Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör




Kütle-çekim Yüzyılı

Einstein'ın genel görelilik teorisi 1915 yılının Kasım ayında yayımlanmıştı. Buna göre kütle çekimi, uzaydaki büyük kütleli cisimler tarafından uzay-zamanın bükülmesiydi. Science News ise son sayısında genel göreliliğin 100. yıl dönümü dolayısıyla dikkatleri bu eşsiz teoriye çekmeye çalıştı, elbette biz de..

1915 yılında evren küçük ve durağan (statik) algılanıyordu, uzay ise boş ve pürüzsüz. Çünkü yer çekimi uzaydaki maddeleri uzaydaki tüm yerlere doğru çekmiş olmalıydı. Bu fikirlerin genel olarak dönemin bilimcileri arasında hakim görüşler olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tabii ki bir kişi dışında -  Albert Einstein.




Yıllarca uzay, zaman, madde ve kütle çekim üzerine düşündükten ve çalışmalar yürüttükten sonra Einstein, 'genel görelilik teorisi' ile bilimin kozmosla ilgili kavrayışını büyük bir değişime sürükledi.

Yine Einstein'a ait olan özel görelilik teorisi, yaklaşık on yıl kadar daha önce ortaya atılmıştı ve burada Einstein uzayı zamanla, maddeyi de enerji ile birleştirmişti. Bundan kısa bir süre, Einstein göreliliğin genel versiyonunun uzay-zaman ile kütle-enerji'yi birleştirerek kütleçekimini yaratacağını gördü. Kütleçekim, bu alanların hepsini bir araya getirmek yerine uzay zaman dokusunu büker ve bu bükülmenin yarattığı kıvrımların üzerinde uzay-zaman boyunca ilerler.

Einstein’ın uzayı büken teorisi aynı zamanda beyinlerimizi de büküyor. Bu teori yalnızca Newton'un kanununun işlemediği noktalardaki kütleçekimsel gizemleri açıklamakla kalmadı aynı zamanda kara deliklerden, evrenin genişlemesine kadar bir çok beklenmedik doğal fenomenin de önceden tahmin edilebilmesini sağladı. Bu süreçten sonra evren küçük ve statik olmanın tam tersine, genişleyebilen, dinamik ve genel görelilik olmadan açıklanamayacak tuhaf astrofiziksel cisimlerle dolu olarak anlaşıldı ve bilinir oldu.

Bugün ise son birkaç on yıldır olduğu gibi, astrofizikçiler çağın diğer büyük devrimci teorisi kuantum mekaniği ile genel göreliliği bağdaştırmak üzere çalışıyor. Bugünlerde bu uğraşlardan yeni bir teori yaratılacak gibi görünüyor, bilimciler bunun beklentisi içindeler. Tahmin edilen bu gelişme ile birlikte evrenin varlığının kökeni ve özü ile ilgili çok derin bir kavrayış sağlanacaktır. Bu kavrayış da Einstein olmadan mümkün olmayacaktı.

 




Kaynak : https://www.sciencenews.org/sn-magazine/october-17-2015




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir