25 yılı aşkın bir süredir Hubble Uzay Teleskopu, astronomlara evrenin derinliklerine bakabilme imkanı sunuyor. Buna bağlı olarak da uzun süredir evrende binlerce keşfedilememiş galaksi olduğuna dair teoriler geliştirildi. Astrophysical Journal Letters 'da yayımlanan yeni bir araştırma; uzak galaksi sayısının tahmin edilenden 10 ila 100 kat kadar daha az bir sayıda olduğunu ileri süren bir teoriyi barındırıyor.

Makalede, evrenin derinliklerindeki "kayıp" galaksi sayısının düşünülenden daha az olduğu ileri sürülüyor. Geçmiş tahminler; evrende Hubble Uzay Teleskopu ile görebildiğimiz birkaç parlak galaksi sayısından yüzlerce ya da binlerce kat daha fazla galaksi bulunduğunu ileri sürüyordu. Ancak Michigan State University'den araştırmacılar yeni yayımladıkları makalede bu sayının 10 kata yakın bir değerde olduğunu söylüyorlar.

Araştırma ekibi; evrenin ilkel zamanlarındaki galaksi oluşumlarını gözlemlemek için süper-bilgisayar simülasyonları kullandılar. Ekip bir seferde; kütle çekimi ya da ışınım yoluyla gerçekleşen galaksi etkileşimlerini de içeren binlerce galaksi simüle ettiler. Simüle edilen galaksiler, gözlemlenenen (keşfedilen ve doğrulanan) uzak galaksi dağılımıyla da tutarlıydı. Öte yandan, simülasyonlar; daha önce düşünüldüğü gibi zayıf galaksilerin katlanarak artan bir sayıda olmadığını ortaya çıkardı. Parlaklık dağılımının alt sınırında bulunan galaksi sayısının katlanan bir artıştan (en.exponentially) ziyade grafik eğrisinin daha düz olduğu (en. flat) görüldü.

2018'in sonunda gelmesi beklenen James Webb Uzay Teleskopu ile bu simülasyonlar test edilebilecek. Gelişen teknoloji; Hubble'ın son yıllarda çektiği inanılmaz görüntülere dair daha detaylı bir bakış atabilme noktasında astronomlara fırsatlar tanıyacak.

Makale yazarlarından Michael Normal; Hubble Uzay Teleskopu'nun çok uzak galaksilere dair buzdağının yalnızca su üzerinde kalan kısmını görebildiğini söylüyor. Öte yandan James Webb Teleskopu uzak galaksilere dair görüşümüzü geliştirebilecek ancak teleskop görece küçük bir görüş alanına sahip. Bu da demek oluyor ki; gözlemler kozmik varyansı (yer yer galaksi sayısındaki istatistiksel değişim) göz önüne almalı. Yani gelişen teknoloji kullanılabilir olsa dahi bu simülasyonları geçerli kılacak şey budur.

 

---

Araştırma Referansı: Brian W. O’Shea, John H. Wise, Hao Xu, Michael L. Norman. PROBING THE ULTRAVIOLET LUMINOSITY FUNCTION OF THE EARLIEST GALAXIES WITH THE RENAISSANCE SIMULATIONS. The Astrophysical Journal, 2015; 807 (1): L12 DOI: 10.1088/2041-8205/807/1/L12
Kaynak: Michigan State University, "WE'RE NOT ALONE – BUT THE UNIVERSE MAY BE LESS CROWDED THAN WE THINK", http://msutoday.msu.edu/news/2015/were-not-alone-but-the-universe-may-be-less-crowded-than-we-think/