Sinirbilim
06 Nisan 2016
Fikir Çatışması Yaşadığımızda Beynimizde Neler Olur?
İnsanlar, zihinlerinde birbiriyle çatışan düşünceler ve duyguları olduğu zaman bir tedirginlik ve rahatsızlık durumu hissederler. Söz konusu bu çatışma; bir belirsizlik ve denge...
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
İnsanlar, zihinlerinde birbiriyle çatışan düşünceler ve duyguları olduğu zaman bir tedirginlik ve rahatsızlık durumu hissederler. Söz konusu bu çatışma; bir belirsizlik ve dengesizliği oluşturur. Dolayısıyla bu çatışmayı sona erdirmek ve zihinsel olarak rahatlamak için bizi içten içe dürten bir şeyler hissederiz. Çatışmayı yaratan düşüncelerden birini veya birkaçını, tutarlı ve dengeli bir zihin ortamına kavuşmak için manipüle etme yolunu seçeriz. Yani, kendi kendimizi kandırırız ve bu da bizi rahatlatır.
Bilişsel uyumsuzluk, bir ya da birden fazla birbirleriyle uyumsuz düşünceyi aynı anda beyninizde beraberce bulundurmaya çalışma ya da bir şeye inanıp, onun aksi gibi davranma durumlarında ortaya çıkan rahatsızlık verici bir histir. Örneğin; kilo vermeye kalkışırsınız ve sonrasında bir pastayı tıka basa midenize indirirsiniz. Tutarsızlık, sinir bozucu olabilir ve insanlar genellikle davranışlarını değiştirerek uyumsuzluğu ortadan kaldırmayı denerler. Bu yüzden de, örneğin; diyetinize sadık kalmadığınızda, kendinize “yarın sabah koşuya çıkacağım” telkininde bulunarak iyi hissedersiniz.
Peki bu fizyolojik stresin arkasında yatan sinirsel süreç nasıldır? Görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler sayesinde, özellikle de “fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme” (fMRI) tekniğiyle, araştırmacılar; bilişsel uyumsuzluk ile ilişkili kilit önemdeki beyin bölgelerini belirleyebildiler. Mediyal frontal korteksimizin geri kısmındaki bir parça (pMFC); hayatta kalma güdümüzde önemli bir katkısı olan caydırıcı sonuçlardan kaçınma davranışımızda önemli bir role sahiptir. fMRI çalışmalarında, tutum ile düşünce arasında bir çelişkiyi ortaya koyan bir deney ile yalan söylemenin yanlış bir davranış olduğunu bildiği halde, deneyi yürüten araştırmacıya yalan söyleyen bir katılımcının beynindeki pMFC’de aktifleşme görüldü.
Yapılan bir araştırmada, pMFC aktivitesi ve uyumsuzluğu azaltma için gerekli olan tutum değişikliği arasındaki nedensel bağlantı gösterildi. Yürütülen deneyde araştırmacılar, 52 katılımcıda bilişsel uyumsuzluk oluşturarak iki adet duvar kağıdı gösterip, hangisini seçtiklerini sordular. Daha sonra katılımcılara duvar kağıtlarını tekrar gösteren araştırmacılar, katılımcılardan bazılarının asıl beğendikleri duvar kağıdını başlangıçta seçmediklerinin farkına vardıklarını gözlemlediler. Deneyler sonucunda, transkranyal manyetik stimülasyon (TMS) tekniği kullanılarak pMFC’deki aktivitenin geçici olarak azaltılmasıyla, kişinin tutum değişikliğinin ve tutarlı olma arzusunun azaltılabileceği sonucuna ulaşıldı.
Bu alanda yapılan diğer araştırmalar ise; bilişsel uyumsuzluğun, insula ve dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) gibi diğer beyin bölgeleriyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı. Duyguların işlenmesinden sorumlu bir bölge olan insula; genellikle insanlar sinirli ya da üzgün oldularında daha aktif hale geçiyor. Dorsolateral prefrontal korteks ise bilişsel kontrol ile güçlü bir biçimde bağlı. Yapılan bir çalışma DLPFC’deki aktivitenin kesintiye uğratılmasıyla kişinin bilişsel uyumsuzluğu ortaya çıkaran düşünceleri mantık çerçevesine oturtma denemelerinin azaltılabildiği sonucuna ulaşıldı.
Elbette ki insanlar bilişsel uyumsuzluğun kötü bir şey olduğunu düşünebilir, ancak bu durum mental olarak sağlıklı ve mutlu kalmamıza yardımcı oluyor. Örneğin; verdiğimiz kararlarımızdan özellikle de kolaylıkla geri döndürülemez olduklarında memnun olmamızı sağlayabilir. Uyumsuzluğun çözülmesi bizleri kötü seçimler yapmaktan alıkoyabilir ve iyi bir seçim yapmamız noktasında bizleri motive edebilir. Kararlarımızla barışık olma arzumuz her şeye rağmen o koşu için dışarı çıkmamız noktasında bize ilham verebilir.
Bilişsel uyumsuzluk, bir ya da birden fazla birbirleriyle uyumsuz düşünceyi aynı anda beyninizde beraberce bulundurmaya çalışma ya da bir şeye inanıp, onun aksi gibi davranma durumlarında ortaya çıkan rahatsızlık verici bir histir. Örneğin; kilo vermeye kalkışırsınız ve sonrasında bir pastayı tıka basa midenize indirirsiniz. Tutarsızlık, sinir bozucu olabilir ve insanlar genellikle davranışlarını değiştirerek uyumsuzluğu ortadan kaldırmayı denerler. Bu yüzden de, örneğin; diyetinize sadık kalmadığınızda, kendinize “yarın sabah koşuya çıkacağım” telkininde bulunarak iyi hissedersiniz.
Peki bu fizyolojik stresin arkasında yatan sinirsel süreç nasıldır? Görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler sayesinde, özellikle de “fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme” (fMRI) tekniğiyle, araştırmacılar; bilişsel uyumsuzluk ile ilişkili kilit önemdeki beyin bölgelerini belirleyebildiler. Mediyal frontal korteksimizin geri kısmındaki bir parça (pMFC); hayatta kalma güdümüzde önemli bir katkısı olan caydırıcı sonuçlardan kaçınma davranışımızda önemli bir role sahiptir. fMRI çalışmalarında, tutum ile düşünce arasında bir çelişkiyi ortaya koyan bir deney ile yalan söylemenin yanlış bir davranış olduğunu bildiği halde, deneyi yürüten araştırmacıya yalan söyleyen bir katılımcının beynindeki pMFC’de aktifleşme görüldü.
Yapılan bir araştırmada, pMFC aktivitesi ve uyumsuzluğu azaltma için gerekli olan tutum değişikliği arasındaki nedensel bağlantı gösterildi. Yürütülen deneyde araştırmacılar, 52 katılımcıda bilişsel uyumsuzluk oluşturarak iki adet duvar kağıdı gösterip, hangisini seçtiklerini sordular. Daha sonra katılımcılara duvar kağıtlarını tekrar gösteren araştırmacılar, katılımcılardan bazılarının asıl beğendikleri duvar kağıdını başlangıçta seçmediklerinin farkına vardıklarını gözlemlediler. Deneyler sonucunda, transkranyal manyetik stimülasyon (TMS) tekniği kullanılarak pMFC’deki aktivitenin geçici olarak azaltılmasıyla, kişinin tutum değişikliğinin ve tutarlı olma arzusunun azaltılabileceği sonucuna ulaşıldı.
Bu alanda yapılan diğer araştırmalar ise; bilişsel uyumsuzluğun, insula ve dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) gibi diğer beyin bölgeleriyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı. Duyguların işlenmesinden sorumlu bir bölge olan insula; genellikle insanlar sinirli ya da üzgün oldularında daha aktif hale geçiyor. Dorsolateral prefrontal korteks ise bilişsel kontrol ile güçlü bir biçimde bağlı. Yapılan bir çalışma DLPFC’deki aktivitenin kesintiye uğratılmasıyla kişinin bilişsel uyumsuzluğu ortaya çıkaran düşünceleri mantık çerçevesine oturtma denemelerinin azaltılabildiği sonucuna ulaşıldı.
Elbette ki insanlar bilişsel uyumsuzluğun kötü bir şey olduğunu düşünebilir, ancak bu durum mental olarak sağlıklı ve mutlu kalmamıza yardımcı oluyor. Örneğin; verdiğimiz kararlarımızdan özellikle de kolaylıkla geri döndürülemez olduklarında memnun olmamızı sağlayabilir. Uyumsuzluğun çözülmesi bizleri kötü seçimler yapmaktan alıkoyabilir ve iyi bir seçim yapmamız noktasında bizleri motive edebilir. Kararlarımızla barışık olma arzumuz her şeye rağmen o koşu için dışarı çıkmamız noktasında bize ilham verebilir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
30 Ağustos 2019
Zihin Kontrolü Sağlayan Parazitlerin Korkunç Yöntemleri
30 Haziran 2022
Zihin Teorisi ve Manipülasyon
22 Ağustos 2017
Aynı Anda Birden Fazla İşle Uğraşmak Gerçekten Verimli mi?
30 Temmuz 2015
Beyin Uykuda Problem Çözüyor
11 Kasım 2019
Joker Bir Psikopat Olabilir, Peki Ya Siz?