Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

Bristol Üniversitesi bilimcileri, organik maddelerin fosil hâline geldiği uzun zaman zarfında neler olabildiğini simüle etmek için kuş tüyü, deri pulu ve kıl gibi keratinli dokulardaki çürümeyi ivmelendirici deneyler yaptı. Elde ettikleri bulgular, dinozor fosillerinde keratin proteininin korunduğunun gösterildiğine ilişkin herhangi bir iddianın muhtemelen doğru olamayacağını ortaya koyuyor. Benzer biçimde, fosil kemiklerde dinozor kanına rastlanabileceğine ilişkin düşüncelerin de haklı olmasının çok güç olduğuna, gerçek kan hücreleri ile değil de, olsa olsa çürümüş organik madde ile karşılaşılabilceğine işaret ediyor.

Palaios dergisinde yayımladıkları makale ile araştırma sonuçlarını paylaşan bilimciler, dokuları hızla çürütmek için mikroplardan ve yoğun ısı ile basınçtan yararlandıklarını belirtiyorlar. Böylece bir fosilin, toprağın derinliklerinde çok çok uzun süreler boyu maruz kaldığı koşulları taklit etmeyi denemişler. Ekipten Evan Saitta, keratinin fosilleşme süreci sırasında suda çözünebilir bir sıvı hâlini alarak, fosilden akıp gittiğini belirtiyor.

Yaptıkları deneylerden birinde, elektron mikroskopunun vakum koşullarının, çürümüş hindi derisi örneğinde tıpkı dinozor kanı hücresine benzetilebilecek şekilde baloncuklu yapılar üretebildiğini de ortaya koyan ekip, fosillerde görülen bu tür yapıların biyolojik olmayan süreçler sonucu oluşabileceğinin akılda tutulması gerektiğini ifade ediyor.

Bu çalışmalardan anlaşıldığı kadarıyla, dinozor kemiklerinde bulunup, kan hücreleri olabileceği söylenen yapılar, büyük olasılıkla kemikteki oyuklara yerleşmiş olan mikroorganizmalardan kalan çürümüş organik madde olabilir ve kemiğin maruz kaldığı çeşitli koşullara bağlı olarak, hücreye benzeyen biçimler oluşmuş olabilir.

Kan hücresine benzeyen fakat abiyotik olarak oluşmuş olan yapılar.  Telif: University of Bristol

Evan Saitta, farklı keratin tiplerinin farklı çürüme şablonları olması sayesinde, buluntulardaki keratinli parçaların (eğer varsa) tanımlanma şansının olduğunu da ekliyor. Fakat yaptıkları fosilleşme simülasyonu sonucunda, keratin proteinin bütünüyle sıvılaşarak fosillerden kayıp gittiğini vurguluyor.

Ara formları (bir zamanlar yaşayıp şimdi yok olmuş tüm türleri) fosil olarak görmemiz gerekmez miydi? Darwin okurlarına, fosillerin doğaları gereği yaşamın tarihinden ancak bazı parçalara dair kanıtlar sunabileceklerini hatırlatır. Fosil hâline gelebilmesi için ölen canlının UYGUN BİLEŞİMDE bir çökeltinin içine gömülmesi, ardından kayaya dönüşmesi ve tüm bu süreçte VOLKAN, DEPREM VE EROZYON ETKİLERİNDEN KORUNMASI gerekir (tabi sonra da bu doğru yerin keşfedilip, doğru derinliğe kadar kazılması gerekir). Bütün bu değişiklikler çok yavaş bir şekilde gerçekleşir ve bir zamanlar milyonlarca bireye sahip bir tür, ancak bir fosilden yola çıkarak bilinebilir. Fosil kayıtlarındaki boşluklar sürpriz değildir. Olayın doğası gereği boşluklar olması, kaçınılmaz bir kuraldır.
– Carl Zimmer (Evrim, ISBN: 9786051069128)
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir