015
İki Babalı Bebekler Gerçek Oluyor
06 Haziran 2015
Eşcinsel Davranışın Evrimsel Avantajı
09 Temmuz 2015
Bir Erkek Doğum Kontrol Hapı Kullanırsa Ne Olur?
16 Ekim 2016
Suya Tuz Eklemek Daha Hızlı Kaynamasını Sağlar mı?
01 Mayıs 2019
Telogen Kök Hücreleri Hasarlı Nöronları Onarabiliyor