Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Alerji, genellikle birçok insan için zararlı olabilen çevresel maddelere karşı bağışıklık sisteminin ortaya çıkardığı tepkilerdir. Herhangi bir yiyecekten tutun da, polenlere, tozlara, hayvanlara, böcek ısırmalarına ya da ilaçlara kadar oldukça fazla sayıda ve değişenlik gösteren maddeler (alerjen) alerjilere neden olabilir.

Bir alerji, vücudun farklı parçalarını etkileyebilir. Örneğin, alerjik rinit ya da saman nezlesi gibi alerjiler burun ve gözleri etkilerken, egzema deriyi etkiler. Ya da besin alerjileri; bağırsakları, deriyi, hava yollarını, ciğerleri ve bazen kan damarları aracılığıyla bütün vücudu etkileyebilir. Öte yandan, akciğerleri etkileyen astım ve boğazdan mideye kadar uzanan boruyu etkileyen eozinofilik özofajit gibi diğer vakalar ise birbirine yakın ancak nedensel bazı farklılıklar içeren alerjilerdir.

Alerjik Reaksiyon


Birçok reaksiyon, hafif ve orta şiddette (antihistaminlerle tedavi edilebilir şekilde) gerçekleşirken, bazıları ise gerçekten de hayati risk taşıyan ve acil müdahaleyi gerektiren tarzda olabilir. En ciddi, sistemik alerjik reaksiyonlar, anafilaksi olarak bilinir. Şiddetli alerjilere sahip insanların, acil kullanım için yanlarında adrenalin içeren bir otomatik enjektör bulundurması önerilir.

Birisinin alerji sahibi olup olmadığı; bağışıklık sisteminin bir alerjene karşı antikor üretmiş olup olmadığını kontrol eden deri prik testi ya da kan testi yapılarak anlaşılabilir. Eğer ki, bağışıklık sistemi, antikor üretmişse; alerjen potansiyel bir tehdit olarak görülür ve bu maddeye maruz kalınması durumunda vücut güçlü bir bağışıklık tepkisini ortaya çıkarır.

Bir kimsenin muhtemel alerjenlere karşı alerjik reaksiyon geliştirip geliştirmeyeceği ihtimali ise, kişinin klinik geçmişi ve yapılan testler dikkate alınarak anlaşılabilir.

Besin alerjilerinde ise, eğer ki; alerjik reaksiyon olasılığı düşükse; insanlara besin yüklemesi yapılır. Yani kişiye, herhangi bir alerjik reaksiyon belirtisi gözlemlenene kadar artan miktarda rahatsız edici gıda verilir.

Muhtemel Sebepler


Her ne kadar alerji vakalarındaki artışın nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, öne çıkan beş teoriden söz edebiliriz.

1) Çocukluk döneminde enfeksiyon ve mikroplara maruz kalma durumunun azalması alerji riskinin artmasına neden olabilir. Nietzsche'nin "öldürmeyen şey güçlendirir" mottosuna benzetebileceğimiz bu hipotez; ilk kez 1989 yılında hijyen hipotezi olarak ileri sürülmüştür. Yapılan araştırmalar, evcil hayvanlarla ya da çiftlik hayvanlarıyla yakın temaslar kuran veya kalabalık aileler içerisinde yaşayan çocukların; alerji geliştirme olasılıklarının daha düşük olduğunu (dolaylı olarak da hijyen hipotezini destekleyen bir durum) ortaya koyuyor. Halk arasında yaygın bir iddia olan; "köy çocuklarının sağlık açısından daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip oldukları" iddiası da hijjen hipotezi çerçevesinde temellendirilebilir.

2) Gıdaların farklı yöntemlerle hazırlanması da; alerjik tepkilere sebep olma konusunda bir etki sahibi olabilir. Örneğin; özellikle çocuklarda görülen fıstık alerjisine dair; fıstığın kavrulması alerjenliğini arttırırken, haşlanması alerjenliğini düşürür.

3) D vitamini eksikliği, alerji geliştirme riskini arttırabilir. Bazı araştırmalar; ekvatordan uzaklaştıkça (böylece D vitamini üretimi için gerekli olan Güneş ışığına maruz kalma durumunuz azalır) ya da D vitamini seviyelerindeki azalmanın alerji geliştirme riskini arttırdığını ortaya koyuyor. Fakat, alerjileri önlemek için D vitamini tedavisinin önemi henüz kanıtlanamamıştır.

4) Alerjenlere maruz kaldıktan sonra özellikle de egzama gibi iltihaplı bölgelerde alerjiler ortaya çıkabilir, örneğin süt ürünleri veya cilt nemlendiricilerindeki fıstık yağları gibi.

5) Düşük lifli diyetler ve yaygın antibiyotik kullanımı nedeniyle değişen bağırsak bakterileri, vücudun bağışıklık fonksiyonunu değiştirebilir ve bir alerji oluşturabilir.

Alerjinin zamanla gelişip gelişmemesi genellikle alerjinin türüne göre değişir. Örneğin, egzeması olan bir çocuk, ergenliğine doğru egzemasının arttığını gözlemleyebilir. Fakat, bazı insanlar yetişkinlik yıllarında bile egzema geliştirebilir. Buna karşın, fıstık alerjisi olan bir çocuğun bu alerjiyi yetişkinliğinde de sürdürme istatistiği %20 civarındadır.

Alerji semptomlarına yönelik tedavilere sahibiz ancak ilk etapta ortaya çıkışını önleyecek bir tedavi veya yönteme henüz sahip değiliz. Bunun yanı sıra, kişi, şüpheli bir besin alerjeniyle beslenmediği sürece; besin alerjilerini önceden tahmin edebilmek adına iyi bir teste sahip değiliz. Şimdilik yapabileceğiniz en iyi şey; alerjinizi kontrol edebilmeye ve alerjenlerden uzak durmaya çalışmaktır.




Kaynaklar:

--Hay fever, hygiene, and household size. BMJ: British Medical Journal. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1838109/
-- Farm living: effects on childhood asthma and allergy. Nature Reviews Immunology. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21060319
-- Early consumption of peanuts in infancy is associated with a low prevalence of peanut allergy. Journal of Allergy and Clinical Immunology. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19000582
--Vitamin D, the gut and food allergies. ABC Health and Wellbeing. http://www.abc.net.au/health/features/stories/2013/03/07/3710140.htm (reached on: May 18,2017)
-- What are allergies and why are we getting more of them? TheConversation. https://theconversation.com/what-are-allergies-and-why-are-we-getting-more-of-them-40318 (reached on: May 18, 2017)




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu “Kullanım İzinleri”ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir