Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Orta yaş üstü annelerin çocukları, davranışsal, sosyal ve duygusal anlamda daha az zorluk çekiyor.

Elde edilen bu sonuç, "çok geç yaşta çocuk sahibi olmayın" yaygın önerisiyle de bağlantılar içeriyor. Yapılan bu öneri, örneğin; hamilelik dönemindeki sağlık riskleri ve doğurganlığın azalmasına dayalı bilgiye dayandırılıyor ve doğum sırasında annenin yaşı ile ilişkilendiriliyor.

Fakat, Aarhus University'den bilim insanlarının yürüttüğü ve Aralık 2016'da European Journal of Developmental Psychology'de yayımlanan çalışmada, araştırmacılar; annelik yaşının neden olduğu sonuçlara dair bir tahmin yürütülürken, söz konusu bu durumun hem fiziksel hem de psikososyal artıları ve eksilerini de göz önünde bulundurmanın önemine değiniliyor.

Geçmişte yapılan çalışmalar, daha ileri bir annelik yaşının, hamilelik sırasında ve çocuk doğduktan sonraki ilk günlerde psikososyal sağlığı arttırıcı bir etkisinin olduğunu ortaya koymuştu. Yapılan bu araştırma ise, orta yaş üstü annelere ve çocuklarına yönelik avantajların; çocukların okul çağına kadar uzandığını, ancak 15 yaşından önce azaldığını ortaya koyuyor.

Kadınlar neden annelik yaşını ertelemektedir?

Günümüz anneleri, geçmişe kıyasla daha ileri yaşlarda anne olma tercihi yapmaktadır. Daha uzun yaşıyor olmamız, kadınların daha ileri eğitim, kariyer ve gebelikten korunma olanaklarına sahip olmaları; bu durumun muhtemel nedenlerindendir. 2015 yılında ortalama hamilelik yaşının 30 yaşın üzerinde olduğu görülmüştü. Bu da şu anlama geliyor; 30 yaşını geçince doğum yapmış anne sayısı oldukça fazladır. Hatta 40 yaşı geçince doğum yapan anne sayısı 1985 yılındaki verilere kıyasla dört kat artmış durumda. 

Orta yaş üstü bir anneye sahip olmak çocuğun yetiştirilmesinde nasıl bir etki oluşturuyor?

Orta yaş üstü anneler, hamilelik ve doğum doğum sırasında, genç annelere kıyasla medikal komplikasyonlar açısından daha büyük bir risk grubunda yer alırlar. Orta yaş üstü annelerin, "düşük yapmaları", erken doğum yapmaları ve sakat çocuk sahibi olmaları genç annelere kıyasla daha muhtemeldir.

Öte yandan, araştırmalar; orta yaş üstü annelerin, anneliğin ilk dönemlerinde daha iyi bir gelişim gösterdiklerini ortaya koyuyor. Örneğin, hamilelik sırasında daha az endişe sahibi oluyorlar, ebeveyn olma noktasında daha olumlu bir yaklaşım benimsiyorlar ve çocuklarına yönelik de genellikle daha olumlu bir tutum içerisinde bulunuyorlar.

Çocukları okul çağına kadar izleyen geçmiş çalışmalar, ebeveynlerin eğitim ve finansal arkaplanından bağımsız olarak orta yaş üstü annelerin çocuklarının daha az davranışsal, sosyal ve duygusal problemler yaşadıklarını ortaya koymuştu. Yapılan bu araştırma ise, okul çağındaki çocukları izledi ve orta yaş üstü annelerin çocuklarının 7 ve 11 yaşlarında daha az davranışsal, sosyal ve duygusal problemler yaşadıklarını gösteriyor. Ancak araştırmada, 15 yaş çocukları için ise aynı durumun geçerli olmadığı belirtiliyor.

Durağan İlişkiler

Elde edilen sonuçlara dair nedenlerden birisi olarak, orta yaş üstü annelerin daha durağan ilişkilere sahip olduklarına, daha eğitimli ve kaynaklara erişim noktasında daha iyi olduklarına değiniliyor. Fakat, bu faktörler denklemden çıkarıldığında ise yaşın önemine bakmak ayrıca ilginçtir. Bu tip analizlerde, yaş, psikolojik olgunluğun bir işareti olarak yorumlanabilir.

Yaş ilerledikçe, insanların mental olarak daha esnek, diğer insanlara karşı daha toleranslı ve kendilerini duygusal olarak daha iyi geliştirdiklerini biliyoruz. Bu nedenle psikolojik olgunluk, orta yaş üstü annelerin çocuklarını neden azarlamadıklarını ve fiziksel olarak disipline etmediklerini açıklayabilir. Bu ebeveynlik tarzı, çocukların yetiştirilmesini etkileyen olumlu bir psikososyal çevreye katkıda bulunabilir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir