Sinirbilim
16 Ekim 2015
Meşhur Elbise Geri Döndü
Tumblr’da paylaşıldıktan sonra bir süreliğine popüler kültürün en büyük sorunsalı olmayı başaran elbise, üzerinde yapılan bilimsel araştırma sonuçlarıyla yeniden gündemde.
Gö...
Sağlık Bakanlığı - Yazar
Tumblr’da paylaşıldıktan sonra bir süreliğine popüler kültürün en büyük sorunsalı olmayı başaran elbise, üzerinde yapılan bilimsel araştırma sonuçlarıyla yeniden gündemde.
Görsel uyarıya algısal yanıt yollarındaki kişisel farklılıkları ortaya koymayı amaçlayan Alman bilim insanları, bu elbisenin aradıkları mükemmel deneysel enigma (muamma, gizem) olduğunu anlayarak yaptıkları bu çalışmayı tasarladılar. Kan-oksijen seviyesi bağımlı kontrastla yapılan beyin fonksiyonel manyetik rezonans (tınlaşım) görüntüleme (BOLD-fMRI) sonuçları, deneklere elbise gösterildikten sonra, beyinlerinin hangi alanlarında aktivitenin arttığını ortaya koyarak analiz için gerekli verileri sağladı. Elbisenin renklerine sahip iki renkli küple denek çaplaması (kalibrasyon) yapıldıktan sonra, meşhur elbise görüntüsünü gösterdikleri 28 deneğin yarısı elbisenin rengini beyaz-altın olarak tanımlarken, diğer yarısı mavi-siyah olarak değerlendirdi. Bu sırada kaydedilen fonksiyonel görüntüleme verileri oldukça ilginçti. Elbisenin beyaz-altın renklerine sahip olduğunu söyleyen 14 deneğin beyinlerinin orta frontal kıvrım, alt ve üst paryetal lobüller, orta temporal kıvrım ve alt frontal kıvrım bölgelerinde, geri kalan bölgelere göre artmış aktivite olduğu tespit edilirken, elbiseyi mavi-siyah görenlerde aktivite artışını gösteren belirli bir beyin alanı ayırt edilemedi.
Görsel algı, gözün optik yani fiziksel olarak gördüğünü beynin anlamlandırması olarak tanımlanabilir. İlk bakışta gördüğümüzle, dikkatli baktıktan sonra gördüğümüz (burada gördüğümüz derken algıladığımızı kastediyoruz) arasındaki farkı yaratan da görüntünün beynimizde kat ettiği sinirsel yollarda uğradığı duraklar, verdiği molalar arasındaki farklılıklar aslında. Basite indirgendiğinde çevremizi değerlendirmemiz, duyu organlarımızın getirdikleri, bunları geçmiş deneyimlerle birleştirmemiz ve sonunda yüksek bir merkezin tüm bu verileri “algı” olarak birleştirmesi ile gerçekleşiyor.
Bana göre oldukça sevimsiz olan şu elbiseye dönersek; beyaz-altın görenlerin beyinlerinin daha iyi çalıştığı veya mavi-siyah diyenlerin düşünmeye bile ihtiyaçları olmayacak kadar akıllı oldukları gibi iki karşıt görüş ortaya atılabilir, hiç de bilimsel olmayarak…
Kaynak: 10.1016/j.cortex.2015.08.017
Görsel uyarıya algısal yanıt yollarındaki kişisel farklılıkları ortaya koymayı amaçlayan Alman bilim insanları, bu elbisenin aradıkları mükemmel deneysel enigma (muamma, gizem) olduğunu anlayarak yaptıkları bu çalışmayı tasarladılar. Kan-oksijen seviyesi bağımlı kontrastla yapılan beyin fonksiyonel manyetik rezonans (tınlaşım) görüntüleme (BOLD-fMRI) sonuçları, deneklere elbise gösterildikten sonra, beyinlerinin hangi alanlarında aktivitenin arttığını ortaya koyarak analiz için gerekli verileri sağladı. Elbisenin renklerine sahip iki renkli küple denek çaplaması (kalibrasyon) yapıldıktan sonra, meşhur elbise görüntüsünü gösterdikleri 28 deneğin yarısı elbisenin rengini beyaz-altın olarak tanımlarken, diğer yarısı mavi-siyah olarak değerlendirdi. Bu sırada kaydedilen fonksiyonel görüntüleme verileri oldukça ilginçti. Elbisenin beyaz-altın renklerine sahip olduğunu söyleyen 14 deneğin beyinlerinin orta frontal kıvrım, alt ve üst paryetal lobüller, orta temporal kıvrım ve alt frontal kıvrım bölgelerinde, geri kalan bölgelere göre artmış aktivite olduğu tespit edilirken, elbiseyi mavi-siyah görenlerde aktivite artışını gösteren belirli bir beyin alanı ayırt edilemedi.
Görsel algı, gözün optik yani fiziksel olarak gördüğünü beynin anlamlandırması olarak tanımlanabilir. İlk bakışta gördüğümüzle, dikkatli baktıktan sonra gördüğümüz (burada gördüğümüz derken algıladığımızı kastediyoruz) arasındaki farkı yaratan da görüntünün beynimizde kat ettiği sinirsel yollarda uğradığı duraklar, verdiği molalar arasındaki farklılıklar aslında. Basite indirgendiğinde çevremizi değerlendirmemiz, duyu organlarımızın getirdikleri, bunları geçmiş deneyimlerle birleştirmemiz ve sonunda yüksek bir merkezin tüm bu verileri “algı” olarak birleştirmesi ile gerçekleşiyor.
Bana göre oldukça sevimsiz olan şu elbiseye dönersek; beyaz-altın görenlerin beyinlerinin daha iyi çalıştığı veya mavi-siyah diyenlerin düşünmeye bile ihtiyaçları olmayacak kadar akıllı oldukları gibi iki karşıt görüş ortaya atılabilir, hiç de bilimsel olmayarak…
Kaynak: 10.1016/j.cortex.2015.08.017
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
11 Haziran 2019
Hayallerimiz, Gerçeklik Algımızı Nöral Düzeyde Değiştirebilir
27 Aralık 2015
Beynimiz Çok Zayıf Sinyallerin Doğrulamasını Nasıl Yapıyor?
01 Ekim 2017
Çevresel Görüşümüzün Gizemi
14 Temmuz 2016
Göz Yanılsamaları Nasıl Oluşur?
13 Nisan 2016
Bilinç Sürekli Bir Akış mı, Ayrık Parçaların Dizisi mi?