Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Yerleşkesi ve ABD Moleküler Üretim Enstitüsü araştırmacıları önderliğindeki uluslararası bir ekip, nanoteknoloji, nano-tıp, yapay zeka ve bilgi-işlem alanlarındaki üstel (eksponansiyel) ilerlemenin, beyin hücrelerini anlık olarak engin bulut bilgi-işlemeli ağlara bağlayan bir "İnsan Beyni/ Bulut Arayüzü"nün (İng. Human Brain/Cloud Interface - B/CI) bu yüzyılda geliştirilmesine yol açacağı öngörüsünde bulundu. Ekibin makalesi Frontiers in Neuroscience dergisinde yayımlandı.
Belli bir konu ya da soru üzerinde sadece düşünerek, dünyada var olan tüm bilgiye ve yapay zekaya anlık erişiminizi sağlayacak bir gelecek teknolojisi hayal edin. Bu hayal yani Beyin & Bulut Arayüzü fikri ilk olarak fütürist-yazar-mucit Ray Kurzweil tarafından ortaya atılmıştı. Kurzweil, nöral nanobotların -araştırmanın kıdemli yazarı olan Robert Freitas, Jr.'ın buluşu- insan beyninin neokorteksini, buluttaki bir "yapay neokorteks"e bağlamak için kullanılabileceğini söylüyordu. Buruşuk neokorteksimiz, beynimizin en yeni, en akıllı, 'bilinçli' parçasıdır. Freitas'ın ileri sürdüğü nöral nanobotlar, beyin hücrelerinden dışarı giden ve içeri gelen sinyallerin doğrudan, anlık takibini ve kontrolünü sağlayabilir.
"Bu aygıtlar insan damar sisteminde gezinebilir, kan-beyin bariyerini aşabilir ve kendilerini hatasız bir şekilde beyin hücrelerinin arasına veya hatta içine konumlandırabilir. Ardından, beyin durumunun anlık takibi ve veri eldesi için bulut tabanlı süper-bilgisayar ağından gelen ve ağa giden kodlanmış enformasyonu kablosuz olarak iletebilir," şeklinde açıklıyor Freitas.
Araştırmacılar, buluttaki yapay korteksin, Matrix filmindekine benzer biçimde beyne enformasyon yüklemeye olanak sağlayacağını iddia ediyor. "Nöral nanorobotik aracılıklı bir Beyin & Bulut Arayüzü, bulutta bulunan tüm bilgi birikimine anlık erişim gücünü insanlara vererek, insanların öğrenme kapasitesini ve zekasını önemli ölçüde iyileştirebilir," diyor başyazar Dr. Nuno Martins.
Beyin & Bulut Arayüzü teknolojisi ayrıca ileride bir "küresel süper-beyin" yaratmamızı da sağlayabilir; bireysel insan beyinlerinin ve yapay zekaların ağları ona bağlanarak, kolektif düşünceyi mümkün kılabilir. Martins, deneysel bir insan BeyinNet (İng. BrainNet) sisteminin zaten sınanmış olduğunu hatırlatıyor; bu sistem, bulut yoluyla ayrı beyinler arasında düşünceye dayalı bilgi aktarımına olanak tanıyor. "Gönderici"nin kafatasından kayıt edilen elektriksel sinyalleri ve "alıcı"nın kafatasından manyetik uyarımı kullanarak, sistem ortak görevleri gerçekleştirebiliyor.
"Nöral nanorobotiğin ilerlemesiyle, herhangi bir sayıdaki insanların ve makinelerin düşüncelerini ve düşünme güçlerini anlık olarak kullanabilen "süper-beyin"lerin gelecekte yaratılmasını hayal ediyoruz. Bu paylaşılmış bilinç, demokraside devrim yaratabilir ve empatiyi artırabilir," diyor Martins.
Ekibin tahminlerine göre şu anda var olan süper-bilgisayarlar bile Beyin & Bulut Arayüzü için başa çıkılması gereken nöral veri hacimlerinin üstesinden gelecek işlem hızına sahip ve gün geçtikçe daha da hızlanıyorlar. Hızdan ziyade, nöral veriler ile buluttaki süper-bilgisayar verilerinin karşılıklı aktarımı, muhtemelen Beyin & Bulut Arayüzü'nün geliştirilmesindeki nihai darboğaz olacak.
"Bu güçlük, küresel veri iletimi için bant genişliği bulmanın yanı sıra, beynin derinliklerine gömülü küçük aygıtlar yoluyla nöronlarla veri alışverişinin nasıl mümkün kılınacağını da içeriyor," diye uyarıyor Martins. Yazarlar tarafından önerilen bir çözüm, nöronlar ile bulut arasındaki iletişimi etkili biçimde yükseltecek (amplifiye edecek) "manyetoelektriksel nanoparçacıklar" kullanmak.
"Bu nanoparçacıklar, dışsal manyetik alanları nöronal elektriksel alanlarla çiftlendirmek için hâlihazırda canlı farelerde kullanılmış bulunuyor; yani bu manyetik sinyalleri algılamak ve yerel olarak amplifiye etmek ve böylece nöronların elektriksel etkinliğini değiştirmelerini sağlamak için. Bu tersinden de işleyebilir: Nöronlar ve nanobotlar tarafından üretilen elektriksel sinyaller, kafatasının dışında algılanabilmelerini sağlamak için manyetoelektriksel nanoparçacıklar yoluyla amplifiye edilebilir," diye anlatıyor Martins.
Bu nanoparçacıkları (ve nanorobotları) dolaşım yoluyla güvenli bir şekilde beyne ulaştırmak, belki de Beyin & Bulut Arayüzü'nün yapımı sürecindeki en büyük güçlük olacak. "İnsan gelişimi için düşünülebilir olmadan önce, nanoparçacıkların biyo-dağıtımı ve biyo-uygunluğunun ayrıntılı bir analizini yapmak gerekecek. Yine de sürekli artan bir hızla Beyin & Bulut Arayüzü için geliştirilen bu ve diğer umut vaad eden teknolojiler, bir "Düşünceler Interneti"nin bu yüzyıl bitmeden gerçeğe dönüşmesini sağlayabilir," sonucuna varıyor Martins.
Beyin Üzerindeki Nanobotlar
Belli bir konu ya da soru üzerinde sadece düşünerek, dünyada var olan tüm bilgiye ve yapay zekaya anlık erişiminizi sağlayacak bir gelecek teknolojisi hayal edin. Bu hayal yani Beyin & Bulut Arayüzü fikri ilk olarak fütürist-yazar-mucit Ray Kurzweil tarafından ortaya atılmıştı. Kurzweil, nöral nanobotların -araştırmanın kıdemli yazarı olan Robert Freitas, Jr.'ın buluşu- insan beyninin neokorteksini, buluttaki bir "yapay neokorteks"e bağlamak için kullanılabileceğini söylüyordu. Buruşuk neokorteksimiz, beynimizin en yeni, en akıllı, 'bilinçli' parçasıdır. Freitas'ın ileri sürdüğü nöral nanobotlar, beyin hücrelerinden dışarı giden ve içeri gelen sinyallerin doğrudan, anlık takibini ve kontrolünü sağlayabilir.
"Bu aygıtlar insan damar sisteminde gezinebilir, kan-beyin bariyerini aşabilir ve kendilerini hatasız bir şekilde beyin hücrelerinin arasına veya hatta içine konumlandırabilir. Ardından, beyin durumunun anlık takibi ve veri eldesi için bulut tabanlı süper-bilgisayar ağından gelen ve ağa giden kodlanmış enformasyonu kablosuz olarak iletebilir," şeklinde açıklıyor Freitas.
Düşünceler Interneti
Araştırmacılar, buluttaki yapay korteksin, Matrix filmindekine benzer biçimde beyne enformasyon yüklemeye olanak sağlayacağını iddia ediyor. "Nöral nanorobotik aracılıklı bir Beyin & Bulut Arayüzü, bulutta bulunan tüm bilgi birikimine anlık erişim gücünü insanlara vererek, insanların öğrenme kapasitesini ve zekasını önemli ölçüde iyileştirebilir," diyor başyazar Dr. Nuno Martins.
Beyin & Bulut Arayüzü teknolojisi ayrıca ileride bir "küresel süper-beyin" yaratmamızı da sağlayabilir; bireysel insan beyinlerinin ve yapay zekaların ağları ona bağlanarak, kolektif düşünceyi mümkün kılabilir. Martins, deneysel bir insan BeyinNet (İng. BrainNet) sisteminin zaten sınanmış olduğunu hatırlatıyor; bu sistem, bulut yoluyla ayrı beyinler arasında düşünceye dayalı bilgi aktarımına olanak tanıyor. "Gönderici"nin kafatasından kayıt edilen elektriksel sinyalleri ve "alıcı"nın kafatasından manyetik uyarımı kullanarak, sistem ortak görevleri gerçekleştirebiliyor.
"Nöral nanorobotiğin ilerlemesiyle, herhangi bir sayıdaki insanların ve makinelerin düşüncelerini ve düşünme güçlerini anlık olarak kullanabilen "süper-beyin"lerin gelecekte yaratılmasını hayal ediyoruz. Bu paylaşılmış bilinç, demokraside devrim yaratabilir ve empatiyi artırabilir," diyor Martins.
Ne zaman bağlanabiliriz?
Ekibin tahminlerine göre şu anda var olan süper-bilgisayarlar bile Beyin & Bulut Arayüzü için başa çıkılması gereken nöral veri hacimlerinin üstesinden gelecek işlem hızına sahip ve gün geçtikçe daha da hızlanıyorlar. Hızdan ziyade, nöral veriler ile buluttaki süper-bilgisayar verilerinin karşılıklı aktarımı, muhtemelen Beyin & Bulut Arayüzü'nün geliştirilmesindeki nihai darboğaz olacak.
"Bu güçlük, küresel veri iletimi için bant genişliği bulmanın yanı sıra, beynin derinliklerine gömülü küçük aygıtlar yoluyla nöronlarla veri alışverişinin nasıl mümkün kılınacağını da içeriyor," diye uyarıyor Martins. Yazarlar tarafından önerilen bir çözüm, nöronlar ile bulut arasındaki iletişimi etkili biçimde yükseltecek (amplifiye edecek) "manyetoelektriksel nanoparçacıklar" kullanmak.
"Bu nanoparçacıklar, dışsal manyetik alanları nöronal elektriksel alanlarla çiftlendirmek için hâlihazırda canlı farelerde kullanılmış bulunuyor; yani bu manyetik sinyalleri algılamak ve yerel olarak amplifiye etmek ve böylece nöronların elektriksel etkinliğini değiştirmelerini sağlamak için. Bu tersinden de işleyebilir: Nöronlar ve nanobotlar tarafından üretilen elektriksel sinyaller, kafatasının dışında algılanabilmelerini sağlamak için manyetoelektriksel nanoparçacıklar yoluyla amplifiye edilebilir," diye anlatıyor Martins.
Bu nanoparçacıkları (ve nanorobotları) dolaşım yoluyla güvenli bir şekilde beyne ulaştırmak, belki de Beyin & Bulut Arayüzü'nün yapımı sürecindeki en büyük güçlük olacak. "İnsan gelişimi için düşünülebilir olmadan önce, nanoparçacıkların biyo-dağıtımı ve biyo-uygunluğunun ayrıntılı bir analizini yapmak gerekecek. Yine de sürekli artan bir hızla Beyin & Bulut Arayüzü için geliştirilen bu ve diğer umut vaad eden teknolojiler, bir "Düşünceler Interneti"nin bu yüzyıl bitmeden gerçeğe dönüşmesini sağlayabilir," sonucuna varıyor Martins.
Kaynak ve İleri Okuma
- Nuno R. B. Martins et al. Human Brain/Cloud Interface, Frontiers in Neuroscience (2019). DOI: 10.3389/fnins.2019.00112 http://dx.doi.org/10.3389/fnins.2019.00112
- A future 'human brain/cloud interface' will give people instant access to vast knowledge via thought alone https://medicalxpress.com/news/2019-04-future-human-braincloud-interface-people.html
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
28 Kasım 2015
Robotlar Her Emre Uymayacak
30 Mart 2016
Yapay Zekâların Yeni Mesleği: Yazarlık
09 Ağustos 2021
Teknolojik Tekillik İnsanlığın En Büyük ve Son Başarısı Olabilir
22 Haziran 2015
Algoritmalar Makineleri Nasıl Akıllı Yapıyor?
31 Mart 2016
Go Oyununda da İnsan Makineye Yenildi
04 Aralık 2015
Dünyayı Değiştirmekte Olan Yapay Sinir Ağları Nedir?