Beynin, onu içinde saklayan kutu kadar modern olduğunu varsayarsak, Afrikalı atalarımız teorik olarak göreliliği keşfedebilir, romanlar, oyunlar ve aşk şarkıları yazabilirdi.
Her ne kadar 2020 yılı ile ilgili olmasa da; "Yok artık, bu da mı?" dedirten haberlerin sayısı arttıkça birçok insanın aklına şu soru geliyor: Türümüz yok olacak mı?
Her yıl bu kadar fazla bilimsel araştırmanın yayımlanıyor oluşu da haliyle neyin daha önemli, neyin daha ilginç veya neyin daha az önemli olduğunu ayırt edebilmeyi zorlaştırıyor.
İnsan geninin başka bir primatın beyninde benzer bir amacı yerine getirdiğini göstermek, insanların nasıl evrimleşmiş olabileceği konusunda yeni bir fikir verir.
Neandertaller'den bize kadar introgresyon ile ulaşmış haplotip gen alellerinden biri de progesteron hormonu reseptörü genidir. Bu gen sayesinde daha doğurgan bir türüz.
Afrika'dan ayrılan ilk göç dalgası, seyahatlerinde üstün bir başarı elde edemedi. Ancak 80.000 ila 50.000 yıl önceki bir zaman aralığında, ikinci bir dalga daha göç etmiştir.
İnsanlık, canlıların genetiğini 30.000 yıldan fazla süredir değiştirmeye devam ediyor. Peki, ilk başlarda yapay seçilimle yaptığımız bu sistem nasıl oldu da GDO fikrine evrildi?
Sonuçları Filtrele
Bağış Yap, Destek Ol!
Projelerimizde bize destek olmak istersen
Patreon üzerinden aylık veya tek seferlik
bağışta bulunabilirsin.