Dünyadaki Su, Ay Oluşmadan Önce Mevcut muydu?
Teoriye göre bu çarpışma o kadar güçlüydü ki, çarpışma sonucunda çarpan cisim ile proto-Dünya üzerindeki materyallerin karışımından oluşan bir parça Dünya'dan koptu.
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Ay ve Dünya'dan çok sayıda örnekten oluşan koleksiyon üzerinde yapılan araştırmalardan biri American Association for the Advancement of Science'da yayımlandı. Ay'ın oluşumu hakkında şu ana kadar birçok bilinmez barındıran teorilerden, yüksek enerjili çarpışma temelli hipotez ile paralel sonuçlar veren araştırmada, proto Dünya ile bir gökcisminin çarpışması sonucu Ay'ın oluştuğu yönündeki düşünce bir miktar daha güç kazandı diyebiliriz.
Teoriye göre bu çarpışma o kadar güçlüydü ki, çarpışma sonucunda çarpan cisim ile proto-Dünya üzerindeki materyallerin karışımından oluşan bir parça Dünya'dan koptu. Araştırmanın ortaya attığı çarpıcı sonuçlardan bir diğeri de, bahsi geçen Ay'ı oluşturan çarpışmadan daha önce Dünya'daki suyun büyük çoğunluğunun Dünya'ya ulaşmış olduğuydu. Kendilerine has tekil izotopik kompozisyonları olan iki büyük nesnenin çarpışmasının Dünya-Ay sistemini oluşturduğu düşünülmektedir. Buna karşılık, iki gökcisminin de neden kendi tekil izotopik karakteristiklerini bu çarpışma sonunda koruyamamış olduğunu açıklamak zorluğunu koruyordu.
Güneş sistemi'ndeki birçok gezegen bu özelliğe sahip olduğundan, birtakım bilimci bu iki cismin yüksek enerjili çarpışması modelini öne sürerek izotopik kompozisyonlarını eşit oranda karıştırdığı ve birbirlerinden bu anlamda bir farkları kalmayacak şekilde tekrar iki ayrı cisim olarak koptuklarını öne sürüyordu. Bu durum, iki cismin çarpışma sonrası başka gökcisimleri ile çarpışmaları ile daha sonraki kompozisyonlarını oluşturdukları fikrini çürütür nitelikteydi.
Bu senaryonun muhtemel gerçekliğini ve nasıl olageldiğini anlamak, Dünya-Ay ikili sisteminin kökenini tespit edebilmek üzere Richard C. Greenwood ve çalışma arkadaşları, birçok lunar ve terestriyal örneğinin oksijen izotopik kompozisyonlarını mercek altına aldı. Analizler, lunar taşlar ile dünyadan bazalt örnekleri arasında 3-4 ppm (parts per million) oksijen izotopik konsantrasyon farkı tespit ederken lunar örnekler ile olivin mineralleri arasında önemli bir fark tespit edilemedi. Araştırmacılara göre, bu sonuçlar neredeyse bütün bir karışımı öngören yüksek enerjili çarpışma üzerine yapılan simülasyonlar ile tutarlı sonuçlar veriyor. Tespit edilen milyon parçacıkta 3-4 parçacık oranında bir oksijen izotopu kompozisyonu farkı, çarpışma sonrasında gerçekleşmiş olan 'geç kaplanmalar' (late veneer) ile kısmen açıklanabiliyor.
Araştırmacılar sonuçların, Dünya'daki suyun çok büyük bir porsiyonunun bu büyük etkiden çok daha önce Dünya'ya ulaşmış ve çarpışma sırasında bu suyun Dünya'da mevcut halde olduğunu da ortaya koyduğunu öne sürüyor. Geç kaplanmalar olarak adlandırdığımız süreçte Dünya sularının yalnızca yüzde 5 ila 30'unun gelebildiği de ortaya koyuluyor.
Teoriye göre bu çarpışma o kadar güçlüydü ki, çarpışma sonucunda çarpan cisim ile proto-Dünya üzerindeki materyallerin karışımından oluşan bir parça Dünya'dan koptu. Araştırmanın ortaya attığı çarpıcı sonuçlardan bir diğeri de, bahsi geçen Ay'ı oluşturan çarpışmadan daha önce Dünya'daki suyun büyük çoğunluğunun Dünya'ya ulaşmış olduğuydu. Kendilerine has tekil izotopik kompozisyonları olan iki büyük nesnenin çarpışmasının Dünya-Ay sistemini oluşturduğu düşünülmektedir. Buna karşılık, iki gökcisminin de neden kendi tekil izotopik karakteristiklerini bu çarpışma sonunda koruyamamış olduğunu açıklamak zorluğunu koruyordu.
Güneş sistemi'ndeki birçok gezegen bu özelliğe sahip olduğundan, birtakım bilimci bu iki cismin yüksek enerjili çarpışması modelini öne sürerek izotopik kompozisyonlarını eşit oranda karıştırdığı ve birbirlerinden bu anlamda bir farkları kalmayacak şekilde tekrar iki ayrı cisim olarak koptuklarını öne sürüyordu. Bu durum, iki cismin çarpışma sonrası başka gökcisimleri ile çarpışmaları ile daha sonraki kompozisyonlarını oluşturdukları fikrini çürütür nitelikteydi.
Bu senaryonun muhtemel gerçekliğini ve nasıl olageldiğini anlamak, Dünya-Ay ikili sisteminin kökenini tespit edebilmek üzere Richard C. Greenwood ve çalışma arkadaşları, birçok lunar ve terestriyal örneğinin oksijen izotopik kompozisyonlarını mercek altına aldı. Analizler, lunar taşlar ile dünyadan bazalt örnekleri arasında 3-4 ppm (parts per million) oksijen izotopik konsantrasyon farkı tespit ederken lunar örnekler ile olivin mineralleri arasında önemli bir fark tespit edilemedi. Araştırmacılara göre, bu sonuçlar neredeyse bütün bir karışımı öngören yüksek enerjili çarpışma üzerine yapılan simülasyonlar ile tutarlı sonuçlar veriyor. Tespit edilen milyon parçacıkta 3-4 parçacık oranında bir oksijen izotopu kompozisyonu farkı, çarpışma sonrasında gerçekleşmiş olan 'geç kaplanmalar' (late veneer) ile kısmen açıklanabiliyor.
Araştırmacılar sonuçların, Dünya'daki suyun çok büyük bir porsiyonunun bu büyük etkiden çok daha önce Dünya'ya ulaşmış ve çarpışma sırasında bu suyun Dünya'da mevcut halde olduğunu da ortaya koyduğunu öne sürüyor. Geç kaplanmalar olarak adlandırdığımız süreçte Dünya sularının yalnızca yüzde 5 ila 30'unun gelebildiği de ortaya koyuluyor.
Kaynak ve İleri Okuma
- American Association for the Advancement of Science https://www.aaas.org/news
- American Association for the Advancement of Science. "Most of Earth's water was likely present before the moon-forming giant impact: Oxygen isotopic evidence for accretion of Earth's water before a high-energy moon-forming giant impact." ScienceDaily. ScienceDaily, 28 March 2018. https://www.sciencedaily.com/releases/2018/03/180328143316.htm
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
29 Temmuz 2017
Ay’ın Kabuğunun Altında Sandığımızdan Daha Fazla Su Olabilir
07 Kasım 2017
Ay'ın Havaküresi Var mı?
23 Kasım 2019
Artemis Programına Genel Bir Bakış
22 Ağustos 2018
Ay'ın Kutuplarında Buz Olduğu Doğrulandı
06 Nisan 2015
Ay'da Çok Büyük Lav Kanalları Bulunabilir