Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Kaplumbağalar, günümüzde hala hayatta olan en eski omurgalı gruplarından birisidir. Kökleri 250 milyon yıl önceye kadar giden kaplumbağalar, o günden bu yana çok az değişim geçirmişlerdir. Şimdiye kadar bulunan neredeyse bütün kaplumbağa fosilleri, günümüzdeki modern kaplumbağalarla çok benzer bir görünüme sahip ve bu da muhtemelen kaplumbağaların birden fazla kitlesel yok oluştan başarılı bir biçimde sağ çıkmalarına neden olmuştur.

University of Birmingham'dan araştırmacıların yürüttüğü yeni bir çalışma, kaplumbağa beyinlerinin evrimine ışık tutuyor. Araştırmaya göre, kaplumbağa beyni yavaş ancak son 210 milyon yılı aşkın bir süredir sürekli evrimleşti ve nihayetinde de diğer hayvan gruplarınınkine rakip olacak şekil ve karmaşıklığa erişti.

1 Şubat'ta (2018) Frontiers in Ecology and Evolution'da yayımlanan araştırmada, aynı zamanda da tamamen kabukla sarılı ilk kaplumbağaların suda ya da yer altındaki bir oyukta değil, karada yaşamalarının çok daha muhtemel olduğu bulgusuna ulaşıldı.

Yürütülen çalışmada, modern bilgisayar analizleri kullanılarak kaplumbağa beyninin bu uzun evrimsel süreçte neler yaşadığını mercek altına alındı. Araştırmada, tamamen kabukla kaplı, Almanya'da Triyasik döneme ait (yaklaşık 210 milyon yıl önce) kalıntılarda bulunan en eski kaplumbağa (Proganochelys quenstedti) fosillerine odaklanıldı. İki fosil kafatasının bilgisayarlı tomografi taramasını kullanarak, araştırmacılar, Proganochelys'in beyninin dijital modellerini ürettiler ve bu modelleri modern kaplumbağaların beyin modelleriyle karşılaştırdılar.

Araştırma sonuçları, tamamen kabukla kaplı en eski kaplumbağa olan Proganochelys'in çok küçük bir beyin yapısına sahip olduğunu ortaya koydu. Bu beyin yapısında, görme ve işitme gibi duyusal kısımların pek gelişmediği görülürken, koku duyusunun kısmen daha gelişmiş olduğu görüldü.

Öte yandan araştırma sonuçları, kaplumbağa beyninin, boyut ve karmaşıklık açısından evrimsel süreç boyunca modern kaplumbağalara gelene kadar arttığını da ortaya koyuyor. Modern kaplumbağalar, duyusal yeteneklerini ve yaşam biçimlerinin bir yansıması olarak çok çeşitli beyin şekilleri ve boyutları gösterirler. 200 milyon yılı aşkın bir süredir kaplumbağa beyni daha karmaşık hale evrimleştikçe, bu durum onların farklı habitatlara ve yaşam koşullarına uyum sağlayabilmelerini mümkün hale getirdi. Memeliler ve kuşlar gibi diğer hayvan gruplarında da benzer çeşitlilikleri gördüğümüz için bu durum oldukça önemlidir.

Bununla birlikte, kaplumbağa kökenlerinin; su, karasal ya da yer altı oyukları gibi ortamlara dayanıp dayanmadığı konusunda birbiriyle yarışan hipotezler mevcuttur. Araştırma sonuçları, kaplumbağa kökenine dair bazı gizemlerin açıklığa kavuşturulmasına da yardımcı oluyor.

Araştırma ekibi, dijital anlamda yeniden yapılandırılmış Proganochelys'in beynini, modern kaplumbağalarınkilerle kıyasladığında, tamamen kabukla kaplı ilk kaplumbağaların, su ya da yer altı oyuklarından ziyade karada yaşadıklarının çok daha muhtemel olduğunu, daha sonra farklı yaşam alanlarını keşfettiklerini ileri sürüyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir