Kadın orgazmının doğası, yaklaşık bir yüzyılı aşkın bir süredir çeşitli tartışmaların kaynağını oluşturmuştur. Viktorya Dönemi'nden beri, sarkaç, vajinadan klitorise, klitoristen vajinaya sallanıp duruyor. Bugün ise, tartışma, yalnızca vajinal uyarım ile orgazm üretilebilir mi yoksa, dış klitorisin uyarılması daima yeterli midir konusunda sıkışıp kalmış durumda.

Socioaffective Neuroscience & Psychology'de yayımlanan ve Concordia University'den araştırmacıların yürüttüğü güncel bir araştırma, kadınların potansiyel olarak bir ya da daha fazla duyusal kaynaktan orgazm deneyimlediği konusunu detaylandırıyor¹. "Review" çalışmasında, araştırmacılar; vajinal orgazm ve klitoral orgazm tartışmasının evrimine bir göz atıyor.

Ekip, kadın orgazmına dair, dış klitoral glanslara eşlik eden; G-noktası etrafındaki iç bölge, serviks ve meme ucu gibi genital olmayan bölgelerin duyusal uyarılmasını içeren yeni bir kavrayışa ulaştı. Araştırmacılar; bu tetikleyici bölgelerin birinin ya da hepsinin uyarılmasının, bütün duyusal girdilere, hareketlere, vücut pozisyonlarına, uyarılmalara ve duruma ilişkin bütün ipuçlarına entegre edildiğini söylüyor.



Ekibe göre, duyusal girdinin bu kombinasyonu, cinsel birleşme ve mastürbasyon sırasındaki orgazma ve hazza güvenilir biçimde neden olan şeydir. Bunun yanı sıra, araştırma ekibi; kadınların farklı kontekslerde ve farklı partnerlerde farklı duyum tiplerinden, farklı türde orgazmlar deneyimledikçe, bunların hayat boyu değişim göstereceğini düşündüklerini söylüyor.

 



 

Makale, farklı orgazmlar arasındaki ayrımın; dış klitoris uyarımı ve iç vajinal uyarım arasında olmadığını, kadının bütün bir orgazmın oluşturduğu seviyelerden ne anladığı arasında olduğunu söylüyor.

Bu durum, öncelikle kadının, dış klitorisin, iç klitorisin ve serviksin doğrudan uyarımını deneyimlemesine dayalıdır. Fakat, aynı zamanda da, uyarılma ve orgazmın erotik işaretleri bilgisiyle, birden fazla dış ve iç genital bölgelerin ve dudaklar, meme uçları, kulaklar, boyun, parmaklar ve ayak parmakları gibi genital olmayan bölgelerin uyarımının deneyimlenmesiyle ilişkilidir.

Araştırmacılardan psikoloji profesörü Jim Pfaus; orgazmların tek bir bölgeden ya da bütün bölgelerden gelmesinin gerekmediğini, her kadın için aynı olmak zorunda olmadığını ya da aynı kadın için bile bütün cinsel tecrübelerde geçerli olmak durumunda olmadığını söylüyor.

 



Araştırmacılar, makalelerinde, kadın orgazmının basitçe erkek ejekülasyonunun farklı bir üreme modeli olarak ifade edilemeyeceği gerçekliğini ifade edebildiklerini umuyorlar.

Ekibe göre, erkeklerden farklı olarak, kadınlar oldukça değişik orgazmik deneyimler yaşıyor ve bunlar yaşam boyunca evriliyor. Pfaus; bir kadının erotik vücut haritasının taşlarla örülmediğini, bunun daha çok tecrübe, keşif ve yapım süreci olduğunu ifade ediyor.