Post Author Avatar
Erhan Güven
Sağlık Bakanlığı - Yazar
Virüs-hücre etkileşimi basamakları ve bu etkileşimin altyapısı moleküler düzeyde daha detaylı olarak anlaşıldıkça, viral hastalıkların önlenmesi ve tedavisi alanında çığır açıcı yeniliklerin ardı ardına ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Influenza A (A tipi grip) virüsünün hastalık yapma aşamasındaki moleküler ilk adım olan hücre içine girme evresi, hücre zarındaki endozom isimli keseler aracılığıyla olmaktadır. IFITM isimli protein ailesinin, A tipi grip virüsü başta olmak üzere diğer zarflı virüslerin hücre içine girişini, kesin olarak söylenemese de, endozomal geçiş mekanizması üzerinden engelleyerek antiviral etkinlik gösterdiği daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir.

Sol: Endozomlar (b,c) Sağ: Ok endozom içindeki virüs partikülünü gösteriyor. (Telif:F. Brent Johnson and Enkhmart Dudleenamjil 2012 DOI: 10.5772/48510) Sol: Endozomlar (b,c) Sağ: Ok endozom içindeki virüs partikülünü gösteriyor. (Telif:F. Brent Johnson and Enkhmart Dudleenamjil 2012 DOI: 10.5772/48510) Sol: Endozomlar (b,c) Sağ: Ok endozom içindeki virüs partikülünü gösteriyor. (Telif:F. Brent Johnson and Enkhmart Dudleenamjil 2012 DOI: 10.5772/48510)


IFITM3 proteinini kodlayan genlerde var olan çeşitliliğin bazı varyantları grip virüsüne karşı hücresel duyarlılığı oldukça arttırıyor. Dört büyük çalışmanın meta-analizi sonucu incelenen 445 domuz/kuş gribi hastası ile 4180 kontrolün karşılaştırıldığı yakın zamanlı bir çalışma bu konuda bilimsel değeri oldukça yüksek sonuçlara ulaştı. IFITM3 geninin bir aleline (SNP rs12252-C) sahip olan kişilerin A tipi grip virüsünün neden olduğu hastalığa %23.7 oranında daha fazla yakalandığı ve bunlardaki hastalığın çok daha ağır ve ciddi şekilde seyrettiği ortaya kondu.

Kısa-orta vadede düşünüldüğünde, bu çalışma sonuçlarının kanıt gücünden yola çıkarak kişileri, IFITM3 proteini kodlayan genlerindeki değişikliği tespit ederek aşılama programında öncelikli olarak değerlendirmenin, şiddetli grip salgınlarının ortaya çıkmasını engelleyebileceğini, gribe bağlı iş gücü ve yaşam kayıplarını azaltabileceğini ve genel anlamda konuyla ilgili sağlık harcamalarını anlamlı derecede düşürebileceğini öngörmek hata olmayacaktır.

Genetik bilimi açısından değerlendirildiğinde ise; IFITM ailesinin zarflı virüslere karşı sağladığı bu güçlü savunma hattı, kodlayan genin etkinliğinin arttırılmasına dayalı bir ilaçla kontrol edilebilir hale gelirse hem şimdi kullandıklarımızdan çok daha güçlü bir antiviral ilaç grubu elde etmiş olacağız, hem de doğal mekanizmaları güçlendirmek yoluyla hedefe yönelik tedavilere bir yenisini eklemiş olacağız.

 




Kaynaklar:



Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir