Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

Japonya'da bulunan çeşitli üniversitelerden bilimcilerin oluşturduğu bir ekip, sıcak su kaynaklarında yeni bir dev virüs keşfetti. Medusavirüs adı verilen bu dev virüsün keşfi, 3 Nisan 2019 tarihinde Journal of Virology dergisinde yayımlanan bir makale ile duyuruldu. Makale oldukça ilgi çekti çünkü yazarlar Medusavirüs'ün amipleri "taş"a dönüştürebildiğini raporladı. Keşfin daha ilginç yanı ise Medusavirüs ile karmaşık yaşamın evrimi arasındaki olası bağlantı. Tokyo Bilim Üniversitesi, bu görüngüyü açıklayan bir video ve bir infografik hazırladı.

Virüsbilimci (virolog) Masaharu Takemura önderliğindeki araştırmacıların keşfettiği virüs, adını aldığı mitolojik karakter Medusa ile önemli bir benzerlik taşıyor: Medusa'nın kendisine bakanları taşa çevirmesi gibi, Medusavirüs de Acanthamoeba castellanii türü amipleri taşa benzeyen bir kitleye dönüştürüyor. Japonya'daki bir kaplıcadan yalıtılan dev virüs, A. castellanii'yi enfekte ediyor ve sert, taşsı bir kabuk oluşturmasına neden oluyor.

Bilimciler, Medusavirüs'ün DNA eşlenmesinin, konak amipin çekirdeğinde gerçekleştiğini keşfetti ve birlikte evrilirlerken konak ile virüs arasında genetik bilgi değiş-tokuşu yaplıldığının kanıtlarını gözlemledi. Ayrıca, dev virüsün antik genomunda, ökaryotik organizmaların yapı taşlarını oluşturan karmaşık proteinlerden bazılarını barındırdığını buldular. Virüsün genomunda bu proteinlerin nasıl olup da var olabildiğini anlayabilmek, kökenlerimiz hakkında bilimcilerin uğraştığı en zor sorulardan bazılarının yanıtlanmasına yardım edebilir. Prof. Takemura, dev virüs üzerinde yapılan genomik incelemenin, Medusavirüs ile ökaryotik yaşamın kökeni arasında bir ilişki olduğuna işaret ettiğini belirtiyor.

Virüslerde, replikasyon (eşlenme) için gereken düzenek bulunmaz. Virüs, kendi genomunu salıp, konağn düzeneğini ele geçirerek, konak hücrenin genetik düzeneğinden yararlanır. Bir virüs bir organizmayı işgal ettiğinde, kendini eşlemek amacıyla konağn genlerinden bazılarını kullanır. Bu, konağn DNA'sında parmak izi gibi bir işaret bırakabilir ve sonra nesilden nesile aktarılabilir. Konak ayrıca virüsle etkileşir ve virüs muhafaza edilmiş yeni dizilimler edinir. Konak ve virüs birlikte evrilir; yapılan çalışmanın odağında da bu birlikte evrilme yer alıyordu.

Virüsler, genetik özelliklerine dayalı olarak sınıflandırılır; yani proteinleri ve genetik malzemeyi üretmek için mRNA'yı nasıl ürettiklerine göre. Medusavirüs, nükleositoplazmik bir büyük DNA'lı virüs olup, kısa süre önce keşfedilmiş olan, büyük ve karmaşık çift iplikli DNA (dsDNA) genomları olan ökaryotik virüsler grubuna aittir. Bu çok ilginç çünkü çoğu virüsten farklı olarak, DNA paketlemeyle ilgili proteinleri kodlayan genler içeriyor. Medusavirüs, eksiksiz bir histonlar (gen ifadesini düzenlemek ve çekirdeğin içinde DNA'yı katlanmış durumda tutmak için evrilmiş proteinler) kümesine sahip. Virüslerin çekirdeği olmadığı düşünülürse, durum iyice garip bir hâl alıyor. Bu, birlikte evrilme sırasında virüsün bu histonları kodlayan genleri edinmiş olabileceği anlamına gelebilir. Elde edilen bu bulgularla, çalışmada ayrıca Medusavirüs'ün bütünüyle farklı bir virüs ailesi olduğu iddiası da ileri sürülüyor.

Medusavirüs, amipi doğrudan çekirdeğinden ele geçirerek taşlaştırıyor. Virüs kendi DNA'sını aktararak eşlenme başlatıyor ve kendi DNA polimerazını (DNA sentezleyen bir enzim) ve histonlarını kullanıyor. Ama nihayetinde süreci tamamlamak için konağına bağımlı durumda oluyor. Araştırmacıların gerçekleştirdiği evrimsel çözümleme sonuçlarına göre, evrimsel ağaçta Medusavirüs'ün DNA polimerazının, ökaryotlarda bulunan DNA polimerazın kökeninde yer aldığı belirtiliyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir