Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

”Onun için ne yapabilirim?" sorusu; doğum yapan eşinin acı çektiğini gözlemleyen neredeyse her babanın deneyimlediği bir histir. Çoğunlukla da yapılabilen tek şey; eşinin elini sıkıca tutmak olur. Peki bu durum gerçekten de işe yarıyor olabilir mi?

12 Haziran'da (2019) Scientific Reports'da yayımlanan araştırmada, empatik bir erkek partnerin, acı çeken kadın partnerinin elini tuttuğunda; çiftin kalp ve soluk alıp-verme ritimlerinin senkronize olduğu ve kadının acısının azaldığı sonucuna ulaşıldı.

Araştırmacılara göre, partnerin empati seviyesi arttıkça, temas ettiklerinde oluşan analjezik etki ve çiftin senkronizasyonu da güçleniyor. 22 heteroseksüel çift üzerinde yürütülen çalışma, bireylerin, birlikte yaşadıkları insanları fizyolojik olarak yansıtmaya başladığı olgusu olan “kişilerarası senkronizasyon” konusundaki araştırmalara dair elde edilen en güncel bulgu olma özelliğini taşıyor.

İnsanların, arkadaşlarıyla birlikte yürürken aralarında geçen diyalog esnasında, bilinç dışı bir biçimde kendilerini arkadaşlarıyla aynı duruşa soktuklarını ya da adımlarının senkronize bir hal aldığı uzun süredir biliniyor. Öte yandan, daha güncel çalışmalar, birlikte duygusal bir film izleyen ya da şarkı söyleyen kişilerin kalp ve soluk alış-veriş ritimlerinin senkronize olduğunu ortaya koymuştu. Benzer şekilde, liderler ve onları izleyen takipçileri iyi bir ilişki kurduğunda, beyin dalgaları benzer bir örgüyü göstermeye başlıyor. Bunun yanı sıra, romantik bir ilişki içerisinde olan çiftlerin, birbirlerinin yanındayken, kardiyorespiratuvar ve beyin dalgası örgülerinin senkronize olduğu araştırmalar tarafından ortaya koyulmuştu.

Bu yeni çalışmada ise, ilk defa olarak, acı ve dokunma konteksinde kişilerarası senkronizasyon olgusuna bakıldı. Araştırma ekibi elde ettikleri bulguların, opioid içermeyen ağrı kesici seçenekleri için bir umut olabileceğini düşünüyor.

Araştırmanın yürütücü lideri olan Pavel Goldstein, kızının doğumunu izledikten sonra bu düşünceyi test etmek üzere çalışmalara başladı. "Onun için ne yapabilirim?" sorusu; doğum yapan eşinin acı çektiğini gözlemleyen neredeyse her babanın deneyimlediği bir histir. Goldstein de, aynı soruyla, eşinin elini tuttuğunu ve bu durumun eşinin sakinleşmesinde fayda sağladığını gözlemlediğini anlatıyor. Ardından da; "Dokunarak gerçekten de birisinin acısı azaltılabilir mi ve eğer yapılabilirse; nasıl?" sorusunu laboratuvarına taşıdı.

Uzun süreli ilişki içerisinde olan ve yaşları 23 ila 32 arasında değişkenlik gösteren toplamda 22 heteroseksüel çift ile bir dizi test gerçekleştirildi.

Yapılan testlerde, erkeklerin rolü gözlemcilik iken, kadınlar ise acıya maruz bırakılan grup oldu. Testler üç farklı biçimde yürütüldü. Çiftler, kalp ve soluk alış-veriş ritimlerini ölçen aletlere bağlıyken; birinci durumda, birlikte oturdular ancak birbirlerine temas etmediler; ikinci durumda, el ele tutuşarak oturdular; üçüncü durumda ise ayrı odalarda tutuldular. Her senaryoda da, kadınlar, ön kollarından 2 dakika boyunca hafif şiddette bir acıya maruz bırakıldılar.

Önceki denemelerde olduğu gibi, birbirine temas etmeden birlikte oturan çiftlerin, bir dereceye kadar fizyolojik anlamda senkronize olduğu görüldü. Fakat kadın acıya maruz bırakıldığında ve erkek, partnerine dokunamadığında; bu senkronizasyonun kaybolduğu gözlemlendi. Öte yandan, erkeğin, kadının elini tutmasına izin verildiği denemede ise, senkronizasyonun tekrar yakalandığı ve kadının hissettiği acının seviyesinde azalma olduğu görüldü.

Dokunmak, Tekrar Fizyolojik Senkronizasyon Sağlıyor

Görünüşe göre, acı, çiftler arasında oluşan senkronizasyonu tamamen bozarken, dokunma; bu senkronizasyonu tekrar geri sağlıyor.

Goldstein’ın önceki araştırmasında, erkeğin kadına daha fazla empati göstermesi (diğer testlerde ölçüldüğü gibi), dokunma sırasında acılarının daha fazla azalmasına neden oldu. Fizyolojik anlamda senkronizasyon arttıkça, kadın daha az acı hissetti.

Ancak, azalmış acının mı senkronizasyonun artmasına neden olduğu tam anlamıyla anlaşılmış değil. Araştırmacılara göre, dokunuş, empatiyi ifade etmek için bir araç görevi görebilir ve bunun da bir analjezik veya acı öldürücü etki yaratması söz konusu olabilir.

Yine de bir partnerin dokunuşunun acıyı nasıl azaltabildiğini anlayabilmemiz için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. Araştırma ekibi, kişilerarası senkronizasyonun, muhtemelen acı algısı, empati, kalp ve solunum fonksiyonlarıyla ilişkili olan, beynin anterior singulat korteks adı verilen bir bölgesini etkileyerek rol oynayabileceğinden kuşkulanıyor.

Öte yandan, araştırmada, aynı etkinin "aynı cinsiyetli" çiftler arasında da oluşup oluşmadığına ya da acı çekenin erkek partner olduğu durumlar için bakılmadı. Ancak ekip, beyin dalgası aktivitesini ölçmüş durumda ve bu sonuçları gelecekteki bir çalışmada sunmayı planlıyor. Şimdilik, şunu biliyoruz; erkeğin, acı çeken kadın partnerine teması acının azalmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla, bütün baba adaylarına, doğum esnasında, eşlerinin elini tutabilecekleri bir mesafede bulunmaları gerektiğini önerebiliriz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir