Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Bilim insanlarının uzunca bir süredir çözmeye çalıştığı bir sorun: Dünya'nın uçamayan en küçük kuşu nasıl oldu da Atlas Okyanusu'nun ortasında bulunan uzak bir adaya ulaştı?

Atlas Okyanusu'unda bulunan Erişilemeyen Ada olarak isimlendirilen bir adada, Erişilemeyen Ada su tavuğu (Atlantisia rogersi) olarak bilinen; 15-17 santimetre uzunluğunda, uçamayan, küçük bir kuş türü yaşıyor. Kuşun, okyanusun ortasındaki bu uzak adada yaşıyor oluşu evrimsel kökenine dair araştırmalar yürütebilmeyi de zorlaştırıyor.

Bilim insanları bu kuşu ilk keşfettiklerinde, kuşun atalarının, Güney Amerika ve Afrika arasında yer alan bu uzak adaya şimdi deniz tarafından yutulmuş bir zamanlar karalar üzerinden yürüyerek geldiğini düşündüler. Bu yüzden de bu yeni kuşun cins adına Atlantisia dediler.

Bu kuşun; nesli tükenen, bir başka uçamayan kuş olan Ascension (Atlas Okyanusu'nun güneyindeki bir başka ada) su kuşu (Mundia elpenor) ile benzerliği göz önünde bulundurulduğunda, araştırmacılar bu iki kuşun akraba olabileceğini düşündüler. Ne var ki; kuşun DNA'sına dair yapılan modern bir analiz, durumun böyle olmadığını ortaya koydu.

Görünüşe göre, Atlantisia cinsinin ataları, bir zamanlar kanatlıydı ve yaklaşık 1.5 milyon yıl önce Erişilemeyen Ada'ya uçmuşlardı. Kuşun, bugün yaşayan en yakın akrabaları; Güney Amerika'daki benekli-kanatlı su tavuğu ve hem Güney hem de Kuzey Amerika'da bulunan siyah su tavuklarıdır. Öte yandan Galapagos'da da bir başka akrabasının bulunması olasıdır.

Erişilemeyen Ada, uçamayan bir kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Görsel Kaynak: Wikipedia

Araştırmacılara göre bu durum şu anlama geliyor; bu kuşlar Güney Amerika'dan mümkün olduğunca uçtular ve 3000 kilometrelik bir seyahatin ardından gördükleri ilk kara parçasında da durdular. Görünüşe göre, bu su tavukları yeni uzak bölgelerde koloniler kurmada ve farklı çevrelere adapte olmada oldukça iyiler. Aradaki büyük mesafelere rağmen, çevreler benzer olabilir ve Yakınsak evrim  aracılığıyla uzak akrabalar, taksonomistleri hatalı sonuçlara ulaşmaya itecek kadar çok benzer olabilirler.

Ekim ayında Molecular Phylogenetics and Evolution'da online olarak yayımlanan araştırma sonuçları ise; kuşun uçamamasının çok eski bir özellik olduğunu ve atalarının adaya yürüyerek ulaştığını ileri süren orijinal teoriyi çürütüyor.

Bunun yerine, görünüşe göre bu küçük kuşta, hayatta kalmasına ve bu uzak çevrede üremeye devam etmesine olanak tanıyan görece yeni özellikler evrimleşti. Bu yeni özellikler de; kuşu, benzer çevrelerde yaşayan ve kendisiyle akraba olmayan kuşlara benzer hale soktu.

Atalarına kıyasla Erişilemez Ada su tavuğu, daha uzun bir gagaya, daha güçlü ayaklara ve nispeten farklı bir renge sahip. Öte yandan kuş, çok fazla kaynak ve enerji tüketimini gerektiren bir özellik olan uçma yetisini de kaybetti. Kanatları artık onu yerden kaldıramayacak kadar kısa ve güçsüz.

Kuşun ada üzerinde doğal bir düşmanının olmaması ve avcılardan kaçması için uçmaya gerek duymaması, milyonlarca yıllık evrimin ve doğal seçilimin bir sonucu olarak uçma yetisinin zamanla azalmasına ve nihayetinde de kaybolmasına yol açtı. Fakat ada çok uzak olsa da bu durum, kuşun; avcılardan uzakta, daima güvende kalacağı anlamına gelmiyor. Yeni bulgular, kuşun oldukça nadir bir tür olduğunu ve istilacı türlerin adaya erişiminin engellenmesinin de son derece önemli olduğunu gösteriyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir