Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

Kaliforniya Üniversitesi Riverside Kampüsü bünyesindeki NASA Astrobiyoloji Enstitüsü'nde yapılan yeni bir çalışmaya göre, Kambriyen Patlaması'ndan önce deniz tabanlarında bulunan mikrobiyal örtü, erken dönem hayvanlarının ortaya çıkışına zemin hazırladı.


Uzun süre boyunca, bilimciler "hayvan" olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahip canlıların ortaya çıkışının Kambriyen Dönem'de olduğunu düşünmüştü. Ancak yakın zamanda yapılan çalışmalar sonucunda, Kambriyen Patlaması'ndan önceki dönemde, şaşırtıcı ölçüde karmaşık yaşam biçimlerinin olduğu anlaşıldı. Dolayısıyla türlerin kökenine ilişkin bakış açımızda kimi değişiklikler gerçekleşti.

Bir süre önce Annual Review of Earth and Planetary Sciences dergisinde yayımlanan konuya ilgili bir makalenin başyazarı olan paleobiyolog Mary Droser, çok daha tanıdık canlıların bulunduğu Kambriyen Dönem'e gelindiğinde, evrimsel süreçte zaten oldukça yol kat edilmiş durumda olunduğunu belirtiyor. Droser ve çalışma arkadaşlarının makalesi, Prekambriyen'in (Kambriyen öncesinin) Ediakara Periyodu'nun (635 ilâ 540 milyon yıl öncesi dönemin) sonlarında beliren ilk hayvanların ortaya çıkışına olanak tanıyan koşulları ve bu canlıların baskın duruma gelmesini sağlayan evrimsel aşamaları tanımlıyor.

Yumuşak bedenli Ediakara canlılarını sınıflandırmak çok güç. Onlardan geriye kalanlar, gezegenin en yaşlı kayalarına gömülmüş durumda bulunuyor. Bununla birlikte, son yıllarda çok-hücrelilik, iki taraflı beden yapısı ve besin bulmak için hareket kabiliyetine sahip olma gibi bazı özelliklerinin bir araya getirilmesi başarıldı. Droser, konuyla ilgili yapılan çalışmaların derlenip toparlanmasının zamanının gelmiş olduğunu söylüyor.

İlk hayvan yaşamının Ediakara döneminde ortaya çıktığı, bilimciler tarafından artık yaygın biçimde kabul görüyor. Konu üzerinde çalışan araştırmacılar, çoğunlukla farklı türlerin iz fosillerine odaklı çalışıyor. Droser ile meslektaşları James Gehling ve Lidya Tarhan ise Ediakara canlılarının ekolojileri ve evrimleri hakkında ipuçları yakalamak için mikrobiyal oluşumları, hareketlilik kanıtlarını ve fosil yatakları arasındaki tür bağlaşıklıklarını inceledikleri farklı bir yaklaşım kullanmış. İlk hayvanların nasıl ve niçin hareket ettiklerini ya da hareketsiz kaldıklarını inceleyerek, uzun süre önce soyları tükenmiş olan bu canlıların yaşamlarına ve hayatta kalabilmek için nasıl uyumlandıklarına ilişkin daha fazla şey anlamayı umuyorlar. Onların ne tür yüzeylerde kolonileştiklerini, nasıl yer değiştirdiklerini ve beslendiklerini araştırıyorlar.

Bu hayali çizimde, Ediakara dönemine ait bir deniz tabanı temsil edilmiş. (Görsel telif: Michelle Kroll)


Mary Droser, özellikle aradıkları şeylerden birinin, hareketliliğe ilişkin kanıt olduğunu vurguluyor. Yani organizmaların kendilerinden ziyade, bıraktıkları izlerin peşinde oldukları söylenebilir. Ediakara canlıların hareketliliğine ilişkin izler, "ayak izi" biçimindeki iz fosillerinde bulunabiliyor. İz fosilleri, canlıların beden parçalarının değil de, bıraktıkları izlerin fosilleri olarak tanımlanabilir. İşte Droser ve ekibi, Ediakara canlılarının hareket kabiliyetleri üzerindeki incelemelerinde, bu tür fosillere odaklanıyor. İz fosillere örnek olarak, deniz yelpazesine benzer organizmaları tabana tutturan kök benzeri çapalara ait izler, yumuşakça benzeri alg yiyiciler tarafından bırakılmış kazıma izleri ve kurtçuklara benzeyen hayvanlardan arta kalan tünel çıkıntıları verilebilir.

Sprigginia fosilleri, Ediakara dönemine ait en karmaşık fosiller arasındadır. Yumuşak bedenli trilobitleri andıran Sprigginia'nın baş benzeri bir bölgesi vardır ve bedeni boyunca uzanan yinelemeli bölgelere sahiptir. (Görsel telif: Mary Droser)


Yırtıcılar, çöküntü karıştırıcılar ve çürükçüller etrafta belirmeden önce, dökülen organik maddeler deniz tabanında birikiyordu. Deniz tabanı, "mikrobiyal örtü" olarak söz edilen ve mikropların oluşturduğu mukus benzeri katmanlarla kayganlaşmış durumdaydı. Bunu havuzların dibinde oluşan kaygan yosun tabakasına kabaca benzetebiliriz.

Ediakara canlılarının üzerinde gezindiği mikrobiyal örtülerin çeşitliliği ve uzanımları, anlaşılan o ki bu antik yaşam alanlarının ekolojisinin merkezinde bulunuyordu. Örtüler, mikroskobik alglerin ve bakterilerin serbest süzülmeli yaşam tarzlarına alternatif bir yol sunmuş oldu. Deniz tabanına tutunarak beslenen yeni türlerin ortaya çıkmasına kapı araladı. Ediakara canlılarının görünümleri, çeşitlilikleri ve evrimleri, ayrılmaz biçimde bu örtülere bağlıydı. Araştırmacıların elde ettiği bulgulara göre, karmaşık hayvanların ortaya çıkışı ile birlikte mikrobiyal örtülerin kendilerinde de gelişimler oldu.

Ediakara dönemine ait katmanbilimsel grafikler, sırayla ortaya çıkmış birkaç farklı hayvan grubu olduğuna işaret ediyor. Bunlar Avalon, Beyaz Deniz ve Nama grupları. Bunların her birinin, çevrelerini değiştirmek, yayılmak ve uyumlanmak için kendilerine özgü stratejileri vardı. Bu grupların ortaya çıkışında çöküntü, mikroorganizma ve makroorganizmalar arası etkileşimlerin rol oynadığı düşünülüyor.

Ediakara döneminde, gezegendeki ilk başarılı iki-taraflı hayvanlar belirdi. Bunlar, çok sonraları ortaya çıkacak olan ilk omurgalılara, yer değiştirme kabiliyetine, ilk yumuşakçalara, iskeletlere ve topluluk rekabetine öncülük edecekti. Bu özelliklerin tümü, biz insanlar da dahil olmak üzere günümüz hayvanlarının tümünün taşıdığı ortak mirastır.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir