Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Bilim insanları yıllardır kulak çınlamasına (kulakta sürekli bir "zil" sesi) sebep olan şeyin ne olduğunu ve bu durumu nasıl tedavi edebileceklerinin yollarını arıyorlardı. Fakat yeni yapılan bir çalışma, vücudun başka bir yerinde kronik bir ağrıyla uyumlu bir ilişkiyi saptayarak bu soruna dair bir açıklama getiriyor olabilir.
Amerika'daki Georgetown University'den araştırmacılar; hem kulak çınlaması hem de kronik ağrıdan muzdarip hastaların acıya cevap oluşturmada zorluklar yaşadıklarını keşfettiler. Bu cevap yalnızca; gürültü ve ağrının beyin tarafından düzgün bir şekilde işlenemediğinde devam ediyor, tıpkı bozuk bir elektrik devresinde şalterin atması gibi. Kronik ağrı hastalarının durumundaki gibi, hastalar o ağrı artık olmasa bile "fantom ağrılar" hissedebilirler, kulak çınlamasına sahip insanlar da aslında bir ses olmasa da iç kulaklarında çınlama sesi duyarlar.
Beyindeki gri madde miktarı üzerine yapılan çalışmaların ardından, araştırma ekibi mevcut bölgelerdeki (bu bölgeler "bilgi akışını düzenleyen" alanlar olarak isimlendirilir) bu madde miktarındaki eksikliğin hem kulak çınlamasına hem de kronik ağrıya sebep olduğu bulgusuna ulaştılar. Bu süreç; enerjimiz, duygu durum halimiz ve depresyon durumlarıyla ilişkili olduğu bilinen dopamin ve serotonin hormon seviyelerinden etkileniyor.
Araştırma ekibinden Josef Rauschecker:
"Bu bölgeler, içeriden ya da dışarıdan gelen duyusal uyaranların duyusal değerini belirleyen algısal duyum için merkezi bilgi akışını düzenleyen bir sistem gibi davranırlar ve bilginin beyindeki akışını düzenler. Bu sistemde sorun çıktığında kulak çınlaması ve kronik ağrı oluşur" diyor.
Bir başka deyişle, kronik ağrı ve kulak içerisinde zil çalmasıyla ilişkili hisler, beyne aynı sinirsel "kapıdan" geçerek geliyor. Bu keşif de tıbbi alandaki bilim insanlarının bu soruna dair bir tedavi geliştirebileceklerine işaret ediyor.
Araştırmacılar; bilgi akışını düzenleyen bu bölgelerdeki zararın, beyindeki bilgi akışını etkileyebileceğini ve kısır bir döngü (kulaktan gitmeyen bir çınlama gibi) oluşturabileceğini söylüyorlar. Öte yandan, araştırmacılar; sorunun çözümüne dair cevaplanması gereken çok daha fazla soru olduğunu kabul ediyorlar, ancak görünen o ki; kulak çınlamasından muzdarip insanlar için tünelin sonunda en azından bir ışık beliriyor.
Araştırma Referansı: DOI: http://dx.doi.org/10.1016/j.tics.2015.08.002
Amerika'daki Georgetown University'den araştırmacılar; hem kulak çınlaması hem de kronik ağrıdan muzdarip hastaların acıya cevap oluşturmada zorluklar yaşadıklarını keşfettiler. Bu cevap yalnızca; gürültü ve ağrının beyin tarafından düzgün bir şekilde işlenemediğinde devam ediyor, tıpkı bozuk bir elektrik devresinde şalterin atması gibi. Kronik ağrı hastalarının durumundaki gibi, hastalar o ağrı artık olmasa bile "fantom ağrılar" hissedebilirler, kulak çınlamasına sahip insanlar da aslında bir ses olmasa da iç kulaklarında çınlama sesi duyarlar.
Beyindeki gri madde miktarı üzerine yapılan çalışmaların ardından, araştırma ekibi mevcut bölgelerdeki (bu bölgeler "bilgi akışını düzenleyen" alanlar olarak isimlendirilir) bu madde miktarındaki eksikliğin hem kulak çınlamasına hem de kronik ağrıya sebep olduğu bulgusuna ulaştılar. Bu süreç; enerjimiz, duygu durum halimiz ve depresyon durumlarıyla ilişkili olduğu bilinen dopamin ve serotonin hormon seviyelerinden etkileniyor.
Araştırma ekibinden Josef Rauschecker:
"Bu bölgeler, içeriden ya da dışarıdan gelen duyusal uyaranların duyusal değerini belirleyen algısal duyum için merkezi bilgi akışını düzenleyen bir sistem gibi davranırlar ve bilginin beyindeki akışını düzenler. Bu sistemde sorun çıktığında kulak çınlaması ve kronik ağrı oluşur" diyor.
Bir başka deyişle, kronik ağrı ve kulak içerisinde zil çalmasıyla ilişkili hisler, beyne aynı sinirsel "kapıdan" geçerek geliyor. Bu keşif de tıbbi alandaki bilim insanlarının bu soruna dair bir tedavi geliştirebileceklerine işaret ediyor.
Araştırmacılar; bilgi akışını düzenleyen bu bölgelerdeki zararın, beyindeki bilgi akışını etkileyebileceğini ve kısır bir döngü (kulaktan gitmeyen bir çınlama gibi) oluşturabileceğini söylüyorlar. Öte yandan, araştırmacılar; sorunun çözümüne dair cevaplanması gereken çok daha fazla soru olduğunu kabul ediyorlar, ancak görünen o ki; kulak çınlamasından muzdarip insanlar için tünelin sonunda en azından bir ışık beliriyor.
Araştırma Referansı: DOI: http://dx.doi.org/10.1016/j.tics.2015.08.002
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
11 Haziran 2017
Görsel Algı, Çevre ve Doğum Yerine Bağlı Olabilir
04 Ekim 2015
Sabahlamak, Beyinde Kalıcı Hasara Yol Açıyor mu?
25 Haziran 2016
Üzüntünün Faydaları Olabilir mi?
20 Mart 2016
Östrojen Diz Eklemine Yaramıyor
25 Temmuz 2016
Güncellenen Beyin Haritasında 100 Yeni Bölge Keşfedildi
27 Ekim 2016
Binlerce Yeni Bağışıklık Sistemi Sinyali Keşfedildi
31 Temmuz 2017
Dondurma ve Soğuk İçecekler Bizi Serinletir mi?
12 Temmuz 2016
Uzayda Kalmak Astronotların Gözünü Bozuyor