Her yıl bu kadar fazla bilimsel araştırmanın yayımlanıyor oluşu da haliyle neyin daha önemli, neyin daha ilginç veya neyin daha az önemli olduğunu ayırt edebilmeyi zorlaştırıyor.
Gamaleya Enstitüsü'nde geliştirilen aşı adayına, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde uzaya gönderilen Sputnik uydusuna ithafen Sputnik V ismi verildi.
2020 Nobel Prize in Physiology or Medicine yani Fizyoloji veya Tıp Ödülü, Hepatit C virüsü keşfi dolayısıyla Harvey J. Alter, Michael Houghton ve Charles M. Rice'a verildi.
Tam da ihtiyacımız olduğu sırada, RNA aşılarını; daha hızlı bağışıklık oluşturmaları için gitmesi gereken dokulara ulaştırmakta daha etkili olan bir teslimat sistemi geliştirildi.
Global pandeminin uzun vadede en geçerli korunma ve engelleme yöntemi olan aşı için en büyük adaylarımızdan biri olan BNT162b2 hakkında son günlerde artan açıklamalar oldukça umut vadedici.
Her ne kadar 2020 yılı ile ilgili olmasa da; "Yok artık, bu da mı?" dedirten haberlerin sayısı arttıkça birçok insanın aklına şu soru geliyor: Türümüz yok olacak mı?
Koronavirüs pandemi atağı virüsün kendini bazen ciddi derecede bazen de önemsiz miktarda değiştirmesi ile devam ettiriyor. Acaba bu değişimler virüsün aktarılabilirliğini etkiledi mi?
mRNA, oldukça kırılgandır ve doğrudan vücuda enjekte edilirse doğal enzimlerimiz tarafından parçalara ayrılır. Düşük sıcaklıklarda saklanmasının sebebi de budur.
Bağışıklık sisteminin baskılanması, virüsün kendini kopyalamasına veya bağışıklık sisteminden kurtulmasına yardımcı olan mutasyonlar edinme şansını arttırır.
Sonuçları Filtrele
Bağış Yap, Destek Ol!
Projelerimizde bize destek olmak istersen
Patreon üzerinden aylık veya tek seferlik
bağışta bulunabilirsin.