Zekânın pek çok farklı tanımı yapılıyor. Yine de hepsi, beyindeki gri maddenin kullanımı sayesinde deneyimlerden öğrenmeyi kapsıyor. Fakat Nisan 2016`da araştırmacılar tarafından açıklanan bir keşif, tüm tanımlamaları alt-üst etti.
Küf, birbirlerinden bağımsız olan tekil hücrelerden oluşur. Daha önce "sümük küfü" (sıvaşıcı küf veya cıvık mantar adıyla da bilinir ) olarak söz edilen hücrelerin öğrenme yeteneklerine ilişkin çeşitli araştırmalar yapılmış, şaşırtıcı sonuçlar elde edilmişti. Proceedings B dergisinde yayımlanan makale ile ayrıntıları paylaşılan bu çalışmada ise sümük küfü hücrelerinin merkezi sinir sistemi olmamasına rağmen, zaralılardan kaçınmayı öğrenebildiği ortaya kondu. "Ümit vadeden fakat henüz net sonuç çıkaramadığımız bu sonuçlar, öğrenmenin en önemli belirtilerinin tekil hücreler düzeyinde gerçekleşebileceğine işaret ediyor," deniyor makalede.
Yaptıkları araştırmada Belçika ve Fransa'dan katılan bilimciler, beyni olmayan organizmalarda "alışkanlıkların öğrenilmesi" konusu üzerinde çalıştı. Başlangıçtaki davranış, süreklilik gösteren bir dış uyaran dolayısıyla değiştiğinde, öğrenilmiş davranışlar ortaya çıkar. Ekip, sinir sistemi olmayan bir organizmanın yaşadığı deneyimlerden "öğrenip öğrenemeyeceğini" ve buna göre davranışını değiştirip değiştiremeyeceğini anlamak istiyordu.
Bu nedenle oldukça mütevazi bir yaşam formu seçtiler: Physarum polycephalum, diğer adıyla çok başlı küf. Tekil P. polycephalum hücreleri, sarı bir baloncuk biçiminde birleşirler. Bu türün örneklerini, çürüyen yaprakların üzerinde ya da soğuk ve nemli noktalardaki ağaç gövdelerinde görmek mümkündür. Küf, sanki-ayak (İng. pseudo-pod) adı verilen parmak benzeri dış uzantılar geliştirerek, çok yavaş biçimde de olsa hareket edip konumunu değiştirebilir.
Ekip, alglerden elde edilen jölemsi bir madde olan agar içeren petri kaplarında sümük küfü örnekleri yetiştirdi. Ardından her bir örneği, yine agar içinde yulaf bulunan başka petri kaplarının yakınına koydu. İki kap, agar köprüsü ile birleştirildi ve küfün yaklaşık iki saat içinde köprüden geçtiği saptandı. Denemek amacıyla ekip köprünün bir bölümünü, küfe zararı olmasa da acı olan kinin veya kafein konsantresi ile kirletti.
Gözlem sonucunda, küfün ilk önce "açık bir kaçınma davranışı sergilediği" saptandı. Tereddütlü bir şekilde durakladıktan sonra, rahatsızlık verici maddeye dokunmamak için köprüden üç kat daha uzun olan dar bir yol seçtiği görüldü. İlerleyen günlerde geçişler daha hızlı olmaya başladı. Bunun da küfün, kinine veya kafeine "alıştığını" gösterdiğini belirtiyor araştırmacılar.
Yeryüzünde insanlardan 500 milyon yıl kadar daha önce belirmiş bir organizmadan elde edilen bu bulguların, "öğrenme"nin sinir sisteminden daha önce ortaya çıkmış olabileceğine işaret ettiği ifade ediliyor. "Sonuçlarımız, nöronu olmayan organizmalardaki çeşitliliği vurguluyor. İlk bakışta böyle canlıların öğrenme kapasitesini fark etmek kolay değil," deniyor makalede. Keşif, virüs ve bakteri davranışları konusundaki anlayışımıza da katkıda bulunabilir.
Çok başlı küf ile ilgili şu konuşmayı da öneririz:
- Phys.org, "Intelligent? Brainless slime can 'learn': study" http://phys.org/news/2016-04-intelligent-brainless-slime.html
- Proceedings B, "Habituation in non-neural organisms: evidence from slime moulds" http://rspb.royalsocietypublishing.org/content/283/1829/20160446
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol