Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Bir saatin görevi, zaman akışını takip etmektir. Bütün saatler bunu rezonatörün salınımlarını sayarak yaparlar.
Saat ilk olarak M.Ö 4000’lerde Mısır’da kullanıldı. Mısırlılar güneşin belirli bir düzende doğup battığını gözlemleyip ilk olarak güneş saatini keşfettiler. Güneş saati zamanı güneşin konumuna göre ölçüyordu. Daha sonra, güneş saatinden geceleri fayda sağlanamadığından Mısır’da bu saatlerin yerini kum ve su saatleri aldı.
Saat teknolojisindeki büyük atılım ise, 1300’lü yıllarda İngiltere’de saat maşasının keşfi ile oldu. Saat maşası ile mekanik saat üretiminin önü de açıldı. Saat maşası denge çarkının salınımlarını kullanıyordu. Daha sonra 15. yüzyılda yay ile çalışan saatler geliştirildi. 15. ve 16. yüzyıllarda saat üretimi zenginleşti. Zamanı tutmak adına doğruluğu arttıracak gelişme 1656 yılında sarkaçlı saatlerin geliştirilmesiyle geldi. 1840’da da elektrikli saat patentlendi. 20. yüzyılda elektronik alanındaki ilerlemeler de, içerisinde saat mekanizması olmayan saatlerin hayatımıza girmesine yol açtı.
Bu gelişmelerin arasında aslında temelleri 1879’da Lord Kelvin tarafından atılan atomik saatler de hayatımızda yer almaya başlamıştı. Temelleri 1879’da atılmasına rağmen, ilk atom saati 1949'da U.S National Bureau of Standards, NBS’de yapıldı. İlk isabetli atom saati ise, sezyum-133 atomunun rezonans ölçümüyle 1955 yılında İngiltere Ulusal Fizik Laboratuvarı'nda, Louis Essen tarafından yapıldı.
Atom saatinin geliştirilmesiyle artık zaman akışının neredeyse tam anlamıyla doğru ölçülebilmesi sağlanmış oldu. Çünkü, atomların rezonans frekanslarını sayarak zamanı ölçen atom saatinin 3 milyon yılda 1 saniye hata yapma ihtimali yalnızca %22,522.
Atom saatinin bu kadar yanlışsız olması ise, atomların oldukça tutarlı frekanslarda rezonans üretmelerinden kaynaklanıyor. Eğer bir sezyum atomunu alır ve rezonans üretmesini sağlarsanız, bu atom herhangi başka bir sezyum atomu ile tam olarak aynı frekansta rezonans üretecektir. Sezyum-133 saniyede 9,192,631,770 dönüş sayısına sahiptir. Bu kesinlik kuartz saatlerden oldukça farklıdır. Çünkü, kuartz kristali el yapımı olduğundan yine bir salınım frekansı standartını temel alır ve atomik saatler kadar kesinliği yoktur. Ayrıca, kuartz salınımları sıcaklık gibi dış etkenlerden etkilenerek değişebilir. Fakat, sezyum-133 her ne olursa olsun aynı bilinen frekansta salınımını gerçekleştirir. Bu sebeple atomik saatlerin kesinliği oldukça fazladır.
Kaynaklar:
Saat ilk olarak M.Ö 4000’lerde Mısır’da kullanıldı. Mısırlılar güneşin belirli bir düzende doğup battığını gözlemleyip ilk olarak güneş saatini keşfettiler. Güneş saati zamanı güneşin konumuna göre ölçüyordu. Daha sonra, güneş saatinden geceleri fayda sağlanamadığından Mısır’da bu saatlerin yerini kum ve su saatleri aldı.
Saat teknolojisindeki büyük atılım ise, 1300’lü yıllarda İngiltere’de saat maşasının keşfi ile oldu. Saat maşası ile mekanik saat üretiminin önü de açıldı. Saat maşası denge çarkının salınımlarını kullanıyordu. Daha sonra 15. yüzyılda yay ile çalışan saatler geliştirildi. 15. ve 16. yüzyıllarda saat üretimi zenginleşti. Zamanı tutmak adına doğruluğu arttıracak gelişme 1656 yılında sarkaçlı saatlerin geliştirilmesiyle geldi. 1840’da da elektrikli saat patentlendi. 20. yüzyılda elektronik alanındaki ilerlemeler de, içerisinde saat mekanizması olmayan saatlerin hayatımıza girmesine yol açtı.
Bu gelişmelerin arasında aslında temelleri 1879’da Lord Kelvin tarafından atılan atomik saatler de hayatımızda yer almaya başlamıştı. Temelleri 1879’da atılmasına rağmen, ilk atom saati 1949'da U.S National Bureau of Standards, NBS’de yapıldı. İlk isabetli atom saati ise, sezyum-133 atomunun rezonans ölçümüyle 1955 yılında İngiltere Ulusal Fizik Laboratuvarı'nda, Louis Essen tarafından yapıldı.
Atom saatinin geliştirilmesiyle artık zaman akışının neredeyse tam anlamıyla doğru ölçülebilmesi sağlanmış oldu. Çünkü, atomların rezonans frekanslarını sayarak zamanı ölçen atom saatinin 3 milyon yılda 1 saniye hata yapma ihtimali yalnızca %22,522.
Atom saatinin bu kadar yanlışsız olması ise, atomların oldukça tutarlı frekanslarda rezonans üretmelerinden kaynaklanıyor. Eğer bir sezyum atomunu alır ve rezonans üretmesini sağlarsanız, bu atom herhangi başka bir sezyum atomu ile tam olarak aynı frekansta rezonans üretecektir. Sezyum-133 saniyede 9,192,631,770 dönüş sayısına sahiptir. Bu kesinlik kuartz saatlerden oldukça farklıdır. Çünkü, kuartz kristali el yapımı olduğundan yine bir salınım frekansı standartını temel alır ve atomik saatler kadar kesinliği yoktur. Ayrıca, kuartz salınımları sıcaklık gibi dış etkenlerden etkilenerek değişebilir. Fakat, sezyum-133 her ne olursa olsun aynı bilinen frekansta salınımını gerçekleştirir. Bu sebeple atomik saatlerin kesinliği oldukça fazladır.
Kaynaklar:
- HowStuffWorks. What is an atomic clock and how does it work?. Retrieved on 16 July 2015 from http://science.howstuffworks.com/question40.htm
- Wikipedia - Clock. https://en.wikipedia.org/wiki/Clock
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
25 Nisan 2018
Optik Çekirdek Saatine Bir Adım Daha Yaklaşıldı
30 Aralık 2016
2016 Yılına Fazladan 1 Saniye Eklenecek
20 Haziran 2015
Bugün Zamana Küçük Bir Ekleme Yapmak Gerekecek
27 Mart 2015
3.000 Atom Tek Bir Fotonla Dolaşıklaştırıldı
28 Ağustos 2019
Derin Uzay Atom Saati Etkinleştirildi
01 Haziran 2015
Kuantum Tünellemede Zaman Sanallaşıyor