Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör
Araştırmacılar, dinozorlardan modern çağ kuşlarına geçişte çok önemli bir aşamayı temsil eden ikonik bir dişli kuşun kafatasının parçalarını 3D olarak bir araya getirdi. Yapılan çalışma, kuşların ataları olacak dinozor grubunun dişli ağızlarının, kuşların dişsiz gagalarına nasıl dönüştüğü konusuna ışık tutuyor.

Yaklaşık 100 milyon yıl ilâ 66 milyon yıl önceki dönemde Kuzey Amerika'da yaşamış olan "Ichthyornis dispar" türü canlının, dişleri olan bir su kuşunu andırdığı anlaşılıyordu. Fakat 1872 yılında Benjamin Franklin Mudge tarafından Kansas'ta bulunan parçalı kalıntılardan beri, 2014 yılına dek uzanan süre boyunca dikkate değer yeni bir çalışmanın yapılmamış olması, hayvan hakkındaki bilgimizin sınırlı kalmasına neden oluyordu.

Hatta ilk başta, Mudge bulduğu parçaları Othniel Charles Marsh'a gönderdiğinde, Marsh bunların iki ayrı iskelete ait olduklarını düşünmüştü: Küçük bir kuş omurgası ve bilinmeyen bir sürüngen türünün dişli çenesi. Marsh 1873 yılında fikrini değiştirmiş ve derhal örneği "Odontornithes" yani "dişli kuşlar" olarak adlandırılan yeni bir alt sınıfa yerleştirmişti.

Yeni Ayrıntılar


Geçtiğimiz aylarda Yale Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, Yale Peabody Doğal Tarih Müzesi, Sternberg Doğal Tarih Müzesi - Hays Kan., Alabama Doğal Tarih Müzesi, Kansas Üniversitesi Biyoçeşitlilik Enstitüsü ve Black Hills Yerbilimsel Araştırma Enstitüsü'nde saklanan çeşitli parçalar ve 2014'te İktiyornis'e ait olduğu belirlenen eksiksiz bir kafatasının CT tarama ile alınan görüntülerinin dijital olarak 3D yeniden yapılandırılması sonucunda, evrimsel tarihin en çarpıcı dönüşümlerinden biri hakkında yeni ayrıntılar açığa çıkarılabildi ve bulgular Nature dergisinde yayımlandı.

Ortaya çıkan iki ilginç gerçek vardı: Birincisi, İktiyornis gagasını oldukça modern şekilde hareket ettirebiliyordu; yani şimdiki kuşların yaptığı gibi kafatası sabitken üst gagayı oynatabiliyordu. Bu, gagaya daha fazla beceri kazandırıp, bir cımbız gibi kullanılabilmesini sağlıyordu. İkincisi, İktiyornis hem büyük bir beyne hem de güçlü çenelere sahipti ve bu durum Bhart-Anjan Bhullar ile ekibinin daha önceki bir hipotezine meydan okuyordu.

Onlar, daha büyük bir beyni tutmak için kafatası genişlerken, kafanın çevresindeki kaslı çenelerin küçüldüğünü düşünmüştü. "İktiyornis önemli bir boşluğu dolduruyor ama tabi bir boşluğu dolduran her şey, iki yanında iki boşluk daha yaratıyor. Şimdi kuşların kafatasına giden yolda gerçekleşen diğer dönüşümlerin nasıl olduğunu anlamamız gerek," diyor Bhullar.

İktiyornis kafatası. (Telif: Nature)

Cımbız Benzeri Bir Kıskaç


Bhullar, hayvanın modern görünümlü bir beyinle birlikte, dikkat çekici ölçüde dinozorumsu bir çene kası yapısına sahip olduğunu belirtiyor. Belki de en ilginç noktanın, kuş gagasının doğada ilk belirdiğinde neye benzediğini İktiyornis'in bize göstermesi olduğunu ekliyor. "İlk gaga, çenenin ucunda bulunan boynuzla kaplı bir cımbızdı. Çenenin geri kalanı dişle doluydu. İlk başta gaga, kanatlara dönüşen ellerin görevini görecek bir hassas kavrama mekanizmasıydı," şeklinde açıklıyor Bhullar.

Ekipten Michael Hanson, İktiyornis'in bugün yaşamakta olan su kuşlarına oldukça benzediğini, muhtemelen bir martı ya da deniz kırlangıcı gibi göründüğünü söylüyor. Ama tabi onda, martıda olmayan şeyler vardı: Dişler ve kaslı bir çene. Dişlerin ağız açılana kadar görünmediğini, dudak benzeri bir ekstra ağız dokusunun büyük olasılıkla var olduğunu ekliyor Hanson. Bhullar, İktiyornis'in kafatası üzerinde yaptıkları bu çalışmadan elde edilen sonuçların, gaga ile damağın aynı genlerle şekillendiğine ilişkin moleküler bulgulara ulaştıkları daha önceki bir çalışmayı da desteklediğini vurguluyor.



 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir