Fiziksel aktivite; obeziteyi engellemesi, sağlığı iyileştirmesi, kalp hastalıkları, eklem iltihapları ve diyabet gibi pek çok kronik hastalığın riskini azaltması bakımından yaşamın tüm aşamalarında oldukça önemlidir. Araştırmalardan elde edilen deliller, erken yaşlarda yapılan fiziksel aktivitenin yetişkinlikte de izlerini sürdürdüğünü ve bu yaşlarda alışkanlık haline getirilen fiziksel aktivite davranışlarının yaşam boyunca devam edebildiğini gösteriyor.

6 Şubat'ta (2019) Pediatric Obesity'de yayımlanan araştırmada ise, bebeklerde uyku ve beslenme gibi farklı faktörlerin, doğdukları günden itibaren bebek sağlığını iyileştirme noktasında nasıl etkili olduğu ortaya koyuldu.

Çalışmada, 12 aylık, 77'si erkek, 64'ü kız olmak üzere toplamda 141 bebeğin fiziksel aktiviteleri, bir hafta boyunca ayak bileklerine takılı ivme ölçerler aracılığıyla takip edildi. Böylelikle araştırma ekibi, çocukların gündüz ve gece  esnasında çocukların ne düzeyde aktif olduklarını gözlemledi. Ardından en aktif ve en az aktif çocukların farklı karakteristikleri karşılaştırıldı. Bu karşılaştırmaya, ivme ölçerden elde edilen veriler, kilo ve diyet gibi günlük veriler, annelerin hamilelik dönemine ait tıbbi kayıtlar ve bebeklerin aile hekimi kayıtları da dahil edildi.

Araştırma sonuçları, doğru bir başlangıcın daha sağlıklı davranışların yerleşmesini kolaylaştırdığını ortaya koyuyor. Elde edilen veriler, aktif çocukların daha iyi bir sağlığa sahip olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, aktif bir çocuk söz konusu olduğunda bu noktada beslenme biçiminin önemli bir faktör olduğu görülüyor. Örneğin, emzirilen çocuklar (emzirme, çocuklukta daha iyi bir form ile ilişkilendirilmiştir) ve daha fazla sebze yiyenler daha aktifti. Daha az aktif olan bebeklerde ise, daha çok yetişkin tarzı bir diyet uygulanmıştı ve süt yerine meyve suyu ve yetişkin gevrekleri vardı.

Öte yandan, aktiflik seviyelerini arttırmanın yanı sıra, bu yaşta benimsenen daha yüksek sebze alımına sahip sağlıklı beslenme davranışlarının da yaşam boyu sürmesi muhtemeldir. Bu durum, prematüre olarak doğan ve doğumdan sonra çok iyi kilo almayan bebeklerin daha az hareket ettiğini gösteren başka bir bulgu ile birleştirildiğinde, ayrıca erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerin daha uzun süre emzirilmesi gerektiğini ve sağlıklı bir süt ve sebze diyetinin bulunması gerektiğini gösterir.

Bununla birlikte, aktif bebeklerin, daha az aktif akranlarına göre daha iyi uyudukları sonucuna ulaşıldı. Gündüzleri aktif olan bebekler geceleri daha az uyandılar ve uykularında daha fazla hareket etmelerine rağmen daha iyi uyuyabildiler. Bu da, aktivitenin, iyi uyku gibi diğer davranışların iyileştirilmesi üzerinde olumlu etki yaratabileceğini göstermektedir.

Erkekler daha aktif

Araştırma verileri, erkeklerin 12 aylıkken bile kız çocuklarından daha aktif olduğunu gösteriyor. Ancak bu durumun nedenine dair kesin veriler sunulamıyor.

Erken hareket ile yaşamın sonraki dönemlerinde gerçekleşen fiziksel aktivite arasındaki bağlantı göz önüne alındığında, bu bulgu kızların fiziksel aktivitesine nasıl yaklaşmamız gerektiğine dair soruları ortaya çıkarıyor. Kızların daha az aktif oluşları genetik bir durum mu, yoksa daha az aktif olmayı biz mi onlara öğretiyoruz? Perdelere tırmanan bir erkek çocuğunun bu davranışı kabul görürken, kızların incineceği konusunda endişeler mi taşıyoruz? Kızları erkeklerden daha az aktif yapan doğuştan gelen bir özellik mi, yoksa öğrenilen bir davranış mı?

Yalnızca bu araştırma temelinde bu soruların yanıtlarını veremiyoruz. Ancak, eğer kıslar aktivite oranlarında erkeklere kıyasla doğuştan gelen bir farklılık barındırıyorsa, belki de erkeklerle aynı aktiviteleri yapmalarını beklemek yerine onlara uygun aktiviteler geliştirmeliyiz. Kesin olan şu ki; bu araştırmadan elde edilen bulgular, cinsiyetlere dayanan aktivite algılarımızı yeniden düşünmemiz gerektiğini ve bu konuda daha fazla kafa yormamız gerektiğini gösteriyor.