Latince "hoşnut etmek" anlamına gelen plasebo kelimesi, ilk olarak 14. yüzyılda cenazelerde kiralık olarak yas tutanları nitelemek için kullanılmıştır.

Zekâ, neredeyse en karmaşık karakteristiğimizdir. Hatta bizi diğer primatlardan ayıran en önemli özelliğimizin zekâmız olduğu söylenir.

Çoğu yetişkin erkeğin, yetişkin olmayan dişi farelerden özellikle uzak durmalarını sağlayan bir radarı bulunuyor.

Neo-Empresyonizm akımı, görüşümüzün nasıl çalıştığına dair bilimsel çalışmalardan ilham aldı.

REM uykusunda, gözlerimiz ileri ve geriye doğru hareket eder fakat bedenimiz tamamen hareketsizdir.

Hastalığın seyri, çok az uyku uyumaktan hiç uyumamaya kadar giden bir uyku bozukluğu şeklindedir ve sonunda da ölüm kaçınılmazdır.

Nature Neuroscience'da yayımlanan araştırmada, başkalarından tamamen izole bir gün geçiren insanların beyinlerinin, sosyalleşebilecekleri bir toplantıyı gördüklerinde; aç bir insanın beyninin yiyecekleri gördüğündeki gibi bir aktifleşme gösterdiği ortaya koyuldu.

Hafıza oluşumunun iki aşamasını oluşturan uyarıcı ve engelleyici nöronlardan, ikinci gruptaki bir proteinin sentezinin, uzun süreli hafıza gelişiminde kilit bir role sahip olduğu keşfedildi.

"Bir düşüneyim: Bu sabah kalktığımda ben, ben miydim? Sanki biraz farklı gibiydim, ama ben aynı ben değilsem, o zaman ben kimim? İşte asıl bilmece bu!”

Yeni bir çalışmada 4-6 yaş grubu çocuklarda FABP4 proteininin otizm spektrum bozukluğu (ASD) için yeni bir biyoişaretçi olduğu keşfedildi.

Nörolijin-3 (neuroligin-3) geni üzerindeki belirli bir mutasyon oksitosin hormonunun etkililiğini azaltıyor.

Nav1.7 sodyum kanalı genomu Neandertaller'den gelen insanların daha fazla acı/ağrı çektiği düşünülüyor. Çalışmaya göre bu Neandertaller'in daha düşük acı eşiğine sahip olduklarına işaret ediyor olabilir.