Acıkmış bir beyin, bir şeyler yemeniz için sizi uyarır. Benzer şekilde yalnız bir beyin de, insanlarla görüşmeniz için sizi uyarıyor.

23 Kasım'da (2020) Nature Neuroscience'da yayımlanan araştırmada, başkalarından tamamen izole bir gün geçiren insanların beyinlerinin, sosyalleşebilecekleri bir toplantıyı gördüklerinde; aç bir insanın beyninin yiyecekleri gördüğündeki gibi bir aktifleşme gösterdiği ortaya koyuldu.

Massachusetts Institute of Technology (MIT)'den bilişsel sinirbilimcilerin yürüttüğü çalışmada, 40 katılımcı 10 saat boyunca aç bırakıldı. Günün sonunda, pizza ve çikolatalı kek fotoğraflarının gösterildiği katılımcıların ortabeyinlerindeki belirli sinir hücrelerinin coşkulu bir aktifleşme gösterdiği görüldü. Beynin orta bölümleri ventral tegmental alan ve substantia nigrada bulunan bu nöron grubu, ödülle ilişkili bir nörotransmitter olan dopamin salgısı üretir. 

Çalışmanın devamında farklı bir günde, aynı insanlardan oluşan katılımcı grubunun bu kez 10 saat boyunca tüm sosyal medya hesapları da dahil olmak üzere insanlarla iletişime geçmesi engellendi. Günün sonunda bu kez katılımcılara, sohbet eden veya takım sporları yapan insanların fotoğrafları gösterildiğinde, tepki olarak aynı noktadaki nöronların etkinleştiği görüldü. Dahası, katılımcıların açlık veya izolasyon süresi arttıkça, tepkinin de daha güçlü olduğu belirtiliyor.

Öte yandan, genellikle yalnız olduğunu belirten insanlar, sosyalleşme arayışının da azaldığını bildirirler. Araştırma ekibi, bu duruma tam olarak neyin sebep olduğunu henüz bilmediklerini ancak belki de izole olmanın bu insanları o kadar etkilemediğini, çünkü zaten günlük yaşamlarının akışının bir parçası olduğunu düşünüyor.

İnsanların yiyecek, arkadaş, kumar veya uyuşturucu arama motivasyonunda önemli bir rol oynayan orta beyin, kişi aç olmasa da veya yalnız olmadığında da yiyeceklere ve sosyal sinyallere yanıt verir. Ancak açlık ve yalnızlık; beynin verdiği bu tepkiyi arttırıyor ve tepkileri özlemini duydukları şeye özgü hale getiriyor. 

Araştırma ekibi, bulguların "mevcut durumumuza hitap ettiğini" söylüyor. COVID-19, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı tehlikeye atarak sosyal olarak daha fazla izole olmuş ve insanları yiyecekten daha fazlasını arzulamaya itmiş durumda. Dolayısıyla bu tarz krizlerin sosyal boyutlarını da dikkate almamız gerekiyor.