Uzay Keşifleri
09 Eylül 2016
Yaşamın Kökenini Arayan OSIRIS - Bir Avuç Taş İçin
“Mısır mitolojisinden bir tanrının, aynı mitolojide adı geçen kutsal bir kuşa yolculuğu...” diye özetlemek çok hafife almak olur OSIRIS-REx'in Bennu görevini. NASA, insanlık tar...
Sağlık Bakanlığı - Yazar
“Mısır mitolojisinden bir tanrının, aynı mitolojide adı geçen kutsal bir kuşa yolculuğu...” diye özetlemek çok hafife almak olur OSIRIS-REx'in Bennu görevini. NASA, insanlık tarihinde ilk kez, bir küçük gezegene (asteroid) “örnekleme görevi” düzenliyor.
Türkiye saati ile gece 02:05'te Cape Canaveral'dan başarıyla fırlatılan bir Atlas V roketi üzerindeki OSIRIS-REx roketten ayrıldıktan sonra, yol boyunca kendisine enerji sağlayacak olan güneş panellerini başarıyla açarak uzay yolculuğuna başladı.
Baş harfleri ismini oluşturan 5 ana bilimsel hedefi olan OSIRIS-REx (Origins, Spectral Interpretation, Resource Identification, Security, Regolith Explorer) karbon zengin asteroid parçalarını inceleyecek, asteroidin tüm yüzeyini gözlemleyecek, kimyasal analizler yapacak, Yarkovsky etkisi olarak bilinen, kütleçekim dışı güçlerin (güneş ışığı gibi) asteroid yörüngesi üzerine olan etkisini araştıracak ve örnek aldığı yüzeydeki toz kalınlığını santimetre-altı ölçeklerde ortaya koyacak.
Aslına bakarsanız, her ne kadar çeşitli bilimsel görevler yüklenmiş olsa da NASA'nın bu projesinin asıl amacı güneş sisteminin oluştuğu erken dönemden kalan uzaysal artıklarda yaşamın ilkel izlerini sürmek olarak tanımlanabilir. Bilim insanlarının asteroidlerde su ve karmaşık organik yapılar bulma çabaları biri bitmeden diğer bir projenin hayata geçirilmesiyle sonuçlanıyor. Dünyaya çarpan göktaşları üzerinde yapılan araştırmalardan çok daha doğru ve detaylı bilgi sağlaması beklenen bu görev, Rosetta-Philae gibi asteroide laboratuvar gönderen tek yönlü bir uçuştan ziyade oradan getirilecek örneği Houston'daki Johnson Uzay Uçuş Merkezi'de incelemeyi hedefleyen bir gidiş-dönüş yolculuğu.
Juno ve New Horizons'dan sonra New Frontiers programının üçüncü projesi olan OSIRIS-REx için çalışmalar 2008 yılında başladı. İlk basamak olan asteroid seçiminde, yakınlık olarak ulaşılabilir 7000 üzerinde Yerküre Yakını Cismin (Near-earth Objects) yörüngeleri incelenerek seçenekler 192'ye indirildi. Çapı 200 metrenin altında olan asteroidlerin dönüş hızlarının yüzeylerinde toz ve küçük taş bulunmasına izin vermeyecek kadar yüksek olması nedeniyle elde kalan 26 asteroide yoğunlaşıldı. Güneş sisteminin oluştuğu dönemden kaldığı ve yoğun karbon içeriğine sahip olduğu düşünülen 5 asteroid arasında keşfedildiği yıl 1999 RQ38 olarak adlandırılan Bennu'da karar kılındı. Yörünge dönüşünü 1,2 dünya yılında tamamlayan, bir günü 4,3 saat olan bu küçük gezegen yaklaşık 500 metrelik çapı ile hedeflenen amaçlara uygun oluşu yanında 22. yüzyıl sonlarında yolunun yerküreyle kesişme olasılığı, yani dünyaya çarpma ihtimali olması nedeniyle de diğerlerinden biraz farklı görünüyor. NASA, öngörülen nahoş buluşma öncesi sürpriz bir ziyaret yapmak istemiş olabilir.
Kasım 2018'de Bennu'nün yüzeyini incelemeye başlayacak olan 6,2x2,5x3.2 metre boyutlarındaki kutu Haziran 2020'de asteroid yüzeyine yakınlaşarak yaklaşık 3.4 metrelik azot yakıtlı kolu (TAGSAM) ile 5 saniye sürecek temas sonrası yüzeyden toz ve küçük taşlar emecek. Bu işlemi 3 kez tekrarlayabilecek azotu bulunan OSIRIS-REx'in en az 60, en fazla 2000 gram ağırlığında örneği korumaya alarak dünyaya getirmesi öngörülüyor. Projeye harcanan para düşünüldüğünde, Eylül 2023'te dünya üzerindeki en pahalı madde olmaya aday bu örnekte, yaşamın yapı taşları olan karmaşık karbon yapılarının tespit edilmesi umuluyor.
TAGSAM iş başında (Telif:NASA)
Kaynak:
Türkiye saati ile gece 02:05'te Cape Canaveral'dan başarıyla fırlatılan bir Atlas V roketi üzerindeki OSIRIS-REx roketten ayrıldıktan sonra, yol boyunca kendisine enerji sağlayacak olan güneş panellerini başarıyla açarak uzay yolculuğuna başladı.
Baş harfleri ismini oluşturan 5 ana bilimsel hedefi olan OSIRIS-REx (Origins, Spectral Interpretation, Resource Identification, Security, Regolith Explorer) karbon zengin asteroid parçalarını inceleyecek, asteroidin tüm yüzeyini gözlemleyecek, kimyasal analizler yapacak, Yarkovsky etkisi olarak bilinen, kütleçekim dışı güçlerin (güneş ışığı gibi) asteroid yörüngesi üzerine olan etkisini araştıracak ve örnek aldığı yüzeydeki toz kalınlığını santimetre-altı ölçeklerde ortaya koyacak.
Aslına bakarsanız, her ne kadar çeşitli bilimsel görevler yüklenmiş olsa da NASA'nın bu projesinin asıl amacı güneş sisteminin oluştuğu erken dönemden kalan uzaysal artıklarda yaşamın ilkel izlerini sürmek olarak tanımlanabilir. Bilim insanlarının asteroidlerde su ve karmaşık organik yapılar bulma çabaları biri bitmeden diğer bir projenin hayata geçirilmesiyle sonuçlanıyor. Dünyaya çarpan göktaşları üzerinde yapılan araştırmalardan çok daha doğru ve detaylı bilgi sağlaması beklenen bu görev, Rosetta-Philae gibi asteroide laboratuvar gönderen tek yönlü bir uçuştan ziyade oradan getirilecek örneği Houston'daki Johnson Uzay Uçuş Merkezi'de incelemeyi hedefleyen bir gidiş-dönüş yolculuğu.
Juno ve New Horizons'dan sonra New Frontiers programının üçüncü projesi olan OSIRIS-REx için çalışmalar 2008 yılında başladı. İlk basamak olan asteroid seçiminde, yakınlık olarak ulaşılabilir 7000 üzerinde Yerküre Yakını Cismin (Near-earth Objects) yörüngeleri incelenerek seçenekler 192'ye indirildi. Çapı 200 metrenin altında olan asteroidlerin dönüş hızlarının yüzeylerinde toz ve küçük taş bulunmasına izin vermeyecek kadar yüksek olması nedeniyle elde kalan 26 asteroide yoğunlaşıldı. Güneş sisteminin oluştuğu dönemden kaldığı ve yoğun karbon içeriğine sahip olduğu düşünülen 5 asteroid arasında keşfedildiği yıl 1999 RQ38 olarak adlandırılan Bennu'da karar kılındı. Yörünge dönüşünü 1,2 dünya yılında tamamlayan, bir günü 4,3 saat olan bu küçük gezegen yaklaşık 500 metrelik çapı ile hedeflenen amaçlara uygun oluşu yanında 22. yüzyıl sonlarında yolunun yerküreyle kesişme olasılığı, yani dünyaya çarpma ihtimali olması nedeniyle de diğerlerinden biraz farklı görünüyor. NASA, öngörülen nahoş buluşma öncesi sürpriz bir ziyaret yapmak istemiş olabilir.
Kasım 2018'de Bennu'nün yüzeyini incelemeye başlayacak olan 6,2x2,5x3.2 metre boyutlarındaki kutu Haziran 2020'de asteroid yüzeyine yakınlaşarak yaklaşık 3.4 metrelik azot yakıtlı kolu (TAGSAM) ile 5 saniye sürecek temas sonrası yüzeyden toz ve küçük taşlar emecek. Bu işlemi 3 kez tekrarlayabilecek azotu bulunan OSIRIS-REx'in en az 60, en fazla 2000 gram ağırlığında örneği korumaya alarak dünyaya getirmesi öngörülüyor. Projeye harcanan para düşünüldüğünde, Eylül 2023'te dünya üzerindeki en pahalı madde olmaya aday bu örnekte, yaşamın yapı taşları olan karmaşık karbon yapılarının tespit edilmesi umuluyor.
TAGSAM iş başında (Telif:NASA)
Kaynak:
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
16 Eylül 2017
Yıldızlararası Buz ile DNA Oluşumu Arasındaki İlişki
08 Mayıs 2015
Kompleks Hücrelerin Evrimindeki Eksik Halka Bulundu!
12 Şubat 2020
Canlılığın Genomik Kökeninin Keşfi
27 Temmuz 2016
Dünya'daki Yaşamın Son Evrensel Atası Olan Yarı Canlı: SEOA
22 Kasım 2014
Elmas ve Yaşam, Aynı Köke mi Dayanıyor?