Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör
Okyanusta derinlere inildikçe, ortam giderek daha karanlıklaşır. Belli bir noktada, artık tüm güneş ışığı kaybolur ve deniz neredeyse zifiri karanlık hâle gelir. Bir süre önce Grönland yakınlarında yapılan bir çalışmada ise bilimciler, bu ortamı aydınlatabilen biyo-ışıldama (biyolüminesans) özellikli deniz yıldızlarının bulunduğunu ortaya çıkardı. Görünüşlerinden ötürü "yıldız" olarak adlandırılan bu canlıların, göğün karanlığını aydınlatan yıldızlar gibi okyanusun karanlığını aydınlatan türleri olduğu göz önüne alınırsa, adlarını işlevsel olarak da hak ettikleri söylenebilir.
Biyo-ışıldama özellikli deniz yıldızlarının, bu özelliklerini karanlıkta yollarını bulmak ve birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları düşünülüyor. Çalışmayı özetleyen ve Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan makalenin başyazarı Anders Garm, bu ileri düzey iletişim yönteminin, deniz yıldızı gibi hayvanlarda bilinmediğini belirtiyor.
Araştırmacılar, çalışma kapsamında Grönland'da yaşayan 13 farklı deniz yıldızı türünü inceledi. Bunların bir bölümü sığ sularda, bir bölümü ise derinlerde yaşayan türlerdi. Beklediklerinin tersine, biri hariç tüm diğer türlerin gözleri olduğunu gördüler. Ekip, derin ve karanlıkta yaşayan türlerin gözlerinin olmayacağını düşündüklerini söylüyor. Çünkü karanlık ortamda yaşayan hayvanların çoğunlukla görme duyusu olmuyor ve koku alma gibi diğer bazı duyularının iyi gelişmiş olması sayesinde yönlerini buluyorlar.
İnceledikleri türlerin özellikle üç tanesinin oldukça derinde, gün ışığının hiç ulaşmadığı 400 metre'den daha derin sularda yaşadığını belirten ekip, bu üç türün de gözlerinin olduğunu keşfetti. Hatta bu türlerden biri olan derin deniz Novodinia Americana'sının gözleri o kadar iyi gelişmiş ki, görme becerilerinin en az sığ su deniz yıldızları kadar, hatta belki onlardan daha da iyi olduğu anlaşıldı.
Peki ama ışığın ulaşamadığı derin okyanusun karanlığında yaşayan bir deniz yıldızı, kollarında bulunan gözlerini ne için kullanıyor olabilir? "Türlerin iki tanesinin biyo-ışıltılı olması ve ışık üretebilmesi bizim için çok ilginç oldu. Bir anda, iyi gören gözleri gayet anlamlı gelmeye başladı," diyor ekipten Garm.
Birkaç yıl öncesine kadar, bilimciler deniz yıldızlarının sadece ışığı ve nesnelerin dış hatlarını görebildiğini düşünüyordu; ama bu kanı artık değişti. Deniz yıldızları ailesinin en derinlerde yaşayan türlerinden bir kısmı biyo-ışıldama özelliğine sahip ve iyi gören gözleriyle hem aydınlattıkları çevrelerini, hem de birbirlerini algılayabiliyorlar.
Ekibin topladığı deniz yıldızı örnekleri arasında en derinden gelen birey, 1,5 km derinlikte bulundu. Bu türün gözlerini optik olarak analiz eden bilimciler, mekansal çözünürlüğü ölçtüler. Yani hayvanın ne kadar ayrıntılı görebildiğini ve gözlerinin ışığa duyarlılığının ne kadar olduğunu incelediler. Yapılan çalışma sonucunda, deniz yıldızı, nispeten basit organizmaların bile gelişmiş davranış sergileyebildiğini göstermiş oldu.
"Işık yardımıyla iletişim kurmak, nispeten küçük sinir sistemleri olan hayvanlarda bulmayı pek beklemediğimiz ileri bir davranıştır. Evrim sürecinin nasıl işlediğine ilişkin çok şey söylüyor. Büyük bir beyniniz olmasa bile, evrim yine de çözümler bulabilir, ki bu da ileri davranış sergileyebileceğiniz anlamına gelir," diyor Garm.
Biyo-ışıldama özellikli deniz yıldızlarının, bu özelliklerini karanlıkta yollarını bulmak ve birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları düşünülüyor. Çalışmayı özetleyen ve Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan makalenin başyazarı Anders Garm, bu ileri düzey iletişim yönteminin, deniz yıldızı gibi hayvanlarda bilinmediğini belirtiyor.
Şaşırtıcı Bir Keşif
Araştırmacılar, çalışma kapsamında Grönland'da yaşayan 13 farklı deniz yıldızı türünü inceledi. Bunların bir bölümü sığ sularda, bir bölümü ise derinlerde yaşayan türlerdi. Beklediklerinin tersine, biri hariç tüm diğer türlerin gözleri olduğunu gördüler. Ekip, derin ve karanlıkta yaşayan türlerin gözlerinin olmayacağını düşündüklerini söylüyor. Çünkü karanlık ortamda yaşayan hayvanların çoğunlukla görme duyusu olmuyor ve koku alma gibi diğer bazı duyularının iyi gelişmiş olması sayesinde yönlerini buluyorlar.
İnceledikleri türlerin özellikle üç tanesinin oldukça derinde, gün ışığının hiç ulaşmadığı 400 metre'den daha derin sularda yaşadığını belirten ekip, bu üç türün de gözlerinin olduğunu keşfetti. Hatta bu türlerden biri olan derin deniz Novodinia Americana'sının gözleri o kadar iyi gelişmiş ki, görme becerilerinin en az sığ su deniz yıldızları kadar, hatta belki onlardan daha da iyi olduğu anlaşıldı.
Derinlerin Işıyan Yıldızları
Peki ama ışığın ulaşamadığı derin okyanusun karanlığında yaşayan bir deniz yıldızı, kollarında bulunan gözlerini ne için kullanıyor olabilir? "Türlerin iki tanesinin biyo-ışıltılı olması ve ışık üretebilmesi bizim için çok ilginç oldu. Bir anda, iyi gören gözleri gayet anlamlı gelmeye başladı," diyor ekipten Garm.
Birkaç yıl öncesine kadar, bilimciler deniz yıldızlarının sadece ışığı ve nesnelerin dış hatlarını görebildiğini düşünüyordu; ama bu kanı artık değişti. Deniz yıldızları ailesinin en derinlerde yaşayan türlerinden bir kısmı biyo-ışıldama özelliğine sahip ve iyi gören gözleriyle hem aydınlattıkları çevrelerini, hem de birbirlerini algılayabiliyorlar.
Ekibin topladığı deniz yıldızı örnekleri arasında en derinden gelen birey, 1,5 km derinlikte bulundu. Bu türün gözlerini optik olarak analiz eden bilimciler, mekansal çözünürlüğü ölçtüler. Yani hayvanın ne kadar ayrıntılı görebildiğini ve gözlerinin ışığa duyarlılığının ne kadar olduğunu incelediler. Yapılan çalışma sonucunda, deniz yıldızı, nispeten basit organizmaların bile gelişmiş davranış sergileyebildiğini göstermiş oldu.
"Işık yardımıyla iletişim kurmak, nispeten küçük sinir sistemleri olan hayvanlarda bulmayı pek beklemediğimiz ileri bir davranıştır. Evrim sürecinin nasıl işlediğine ilişkin çok şey söylüyor. Büyük bir beyniniz olmasa bile, evrim yine de çözümler bulabilir, ki bu da ileri davranış sergileyebileceğiniz anlamına gelir," diyor Garm.
Kaynak ve İleri Okuma
- Science Nordic, "Stunning starfish illuminates the dark Arctic" http://sciencenordic.com/stunning-starfish-illuminates-dark-arctic
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
27 Kasım 2016
Gözün Evrimi
06 Temmuz 2015
Yeni Doğan Bir Bebek Sizi Nasıl Görüyor?
08 Ağustos 2016
Şekillerin Algılanmasında Zamanlamanın Önemi
20 Eylül 2016
Görme Merkezi Matematiksel İşlevler Kazanabiliyor
11 Haziran 2017
Görsel Algı, Çevre ve Doğum Yerine Bağlı Olabilir
08 Eylül 2016
Beyin Bir Seferde Yalnızca Bir İşe Odaklanabilir
24 Kasım 2016
Konuşurken Aynı Anda Göz Teması Kurmak Neden Zordur?