Gözün gelişimi, pek çok uzman tarafından monofiletik  olarak düşünülür. Yani, bütün modern gözler --tüm çeşitliliğiyle birlikte-- kökenini, yaklaşık 540 milyon yıl önce evrimleştiği düşünülen bir proto-gözden almıştır. Sürecin büyük çoğunluğu, ilk avcıda "silahlanma yarışının" neden olduğu birkaç milyon yıl almıştır. Av hayvanları ve rakip avcılar, birbirlerine benzer biçimde hayatta kalma yeteneklerini hızla geliştirmeye zorlanmıştır. Böylelikle birden fazla göz tipi ve görme görevine yardımcı alt tipler paralel biçimde gelişmiştir.

Çeşitli hayvanlardaki gözler, ihtiyaca göre adaptasyon göstermiştir. Örneğin, av kuşları insanlardan çok daha keskin olan görsel kapasiteye sahiptir; gün ışığında avlanan kuşların ultraviyole ışığı görebilmeleri gibi. Örneğin; omurgalılardaki ve yumuşakçalardaki farklı göz formları genellikle paralel evrim örnekleri olarak sunulur. Omurgalı / yumuşakça gözü ele alınırsa, doğada ara ve fonksiyonel aşamalar mevcuttur. Bu durum ayrıca göz yapısının birçok çeşidinin ve özelliklerinin bir gösterimidir. Monofiletik modelde, bu çeşitlilikler, eklembacaklı (bileşik) gözü gibi omurgalı olmayan türler için daha az görülür, fakat bu gözler ile başlamak daha basit olduğu için bulunması gereken daha az ara aşama vardır. Beş duyumuzun belki de en önemlisi olan görme duyumuz, basit bir göz noktacığından şu an sahip olduğumuz karmaşık organa yaklaşık 365.000 nesilde evrildi.

Gözümüz renklerden ve şekillerden, ışık düzeyini, derinliği ve hareketi duyumsamaya kadar uzanan büyük miktarda bilgiyi toplar. Peki biz nasıl oldu da böyle bir görme duyusu edinebildik? Çok sayıda bilimci, kamera benzeri gözlerimizin evriminin aşağıdaki süreci izlediğini düşünüyor.

Gözün evrimi ile ilgili şu TED-Ed animasyonunu da izlemenizi öneririz. Türkçe altyazılar için kontrol çubuğundaki Özellikler düğmesinden seçim yapabilirsiniz.

Hem kör nokta, hem de retina kopması problemi, memeli gözünün evrimleşme sürecinin sonuçlarıdır. Bütün türler için bu böyle değildir: Göz, hayvan evrimi sürecinde, birbirinden bağımsız olarak en az 40 kez evrilmiştir ve göz yapıları taksonlar arasında büyük farklılık gösterir. Kafadanbacaklıların (mürekkep balığı, ahtapot) gözleri, omurgalıların gözlerine çok benzer yapıdadır; ancak retina tabakaları "fotoreseptörler önde, sinirler ve damarlar arkada" olacak şekilde, doğru biçimde dizilmiştir ve kör noktaları yoktur. Gözün bu çoklu evrimsel kökeni, yakınsak evrimin klasik bir örneğidir.
— Gluckman & Beedle & Hanson (Evrimsel Tıbbın İlkeleri, ISBN: 9786053550518)

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir