Post Author Avatar
Dilara Gostolüpçe
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen
Bireyler arası eşitlik ve hoşgörü insanların desteklediği olgular olsa da Northwestern Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Xiaoqing Hu ile bir grup bilim insanı sosyal önyargıların bilinçdışı anlarda da işlevini sürdürdüğünü iddia ediyor. Araştırmacılar burada, bilinçsizce var olan ırk ve cinsiyet ayrımını azaltma amaçlı alıştırma yapmayı deniyorlar. Kırk katılımcı, her bir önyargı için yavaş dalga uykusu sırasında (ilk uyumayı takip eden ve git gide derinleşen uyku) pek rahatsız edici olmayan bir ses veriliyor. Aslında bu alıştırmalar koşullanmadan daha farklı değil. Tekrarlı bir şekilde duyulan ses, belirli bir alıştırma türünü aktifleştiriyor. Alıştırmadan hemen sonra önyargılar köreliyor.

Araştırma makalesinde beyaz ve siyah insanlardan oluşan grupların deney esnasında gösterilen siyah insanları -ellerinde silah gibi saldırma amaçlı aletler olmasa da- beyaz insanlara göre daha suçlu görme eğiliminde olduğu ifade ediliyor. Öte yandan daha genel bir şekilde, bilimsel başarılarda da içkin bir basmakalıplaştırma eğilimi, kadınların erkeklere kıyasla bilime daha az yatkın olduğu görüşünün savunulduğunu gösteriyor.

Ayrımcı davranışlar bireylere ve topluma zarar verici olsa da içkin sosyal önyargıların ortadan kaldırılması bir dizi duygusal, bilişsel ve sosyal faktör açısından zor olabilir. Öncelikle, dış grup üyelerinin tehdit edici olması sebebiyle bu kişilere karşı duyulan korku sönümlemeye direnebilir. Ayrıca önyargıların yıllar boyu maruz kalınan basmakalıplar sayesinde edinilmesi de bu önyargılardan bilişsel bir şekilde kurtulmayı zorlaştırabilir. Son olarak, sosyal normlar da insanların stereotipleştirme eğilimi ve önyargılarını destekleyebilir. Bu zorluklara rağmen içkin önyargılar, “basmakalıplara karşı” durumlarla karşılaşıldığında azaltılabilir. Ancak bu alıştırmaların faydaları da kırılgan olabilir ve/veya tipik bir durumla karşılaşıldığında ilk önyargılar daha baskın hâle gelebilir. Dolayısıyla, içkin sosyal önyargıların uzun vadede bastırılması diğer tüm öğrenme olaylarında olduğu gibi, anıların güçlenip sağlamlaştırılmasıyla elde edilir.

uyku-esnasinda-sosyal-onyargilari-unutmak-bilimfilicom1Araştırmacıların aktardığına göre, son zamanlarda elde edilen bulgular uyku süresinde yapılan anı güçlendirilmesinin elde edilen yeni bilginin korunması için önemli bir nokta olduğunu gösteriyor. Uykunun anıyı güçlendirme konusundaki rolünü göz önünde bulundurarak araştırmacılar, hem içkin sosyal önyargıları azaltmak hem de uyku süresince bu alıştırmaları aktifleştirecek prosedürler uyguladıklarını aktarıyorlar. Araştırma özellikle alıştırma süreçlerinin kalıcı etkiler yaratıp yaratmadığıyla ilgileniyor. Çünkü makaleye göre medyadaki ya da genel kültürdeki kalıcı stereotipler anlık olarak azaltılan önyargıyı tekrardan yaratabilir. Alıştırmaların faydalarını korumak, önyargı azaltıcı müdahalelerin yararlarını nihai kılmak açısından büyük önem taşıyor.

Önyargılara karşı alıştırmalarla işitsel imler ilişkilendirildi ve bu imler kullanılarak uyku esnasında önyargılara karşı çıkan bilginin tekrardan aktifleştirilmesi amaçlandı. Katılımcılar bir üniversite topluluğundan seçilen beyaz kadın ve erkeklerdi. Bu katılımcılar iki gruba ayrıldılar. İlk testte, gösterilen kadın veya erkek yüzlerinin hangi derecede sanat ya da bilimle ilişkilendirildiği araştırıldı. İkinci testte, beyaz veya siyah yüzlerin hangi derecede iyi ya da kötü anlamları olan sözcüklerle ilişkilendirildiği araştırıldı.

Daha önceki araştırmalarla tutarlı bir şekilde katılımcıların hatrı sayılır bir cinsiyet ve ırk ayrımı yaptığı gözlemlendi. Bu gözlem sonrası katılımcılar içkin cinsiyet ayrımı ve ırksal önyargıyı azaltmak için bir eğitime tabi tutuldu. İki durumda da bir azalma bekleniyordu çünkü eğitim süresince katılımcılara stereotip karşıtı bilgilerin yanı sıra başka bilgiler de veriliyordu. Katılımcılar cinsiyet stereotipi karşıtı ve ırk stereotipi karşıtı doğru cevaplarına karşı iki farklı ses duydular. Bu etkileşimi güçlendirmek için bu iki ses, yüz-sözcük eşleştirmesini (örneğin, siyah bir adamın yüzü ve gün ışığı sözcüğü gibi tipik önyargı eşleştirmeleri) kesintiye uğrattı. Bu eğitim, iki ses için de birer tür önyargı karşıtı alıştırmayı güçlendirdi.

Araştırmacıların aktardığına göre, alıştırmalar sonrasında önyargılar başlangıç seviyelerine göre azaldı. Daha sonra katılımcılar 90 dakikalık bir uykuya davet edildi. Bu esnada, katılımcıların EEG sinyalleri (elektroensefalografi) yavaş dalga uykusu (YDU) sinyalleri gösterdiğinde rastgele bir şekilde bazı katılımcılara cinsiyet ayrımı önyargısına karşı kullanılan ses, bazı katılımcılara da ırksal önyargı karşıtı ses dinletildi. Yavaş dalga uykusunun bozulduğu farkedildiğinde sesler kesildi.

Katılımcılar uyandıktan sonra içkin önyargılar tekrardan ölçüldü. Yavaş dalga uykusu esnasında kullanılan sesler sayesinde uyku öncesi ve uyku sonrası önyargı sonuçları kıyaslandığında önyargılarda ciddi bir azalma gözlemlendi. Bunun yanı sıra, uyku boyunca bu iki sesin ikisini de duymayan katılımcıların uyku öncesi ve uyku sonrası içkin önyargıları ölçüldüğünde bir değişim olmadığı gözlemlendi. Buradan elde edilen sonuç; uyku esnasında önyargı karşıtı seslerin dinletilmesiyle hangi önyargı karşıtı ses dinletildiyse özel olarak bu “içkin önyargının” azaltılabildiğidir.

İçkin önyargılara karşı yapılan alıştırmaların kalıcı etkilerini göstermek için, katılımcılar bir hafta sonra tekrardan teste tabi tutuldu. Uyku boyunca seslerin dinletilmesi önyargıların azalmasını sağladı ve bu azalmanın bir haftalık süreçte korunduğu gözlemlendi. Buna karşın, uyku boyunca ses dinletilmediğinde önyargıda bir azalma olmadığı gözlemlendi. Başlangıç değerleriyle karşılaştırıldığında ses kullanılan deneylerde içkin önyargıların bir hafta sonra öncesine kıyasla daha az olduğu fakat ses kullanılmayan deneylerde içkin önyargı değerlerinde bir azalma olmadığı gözlemlendi.

Uyku sırasında gerçekleşen nörofizyolojik hareketler (örneğin yavaş dalgalar, hızlı göz hareketi yani REM süresi) bellek performansını tahmin edebiliyor. Bu durumla alâkalı olarak imlemeye (bu deney için “iki farklı ses”) özgü önyargı azalması ve uyku fizyolojisi arasındaki muhtemel ilişki incelendi. Yalnızca yavaş dalga uykusu ile REM uyku süresi tutarlı bir şekilde imlemeye özgü önyargı azalmasını tahmin etti.

Araştırmaya göre, uyku nörofizyolojisi ile davranış arasındaki ilişki önyargı azalmasının uykuya bağlı olduğunu gösteriyor. Araştırmanın bulguları YDU ve REM’in uykuya bağlı bellek güçlendirmesinde işlevli olduğu görüşünü destekliyor.

Elbette araştırmacılar bulgularıyla bağlantılı olarak birçok farklı sorunun da cevaplanması gerektiğini belirtiyorlar. Örneğin, bu içkin önyargı azalmalarının daha uzun süre etkili olması için ve alıştırmaların faydalarının insanlar arası ilişkilere yansıması için ne kadar alıştırma yapılması gerekir?

Tabii ki araştırmanın tekniği, aşina olduğumuz ve Ivan Pavlov’un temellerini attığı koşullanma teorisi üzerine inşa ediliyor. Zaten öğrenme teorisyenleri de öğrenme olgusunu koşullanma teknikleri üzerine dayandırır. Bu araştırma, önyargılardan kurtulmanın uykuyla bağlantılı olduğunu göstermiş olmasının yanı sıra öğrendiğimiz bilgilerin uyku esnasında pekiştirildiği görüşünü de destekliyor. Görünen o ki, sabahlamak yerine beynimizin uyku esnasında öğrenilen bilgileri pekiştirmesine izin vermeliyiz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir