Mutluluğu anımsamak için gülümsüyoruz, acıyı anımsamak için yüzümüzü ekşitiyor , buruşturuyoruz ; kızgınlığı hatırlamak için kaş çatıyoruz: " şekillendirilmiş duygu-durum teorileri, bir duyguyu işlemek için öncelikle o duygunun belirteci olan yüz hareketlerini üretip ( motor fonksiyonlar) taklit ediyoruz. Pratikte birisinin güldüğünü gördüğümüzde gülümseme eğilimi gösteririz, sosyal olarak bunu karşımızdakinin duygularına karşılık vermek için yaparız. Araştırma ekibi de bu bulgu ve bilgileri hafızaya uyarlayarak, bir duyguyu anımsamak için de aynı davranışı gösterip göstermediğimizi test etti. Tüm bulgular ve ayrıntılar Acta Psychologica 'da yayımlandı. Test dahilinde gülümseme ve yüz ekşitme gibi ifadelerin tekrar edilmesinin, takribi duyguları anımsamayı geliştirip geliştirmediğine de bakıldı. Yapılan deneylerde, katılımcılara duyguları da içeren bir hafızaya bağlı görev verildi ve yüz ifadelerini kontrol edebilmek amacıyla araştırmacılar iki deneysel şart oluşturdu. Katılımcılar duygularını hatırlayacak olduklarında yüzleri ya tamamen açık olacaktı ya da kozmetikte kullanılanlara çok benzer bir kil maskesi ile kaplanmış halde. Kilin yüze uygulandığında kuruyup sertleşerek yüz ifadelerini engellediğini belirtiyor çalışmanın yazarlarından Francesco Foroni.
Sonuçlar ise gayet netti: Yüzler ile ilgili hafızaya bağlı görevlerde performans, maskeli yüz durumunda açık yüz durumuna oranla çok daha kötüydü. Çalışmanın koordinatorü Raffaella Rumiati bunu şu şekilde açıklıyor: “Elde ettiğimiz veriler, duygularla ilişkili motor modelleri yeniden harekete geçirmenin o duyguyu yeniden hatırlamaya yardımcı olduğu hipotezini kanıtlamakta. Bu da zihnimizin anıların depolanma aşamasında bile motor bilgiyi kodladığını ve hatırlama sırasında bu kodu tekrardan kullandığını göstermekte.

---

Referans : Jenny-Charlotte Baumeister, Raffaella Ida Rumiati, Francesco Foroni. When the mask falls: The role of facial motor resonance in memory for emotional language. Acta Psychologica, 2015; 155: 29 DOI: 10.1016/j.actpsy.2014.11.012

---