Doğal ve Tasarlanmış Perovskitler
Perovskit, 1839 yılında keşfedilmiş, son derece çok yönlü işe yarayabilen kristal yapıda, bir anlamda da eşi benzeri bulunmaz bir kalsiyum titanyum oksit mineralidir. Kompakt (s...
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Perovskit, 1839 yılında keşfedilmiş, son derece çok yönlü işe yarayabilen kristal yapıda, bir anlamda da eşi benzeri bulunmaz bir kalsiyum titanyum oksit mineralidir. Kompakt (sıkıştırılmış) kristal yapısı, silikat perovskitin stabil veya başka bir deyişle kararlı yapıya geçtiği Dünya mantosunun alt katlarının bir imzası sayılmaktadır.
Silikat perovskitler, alt mantonun kütlesinin ekseriyetle büyük bir kısmını oluşturur ve aynı zamanda Dünya'daki en yaygın mineralleridir. Perovskitlerin önemi ise Dünya'nın da ötesinde öte gezegenleri de ilgilenmektedir. Bunun sebebi ise, perovskitlerin Mars'tan daha büyük gezegenlerin neredeyse tamamının mantosunda kararlı kristal formunda bulunuyor olmasıdır.
Perovskitlerin kristal yapısı içerisinde çok geniş bir katyon ailesi barınabilir bu da birçok mineralin gelişmesine olanak tanımaktadır. Küprat (anyonik bakır bileşikleri içeren maddelere verilen genel ad) yüksek sıcaklık süperiletkenleri, kristal yapıyı, oksijeni eksik çok katmanlı perovskit ola tanımlanabilecek bir forma adapte etmektedir.
Organik-inorganik hibrit perovskit solar birimler ise yüzde yirminin de üzerinde verimlilikte güç dönüştürücü güce sahip yapılardır. İnorganik perovskit nanopartikülleri, parlak ve dar-bant (narrow-band) fotoluminesan özelliğe sahiptir, ki bu da optoelektronik alanında oldukça kullanışlı bir özelliktir. Daha ileri araştırma ve geliştirme ile bu malzemelerin stabilitesinin artırılması ve daha veirmli şekilde kullanılabilmesi hedeflenmektedir.
Perovskit yapılarının içeriğine göre değiştirilebilir ve hatta ayarlanabilir yapıda olması bu kristalleri aynı zamanda kataliz ve elektrokataliz için çekici birer malzeme kılıyor. Katı oksit yakıt birimlerinde, perovskitler oksijen iyonu kondüktörleri olarak görev alarak anot ve katot ayrımını sağlamaktadır.
Otomotiv kaynaklı kirliliğin önüne geçmek başta olmak üzere, bir takım uygulamaların da temelinde -dünyada yaygın olarak bulunan elementleri içeren perovskit türleri ile- alternatif ve birbirinden hem teknik hem de verimlilik olarak farklı katalist malzeme ve bu malzeme öncülüğünde doğal temizlik imkanı sunan perovskitler bulunabilecek.
Metodolojik bir takım gelişmeler ile, yüksek basınçlı elmas örs hücreler ve gelişmiş spektroskopik teknikler ile perovskitleri de daha iyi anlayabileceğimiz öne sürülüyor.
Kaynak: Phillip Szuromi, Brent Grocholski, Natural and engineered perovskites, 10-Kasım-2017, science.sciencemag.org/content/358/6364/732
Silikat perovskitler, alt mantonun kütlesinin ekseriyetle büyük bir kısmını oluşturur ve aynı zamanda Dünya'daki en yaygın mineralleridir. Perovskitlerin önemi ise Dünya'nın da ötesinde öte gezegenleri de ilgilenmektedir. Bunun sebebi ise, perovskitlerin Mars'tan daha büyük gezegenlerin neredeyse tamamının mantosunda kararlı kristal formunda bulunuyor olmasıdır.
Perovskitlerin kristal yapısı içerisinde çok geniş bir katyon ailesi barınabilir bu da birçok mineralin gelişmesine olanak tanımaktadır. Küprat (anyonik bakır bileşikleri içeren maddelere verilen genel ad) yüksek sıcaklık süperiletkenleri, kristal yapıyı, oksijeni eksik çok katmanlı perovskit ola tanımlanabilecek bir forma adapte etmektedir.
Organik-inorganik hibrit perovskit solar birimler ise yüzde yirminin de üzerinde verimlilikte güç dönüştürücü güce sahip yapılardır. İnorganik perovskit nanopartikülleri, parlak ve dar-bant (narrow-band) fotoluminesan özelliğe sahiptir, ki bu da optoelektronik alanında oldukça kullanışlı bir özelliktir. Daha ileri araştırma ve geliştirme ile bu malzemelerin stabilitesinin artırılması ve daha veirmli şekilde kullanılabilmesi hedeflenmektedir.
Perovskit yapılarının içeriğine göre değiştirilebilir ve hatta ayarlanabilir yapıda olması bu kristalleri aynı zamanda kataliz ve elektrokataliz için çekici birer malzeme kılıyor. Katı oksit yakıt birimlerinde, perovskitler oksijen iyonu kondüktörleri olarak görev alarak anot ve katot ayrımını sağlamaktadır.
Otomotiv kaynaklı kirliliğin önüne geçmek başta olmak üzere, bir takım uygulamaların da temelinde -dünyada yaygın olarak bulunan elementleri içeren perovskit türleri ile- alternatif ve birbirinden hem teknik hem de verimlilik olarak farklı katalist malzeme ve bu malzeme öncülüğünde doğal temizlik imkanı sunan perovskitler bulunabilecek.
Metodolojik bir takım gelişmeler ile, yüksek basınçlı elmas örs hücreler ve gelişmiş spektroskopik teknikler ile perovskitleri de daha iyi anlayabileceğimiz öne sürülüyor.
Kaynak: Phillip Szuromi, Brent Grocholski, Natural and engineered perovskites, 10-Kasım-2017, science.sciencemag.org/content/358/6364/732
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
07 Temmuz 2015
Gezegen olmaya hazır çakıltaşları gözlemlendi
28 Ağustos 2016
Dünya Benzeri 8 Etkileyici Gezegen
15 Eylül 2019
Yıldızının Yaşam Kuşağında, Su Barındıran Bir Ötegezegen
19 Ağustos 2018
Büyük Miktarda Su Barındıran Ötegezegenler Oldukça Yaygın
24 Temmuz 2015
Yerküre 2.0 - Yeni ve Benzer Bir Ötegezegen
18 Eylül 2015
Taşsı Gezegenler de 'Yaşanabilir' Olabilir
10 Haziran 2017
TRAPPIST-1 Sistemi'ndeki Dünya Benzeri Gezegenlerin Kompozisyonu